Kırılmaların eşiğinde: Bursa Fotofest

Kırılmaların eşiğinde: Bursa Fotofest
29 Aralık 2025 09:30
A+
A-

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi ve Bursa Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (BUFSAD) iş birliğiyle düzenlenen 15. Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali’nin (Bursa FOTOFEST 2025) küratörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Gülbin Özdamar Akarçay ve Özcan Yurdalan ile ‘Kırılma Zamanı’ temasının ortaya çıkış noktasını, bu tema ile anlatılmak istenenleri konuştuk.

İREM ERBAŞ / ÖZEL HABER

Bursa Fotofest’in bu yılki teması “Kırılma Zamanı”, hem bireysel hem toplumsal dönüşümlere odaklanarak izleyiciyi fotoğraf üzerinden düşünmeye davet ediyor. Festivalin küratörleri Gülbin Özdamar Akarçay ve Özcan Yurdalan, temanın çıkış noktasından seçki kriterlerine, Bursa’nın festivalle kurduğu ilişkiden fotoğrafın estetik-anlatı dengesine kadar pek çok başlıkta değerlendirmelerde bulundu.

“KIRILMALAR SADECE OLUMSUZLUĞU ANLATMAZ”

Festivalin eş küratörlerinden Prof. Dr. Gülbin Özdamar Akarçay, ‘Kırılma Zamanı’ temasını belirlerken kişisel, toplumsal ve kültürel meseleleri temel aldıklarını ifade etti. Akarçay, “Bunu düşünürken dünyanın geldiği nokta, Türkiye’nin toplumsal yapısı, kültürel değişimler, dijitalleşme yani aslında birçok alanda bir kırılma yaşadığımızı fark ettik ve bu kırılmalar hem gündelik yaşamımızı hem psikolojimizi hem siyaseti hem politikayı birçok şeyi etkiliyor maalesef. Fotoğrafın kendi ontolojik yapısında da bir kırılma var. Çünkü dijitalleşmeyle birlikte artık geleneksel fotoğraf diye tanımladığınız şey epeyce bir değişime uğradı. Hal böyleyken bir fotoğraf festivali de yapıyorken ‘Kırılma Zamanı’ teması tam da uygun bir temaydı bunun için.

Tabi ki biz küratörler olarak bir öneri getirdikten sonra festivalin diğer bileşenleriyle bir toplantı gerçekleştirdik ve onların da fikirlerini aldık. ‘Kırılmalar’dı başlangıçta. Ama sonra hep beraber bir fikir telakisi ile bunun ‘Kırılma Zamanı’ olarak değişmesini ve kırılma zamanının hem fotoğrafa referans olarak hem de bütün bu toplumsal meseleleri de kapsayacak şekilde karar verdik.

Türkiye’nin tüm kentsel yapılaşmalarında bir değişiklik var. Gençlerde ve çocuklarda da böyle bir değişim dönüşüm isteği var. Biliyorsunuz kırılmalar sadece olumsuzluğu anlatmaz. Aynı zamanda da bu kırılmanın sonunda ortaya çıkan bu enerjiyle büyük değişimleri de anlatır. O yüzden hem kırılma bir değişim enerjisinde tetikleyicisi olur. Bu nedenle böyle bir temaya karar verdik” dedi.

“HERKES KENDİ KIRILMALARINI SORGULASIN İSTEDİK”

“Kırılma Zamanı” temasının neyi anlatmayı amaçladığını açıklayan Özcan Yurdalan, fotoğrafın yalnızca estetik bir nesne olmadığını vurguladı. Yurdalan’a göre fotoğraf, hem toplumu hem bireyin iç dünyasını sorgulama imkânı sunan güçlü bir araç. Yurdalan, “Burada ki amacı şu şekilde ifade edebiliriz izleyiciyi biz bu etkinliklerin tamamında edilgen birer unsur olarak düşünmek istemedik. Gelip baksın, fotoğraflardan haz alsın sonra çıkıp gitsin şeklinde değil de aynı zamanda hayatı, çevreyi, dünyayı, kendini, içini gözleme ve yorumlama imkanından nasibini alsın istedik doğrusunu isterseniz amacımız bu. Fotoğraflara bakan herkes kendi kırılmalarını, çevresinde olan biten kırılmaları ve dünyanın içinde yaşamakta olduğu bu dehşetengiz kırılma zamanlarını sorgulasın istedik” dedi.

