PROFESYONELCE

03.01.2023
A+
A-

Bir kurumda, bir işleyişte keyfilik mevcutsa ve işe göre adam yerine, adamına göre iş varsa, orada profesyonellikten asla söz etmek mümkün değildir…

Matematik alanında eğitimin en üst derecesinde eğitimini tamamlamış bir eğitimci olarak,
uluslararası geçerliliğe sahip “bilim doktoru” veya uluslararası kısaltmayla “PhD” ünvanına sahibim…

Üstelik 20 yıllık bilgi birikimine ve mesleki deneyime sahip bir eğitimciyim…

Yalnızca belli bir eğitimi almakla herhangi bir alanda uzman olunmaz. Tecrübe yoksa, yine de amatörlük söz konusudur kanaatimce…

Hem üst düzey eğitime sahip hem de yeterli mesleki tecrübesi varsa ancak, o kişi kendi alanında profesyoneldir denebilir.

Profesörlük ayrı, profesyonellik ayrı, birbirine karıştırmayalım lütfen…

BİLİM DOKTORUYUM

Doktora yapmış bir kişi nelere sahip olur mesela, ilk önce onu bir ortaya koyalım.

Tabi ki sayacağım maddeler uluslararası kabul görmüş, genel geçerliliğe sahip maddelerdir.

Kafadan sallama yazmıyorum maddeleri.

Kendimi övmek için de asla yazmıyorum, buna ihtiyacım yok.

İnsan zaten durduk yere kendi kendisini överse bilin ki o başarısız bir kişiliğe sahiptir.

Benim kendimi övmeye hiçbir zaman hiç ihtiyacım olmadı.

Başarılarım ile konuşurum ve başarılarımı ortaya dökerim, o zaman zaten herkes sus pus oluyor…

Benden daha başarılı biri varsa şayet çevremde, takdir etmesini bilirim.

Gayet mütevazi ve adaletli bir kişiliğe sahip biriyim.

Mütevaziliği kendini yok saymak olarak görmüyorum. Yoksa herhangi bir vasfı olmayanlar tereciye tere satmaya kalkışıyor.

İbn-i Haldun’un da dediği gibi: “Fazla tevazunun sonu, vasat insandan nasihat dinlemektir.”

Profesyonel olanın karşısında amatörlerin sesi yükseliyorsa, orada ortaya konacak olan tevazu, olsa olsa safdillik olur…

Art niyetim hiç yoktur…

Art niyetli kişiler benim gözümde her zaman çöptür.

Çünkü bilgi ve başarı en büyük hazinelerin anahtarıdır…

Ben o anahtara sahip olmuş biriyim kendi alanımda.

O yüzden kendimi övmeye hiç ihtiyaç duymam.

Kimseyi küçümseme amacı ile de yazmıyorum.

Kişilerle, bireysel olarak kimse ile bir sorunum yok. Kendi işimde, gücümdeyim. Kimseyle şahsi olarak uğraşacak aylaklıkta hiç olmadım.

20 yıl boyunca, aralıksız, başarıdan ve kaliteden asla ödün vermeden öğretmenlik yaptım.

DURUM ANALİZİ

Uluslararası geçerliliğe sahip ve kabul görmüş olduğu için yazıyorum bu maddeleri.

PhD’li bir kişi:

Yeri gelir, hakkını hukukunu savunacak yazılar yazar…

Yani yazma becerisi gelişmiştir.

Yeri gelir, bilimsel makaleler yayınlar…

Yeri gelir, alanında akademik kitap çıkarır…

Araştırma, gözlemleme, analiz etme yeteneği profesyonelanlamda gelişir…
Aynı zamanda araştırma becerisine hakimiyet oluşur.

Yaptığı işleri ezbere değil, bilime ve tecrübeye dayalı olarak yaptığından, neyi nasıl yapacağını doğru analiz ederek yapar…

Gerek kürsüde, gerek konferans salonunda, gerek toplum önünde bilimsel konuşmalar yapma yeteneğine sahip olur…

Topluluk önünde konuşma becesini arttırır.

Projeler yönetir, kişileri yeteneklerine uygun şekilde organize eder, onlara liderlik, yürütücülük yapar…

Proje yönetimine tam hakimiyet sağlar.

Profesyonellikten asla ödün vermez.

O nedenle yaptığı her işi tam hakimiyet ile yapar.

Eleştirilere kulak vermeden, kendini gelişmelere kapatarak sadece kendi bildiğinin doğru olduğu sanrısının dogmatik bir yaklaşım olduğunun bilincindedir.

Gerçekleştirdiği herhangi bir işin kalitesine önem ve değer verdiği için sürekli eleştirel yaklaşımlarda bulunur…

Eleştirel düşünce tarzı profesyonel anlamda gelişir.

