Haftalık ekonomi notları: Trump, Fed’e baskıyı arttırıyor
Fed beklenen faiz indirim kararını geçtiğimiz hafta vererek piyasanın ağırlıklı beklentilerine uygun olarak politika faizini 25 baz puan düşürerek hedef aralığı %4,00–%4,25 seviyesine çekti. Karar metnindeki en önemli değişim büyümede yavaşlama ve enflasyonun “bir miktar yüksek” seyretmesi oldu.
Eylül ayında yayımladığı tahminde 2025 ve 2026 yılları için ekonomik büyümenin haziran tahminlerine göre 0,2 puan daha yüksek olacağını öngördü. Enflasyon tarafında 2026 yılı tahminini 0,2 puan artırarak %2,6’ya revize etti.
Powell’ın konuşmasındaki yüz ifadeleri her şeyi özetliyordu aslında. Enflasyonun gidişatından memnun olmayan Fed, ekonomik faaliyetlerin ivme kaybetmesi nedeniyle faizi indiriyor algısını herkese verdi. Başkan Trump’ın etkisi gözle görülür şekilde hissediliyor. 25 puan faiz indirimi 11-1 oyla alınırken, tek itiraz Trump’ın atadığı Stephan Miran’dan geldi. Tabi bu itiraz faiz indirimine değil 50 puan faiz indirimi olması yönündeydi.
Fed üyelerinin yılsonu faiz beklentilerinde ise 9 üye iki faiz indirimi beklentisini ortaya koyarak %3,50-%3,75 aralığını ortaya koydu. Bir üye ise 1,25 puan düşeceğini öngörüyor.
ABD para politikasındaki gelişmeler ve ülkedeki siyasi riskler ile Türkiye’ye finansal piyasalar üzerinden etkisi mutlaka olacaktır.
Dolar endeksinin orta vadede hala zayıf seyretmesi beklense de bir miktar güçlenme de hala olası. TL’nin reel değerlenmesini destekleyici pozisyon devam etse de beklenti altında kur kalmaya devam ederse ithalat artacaktır.
Öte yandan belli başlı kombinasyonlarda “10x” kuralı işlemeye devam ediyor. Fed politika faizi yıl sonunda %3,50-%3,75 aralığına inerse TCMB politika faizinin de %35-%37,50 bandına inmesine yardımcı olacaktır. Fed’e bağlı bir politikamız tamamen yok ama gösterge olarak önemli bir yer tutuyor. Fed faiz indirdikçe Eurobond ihraç maliyetleri düşerken Hazine ihalelerine de yabancı ilgisini arttırma ihtimali yükselecektir.
Sağlıcakla kalın!