SORUNLAR VE FARKLI ÜSLUPLAR

Festivalin küratörlerinden Gülbin Özdamar Akarçay başvurular arasından seçim yaparken izledikleri yolu anlattı. Akarçay, “Biz küratörler olarak davetli fotoğrafçıları seçerken temaya da bağlı kalarak temsiller oluşmasını çok istedik. Özellikle bellek mevzuları, iklim krizi, farklı coğrafyalarda yaşanan iklim krizi ya da gençlerin kendini ifade biçimi. Görülmeyen fotoğrafçıların, özellikle toplumsal meselelere ilişkin yaptığı projeler bunlar bizim için çok önemliydi ve önemli olan bir başka şey de fotografik tarzların farklı temsilleriydi. Yani sadece tek bir fotografik tarzı üreten fotoğrafçıları sergilemek yerine bu Kırılma Zamanı temasına uygun işler üreten ve aynı zamanda farklı üslupları, dilleri ve fotografik bakışları olan fotoğrafçıları seçmeyi tercih ettik. Bu da tabii bizim elimize farklı seçkiler getirdi. Temel seçme pratiğimiz buydu aslında ama fotoğrafçıları seçerken bir derdi olan bu derdini fotografik bir açıyla anlatmaya çalışan bunu anlatırken de hem çağdaş hem geleneksel hem de farklı deneysel işlerle uğraşan ve projenin içerisinde bir arka metni olan ve bir sorunsalı olan işleri seçmeyi tercih ettik” ifadesinde bulundu.

“ÖZ, BİÇİMİ BELİRLER”

Fotoğrafta estetik mi yoksa hikâye anlatımının mı daha önemli olduğuna açıklık getiren Yurdalan, bu tartışmanın çok eski olduğunu hatırlatarak “Asıl olan anlatıdır, içeriğidir, fotoğrafın sözüdür. Çünkü fotoğrafı bir iletişim aracı olarak ve hayata, kendine bakma vasıtası olarak düşündüğümüz için önemli olan ne anlattığı. Fotoğrafın gücü, etkisi bu anlattığı içeriği hakikaten etkileyici yaratıcı bir form içinde sunabiliyor mu? Dolayısıyla ikisi de son derece önemli” dedi.

Sergileme sürecinde teknik kalitenin de önemli olduğuna dikkat çeken Yurdalan, tüm işlerin en iyi baskı teknikleriyle hazırlandığını belirterek bunun izleyiciye duyulan saygının bir göstergesi olduğunu vurguladı.

FOTOFEST, SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR KÜLTÜR BAŞARISI

Bursa Fotofest’in kent için taşıdığı öneme değinen Akarçay, festivalin 15. yılına ulaşmasının Türkiye koşullarında büyük bir başarı olduğunu söyledi. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ve kent halkının ilgisi sayesinde festivalin sürdürülebilir bir yapıya kavuştuğunu ifade eden Akarçay, özellikle çocukların ve gençlerin sergilerle buluşmasının kendilerini çok heyecanlandırdığını dile getirdi.

Akarçay, “Çocukların zihinlerinde bir hayali oluşturabiliyorsak onlara farklı bir bakış sağlayabiliyorsak bu gerçekten çok değerli. Gençlerin bu festivalde yer alıyor olması… Genç kadın, kız arkadaşlarımızın sergilerinin olması, çocukların atölyelerden ortaya çıkan eserlerinin olması onların ailelerinin bu festivale dahil olması… Sadece izleyen olarak değil, bu festivale bizzat imge üreten olarak katılmaları ve profesyonel bir sergide kendi fotoğraflarını görebiliyor olmaları unutulmaz bir deneyim” dedi.

“FOTOĞRAFÇININ AMACI KENTİ GÜZELLEMEK DEĞİL, HİKÂYE ANLATMAKTIR”

Bursa’nın tarihi ve kültürel dokusunun fotoğrafla ilişkisini değerlendiren Özcan Yurdalan, “Bursa’nın sosyolojisi, ekonomisi, tarihi geçmişi, kültürel birikimi bir çok hikaye anlatmak için son derece elverişli. Ama fotoğrafçının maksadı Bursa’nın güzelliklerini göstermek, Bursa’yı olduğundan daha güzel göstermek olmamalı. Fotoğrafçının işi Bursa’dan hikayeler üretmek olmalı ve bu hikayeler hakikate dair olmalı” ifadesinde bulundu.

Festivalin aynı zamanda bir öğrenme ve paylaşım alanı olduğuna dikkat çeken Yurdalan, Bursa’daki fotoğrafçılara da çağrıda bulunarak, “Bu festival bana ne kattı ve ben ne kadar faydalanabildim?” sorusunun herkes tarafından sorulması gerektiğini söyledi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.