Ekip çalışmalarını profesyonelce yönetir…

İşbirliğine hakimdir.

Başında bulunduğu gerek sınıfını, gerekse ekip çalışmasını en ince ayrıntısına göre planlar ve bu süreci geliştirdiği kendine has yönetim biçimiyle takip eder.

Özgün, profesyonel yönetim şeklini oluşturur…

ULUSLARARASI ÖZEL BÜYÜK BİR FİRMA DÜŞÜNÜN

Uluslararası özel büyük bir firmada iyi bir pozisyonda işe başlamak için ilk önce iyi bir eğitiminiz olması gerekiyor, malumunuz.

Yeterli bir eğitime sahip birisiniz diyelim ve iyi bir pozisyonda işe başladınız…

Aradan 3-5 yıl geçmiş, siz bu uluslararası özel büyük firmada yönetici olmaya karar verdiniz…

Ve onun için atılımda bulundunuz…

Diğer taraftan;
Bir başka çalışan bu firmada sizden 15 yıl önce işe başlamış…

Ve sizin görmüş olduğunuz eğitimin fersah fersah üstünü görmüş…

20 yıl boyunca bu mesleği deneyimlemiş…

Özel uluslararası bu firmanın yurt içi ve yurt dışı çalışmalarında profesyonel işler yapmış…

Ve firmayı sadece ulusal değil,
uluslararası alanda temsil edebilecek düzeye ulaşmış…

Defalarca yurt dışında profesyonel arenada firmayı başarıyla temsil etmiş…

Öyle ki, firmadan defalarca üstün başarı ödülü almış…

Vizyon ve misyon sahibi olduğundan öngörüleri firmayı diğer rakiplerinden hep bir adım önde tutmuş…

Gelişime ve bilime açık, esnek bakış açısı sayesinde firmanın da gelişimine ve kalitesine gözle görülür bir fark katmış…

Çünkü kendisi de bir bilim insanı…

BİR YÖNETİCİ SEÇMEK İÇİN NEYE BAKILIR?

Akademik anlamda kariyerine bakılır mesala…

O işe hakimiyetine bakılır…

Başarılarına bakılır…

Vizyon ve misyonuna bakılır…

Profesyonelce yaptığı işlere bakılır…

Tecrübesine bakılır…

Eğitimine bakılır…

Ekip çalışması konusunda projelerine bakılır…

ANKET

Hadi okuyucularım ile bir anket yapalım…

Tüm okuyucularıma kendi köşemden soruyorum:

Farzedelim ki, her biriniz uluslararası özel bir firmanın hem sahibisiniz hem de patronusunuz.

Elinizde iki yönetici adayı var.

Büyük bir firma olarak haliyle, profesyonelce iş yapmak istiyorsunuz…

Siz olsanız, kimi bu şartlar altında yönetici olarak seçersiniz?

Fersah fersah yüksek deneyim, mesleki tecrübe ve öngörü sahibi yönetici adayı varken;
Üstelik diğerinden fersah fersah çok üst düzeyde bir akademik eğitime sahipken…

Böyle büyük bir firmanın sahibi olsanız, ezbere dayalı, tecrübesiz birini yönetici olarak seçer misiniz?

“Sen git, daha 40 fırın ekmek ye, öyle gel” dersiniz değil mi?

İşte sözün bittiği yer…
Herkesin sus pus olduğu o büyülü an…

Sus pus olmayıp ne yapacaklar, söylenecek söz var mı ki?

Tabi ki yok…

Varsa, buyursun, söylesin, dinliyorum…

Firmanın patronu olan size sorum şu:

O tecrübesiz kişi;
Kendinden fersah fersah yüksek eğitime, tecrübeye, deneyime sahip birini nasıl yönetecek?

Yöneticilik oyununa izin verir mi böylesi özel büyük bir firma?

Uluslararası özel büyük bir firmada bu şekilde bir tane absürt yöneticilik örneği kim gösterebilir?

Sizce var mıdır?

Bence hiç yoktur…
Bir tane bile örneği yoktur…

Eğer profesyonel iş çıkmasını istiyorsa o firma,
İşe göre adam seçer…

Adamına göre işin olduğu yerde ise profesyonellik beklentiniz asla yok demektir…

Hele hele keyfe kederlik varsa o firmada,
O zaman göstermelik başarılar ile işi götürme çabası vardır…

Vitrin işi vardır…

Maksat, dostlar alış verişte görsün anlayışı vardır…

Profesyonellik yoktur…
Attaya gitti işi vardır…

Uzun lafın kısası, uluslararası hiçbir büyük firma, söz konusu yöneticilik olunca, aslanı fareye boğdurmaz…

Dr. Meryem ÇILDIR

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.