SURİYELİLER GİTMELİ Mİ?

23.04.2022
A+
A-

Bir kaç gündür gündem olan mesele hakkında bir kaç kelamda biz edelim. Malum toplumun kanayan yarası gibi duran ve bilerek sürekli köpürtülen Suriyeliler meselesi, sanki onlar gelmeden önce ülkemizde ne hırsızlık ne arsızlık olmuyormuşta huzur iklimi içerisindeymiş gibi bir hava estiriliyor. Bu konuya nereden baktığımız çok önemli. Tabi bu mültecilerin içinde ahlaksız yokmu? Var. Hem dik alası var. Gereği yapılmalı mı? Evet yapılmalı. Ancak bir hakikat varsa, o da gittiklerinde ciddi bir ara eleman sorunu yaşayacağımız yönünde olacaktır.

Devam…

Maksadım bu grubu kutsayıp yüceltmek değildir. Bazı art niyetliler hemen buradan vurmaya çalışacağı için bilinsin isterim. Her zaman olduğu gibi hakikatin peşindeyim.

Açıkçası yaşadığım şehirdeki tutumlarından bende hoşnut değilim. Keza Bursa’nın Çarşamba semtine artık Halep/Şam gibi yakıştırmalar yapıyoruz.. Edebi adabıyla oturan onlarca aile gösterebilirim rahatlıkla. Ancak bizdeki hastalık, pireye kızıp yorgan yakmak olunca, twitter’da gündem bile tüm Suriyeliler oluyor. Tabi mezvu büyük gibi gösterilince, siyaseten de gündem olması, oy devşirme potansiyelinin yüksek olması da bazılarının iştahını kabartıyor. Sanki ülkenin yumuşak karnı buymuş gibi…Bu konu, art niyetliler tarafından, iki toplum arasında ırkçılık ve fitne çıkarmak için bilerek kaşınıyor.

Şahsen ülkemizin zikredilen rakamları cebinden harcadığına inanmıyorum. Çünkü uluslararası sınır anlaşmaları gereği ciddi bir fon aktarılıyor ülkeye. Ayrıca AB’den gelen fonları da katarsak, yüksek bir meblağa ulaşmak normaldir. Hatta verdikleri sözleri tutmamaları halinde sınıra yığılan mültecileri hatırlarsınız. Umarım…

Toplumun bir kısmı, bilinçli veya bilinçsiz bu durumdan rahatsız. Bir şekilde gönderilmeli diyorlar. Bayramlarda sınırdan geçiş yapacak kadar sorunsuz bir bölge ise evet, daha fazla durmalarının alemi yoktur. Sonuçta savaş var ise bayram seyran dinlemez.

 

Bir süredir sürekli yazdığım Misak-ı Milli konusuna bir atıf yapıp bakış açınızı değiştirmek isterim. Mustafa Kemal Atatürk: “Bu hudut İskenderun körfezinin güneyinden, Antakya’dan, Halep ile Katma istasyonu arasında Carablus köprüsünün güneyinde Fırat nehrine ulaşır. Oradan Deyrizor’a iner, oradan doğuya uzatılarak Musul, Kerkük ve Süleymaniye’yi içine alır” şeklinde sınırları tanımlamıştır. Yani bugün göndermemiz istenen mülteciler yakında deklare edeceğimiz Misak-ı Milli sınırlarımız içerisinde yaşayan vatandaşlarımızdır. Şimdi biz Misak-ı Milli’yi ilan edersek yine Suriyelileri istemiyoruz diyecek miyiz?

Konuya stratejik bakmakta fayda var.

Misak-ı Milli çok yakında!

#DevletimizeGüvenin!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.