Sözünde durmak

17.02.2022
A+
A-

 

Sözünde durmak verdiği sözü yerine getirmek, sözünden dönmemek.

Günümüzde pekte ehemmiyeti olmayan bir kavrama dönüştü. Verilen sözler, yerine getirilmeyen sözler, ya da daha önce söylediği sözün arkasında durmayan ve tam tersi söylenen sözler.

Aslında doğru insan olmanın gerekliliğidir sözünde durmak. Olması gereken vasıflardan birisidir. Her alanda sözünde durmak çok önemlidir. Doğru insan insanlığını gösteren merhamet eden sözünde duran insandır.

 Sözünde durmak deyince şu kıssayı anlatmadan geçmeyelim.

Hz. Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler, derler ki

-Ey halife bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin.

Bu söz üzerine Hz. Ömer suçlanan gence dönerek:

-Söyledikleri doğrumu diye sorar.

Suçlanan genç derki evet doğru bu söz üzerine Hz Ömer:

-Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar.

Bunun üzerine genç anlatmaya başlar, derki:

-Ben bulunduğum kasaba hali vakti yerinde olan bir insanım ailemle beraber gezmeye çıktık kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi.

Hayvanlarımın arasında bir güzel atım varki dönen bir defa daha bakıyor hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyva koparmasına engel olamadım, arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı atım oracıkta öldü, nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım babası öldü, kaçmak istedim, fakat arkadaşlar beni yakaladı, durum bundan ibaret, dedi.

Bu söz üzerine Hz Ömer söyleyecek bir şey yok bu suçun cezası idam, madem suçunu da kabul ettin…

Bu sözden sonra delikanlı söz alarak:

-Efendim bir özrüm var, ben memleketinde zengin bir insanım babam rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı, gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım şimdi siz bu cezayı infaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettiğiniz için Allah indin ’de sorumlu olursunuz, bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün için de yerime birini bulurum der.

Hz Ömer dayanamaz derki:

-Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalır ki? Der,

Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar derki,

-Bu zat benim yerime kalır, o zat Hz peygamber (s.a.v)  efendimizin en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelen AmribniAsr’ dan başkası değildir. Hz Ömer Amr ‘a dönerek

-Ey Amr delikanlıyı duydun, der.

O yüce sahabi:

-Evet, ben kefilim der ve genç adam serbest bırakılır.

Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur, Medine’nin ileri gelenleri Hz. Ömer’e çıkarak gencin gelmeyeceğini, dolayısıyla AmrİbniAsr’a verilecek idamın yerine, maktulün diyetinin verilmesini teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz, derler.

Hz. Ömer kendinden beklenen cevabı verir, derki,

-Bu kefil babam olsa fark etmez, cezayı infaz ederim.

Hz. AmribniAsr ise tam bir teslimiyet içerisinde derki,

-Biz de sözümüzün arkasındayız.

Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür.

Hz Ömer gence dönerek derki,

-Evladım gelmeme gibi önemli bir fırsatın vardı neden geldin?

Genç vakurla başını kaldırır ve:

-Sözünde durmadı demeyesiniz diye geldim, der.

Hz. Ömer başını bu defa çevirir ve AmribniAsr’a derki,

-Ey amr sen bu delikanlıyı tanımıyorsun nasıl oldu da onun yerine kefil oldun?

AmribniAsr:

-Bu kadar insanın içerisinden beni seçti, insanlık öldü dedirtmemek için kabul ettim der.

Sıra gençlere gelir derler ki,

-Biz bu davadan vazgeçiyoruz, bu sözün üzerine Hz Ömer:

-Ne oldu biraz evvel babamızın kanı yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz?

Gençlerin cevabı dehşetlidir:

– Merhametsiz insan kalmadı demeyesiniz diye.

Bir kıssa günümüz durumunu özetlemiş adeta. Sözünde durmayan, insanlık ölmüş dedirten, merhametsiz insan kalmadı dedirten topluluğun felaha ulaşması zor. Allah bizi böyle bir topluluk olmaktan uzak etsin.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.