TARAFSIZ TÜRKİYE

22.03.2022
A+
A-

Bir önceki yazımızda belirttiğimiz gibi Türkiye, Uluslararası diplomasi konusunda dünyanın merkezi olmuş durumdadır. 11 Mart’ta başlayan Antalya diplomasi forumuna, dünya dış işleri bakanlarının 4te 1’nin katılmış olması, Ukrayna Rusya krizi çerçevesinde yapılan görüşmelerin ardından önemini bir kez daha göstermektedir. Bu ara Türkiye’nin gerçekten tarafsız olup olmadığı tartışılmaktadır. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, “Savaş olduğu zaman taraf tutmak zorunda değiliz; tam tersi savaşın sona erdirilmesinde her iki tarafta eşit bir şekilde diyalog kurabilen ülkeyiz. Taraf tutma lüksümüz yok.” açıklaması sanırım yeterlidir.

Son 5 yılda Türkiye’nin Ukrayna’ya en çok yatırım yapan ülke olması ile askeri savunma sanayi anlamında yaptığı ticari faaliyetler, kimi kesimlerce Rusya ile ülkemizin arasının açılacağı yorumlarına neden olmuştur. Ülkemizin, Rusya’nın operasyon olarak tanımladığı krizi savaş olarak nitelendirmesiyle birlikte Montrö anlaşmasından doğan haklarımız ile boğazların savaş gemilerine kapatmasının yanında Birleşmiş Milletler güvenlik konseyinde alınan kınama kararınına da katılması, Ukrayna’dan taraf gibi görülmekte, değerlendirilmektedir.Yanlış hatırlamıyorsam Ukrayna askeri birlikleri, Türk Silahlı Kuvvetleri subayları tarafından eğitilmişti. Ukrayna sahada bunun faydasını fazlasıyla görüyor.Ancak Türkiye, yaptırım kararlarının hiç bir tanesine de katılmamakta, uygulamamaktadır ve Rusya’nın ilkesel olarak cezalandırılmasını desteklememektedir. Rusya’da bunun karşılığında “dost olmayan ülkeler listesi”ne Türkiye’yi dahil etmemektedir.

Kiev hükümetinin de Türkiye’ye güveni tam ki Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy’nin danışmanı Ihor Zhovkva, ülkesinin ‘tarafsızlık’ statüsüne dair güvenlik garantilerini “Yalnızca aralarında Rusya’nın da bulunduğu ülkeler değil, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Türkiye gibi güçlü ülkelerce de sağlanmalı” dedi.

Krizin kilidinin anahtarını Türkiye elinde tutmaktadır. Aylar önce bir çok kez bu satırlarda bu durumun çözümü Türkiye’nin arabuluculuğu ve diplomasi uzmanlığı ile çözülebileceğini söylemiştik, yine aynı şeyi söylüyorum. Hatta çaresiz kalan ABD, AB ve NATO gibi güçlerin bile umudu Türkiye’nin arabuluculuğundan yana.

Unutmadan;

Medyada S-400’lerin Ukrayna’ya gönderilmesi ve Türkiye’nin F35 programına geri dönmesi ile ilgili bazı satırlar okuyorum. Allah C.C. akıl fikir versin bu insanlara. Koca koca yazarlar nasıl böyle bir şeyi kaleme alırlar, anlamak güç. Yaptıkları açık açık ABD tarafgirliğidir. Aslında bu durum, Abd ve ülkemizdeki yardakçılarının hatta F35 proje ortaklarının Türkiye’ye yeni yön verme çabalarından başka bir tanesidir.

Böyle bir şey teklif dahi edilemez. F35 program ortakları, projeden cebren çıkardıkları Türkiye’nin hakkettiği tazminatı ödememek için kırk takla atıyorlar. Biz ise farklı bir hesap içerisindeyiz. F16’ların lisans ücreti olarak görüp, uçaklar üzerindeki abd hegemonyasını sonlandıracağız. Harcanan paranın yani tazminat hakkını F16 alarak kullanmak istiyoruz.

Mesele biraz daha uzun. Şimdilik burada bir virgül koyalım.

Devletimize Güvenin!

YORUMLAR

  1. Ali dedi ki:

    Çok doğru tespitler 👍