TÜRKİYE İTTİFAKI

02.04.2022
A+
A-

Lütfen bu yazıyı, fikirlerinize pranga vurmuş siyasi parti ideolojilerini bir kenara bırakıp okuyun.

Bir önceki yazımızda asırlardır var olan “Kadim Türk Devlet Aklının” diğer ekollerin arasında aldığı yeri yazdık. Şimdi ise farklı bir perspektiften bakmaya devam edelim.

 

Geçmişte de olduğu gibi yine ülkemizin içerisinin karma karışık olduğu acayip bir dönemden geçiyoruz. Ekonomik sıkıntılar, garip garip beyanlar veren sözde devlet adamları, ana muhalefet partisi dediğimiz grubun kurduğu ittifak masaları, toplumun sinir uçlarına dokunan ve bilhassa dini hassasiyetlerimiz dikkate alınmadan atılan adımlar ile gitgide gerilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Kaos için tüm şartların hazırda olduğu ülkemizde hâlâ neden ortalığın karışmadığı sorusunun cevabı ise, geçmişte yaşanan Gezi Parkı ayaklanmasının sonuçları ile 15 Temmuz kalkışmasından bir sonuç alamayan dış ekollerin, bu usullerle Devlet ve Milleti karşı karşıya getiremeyeceklerini anlamış olmalarındadır. Onlar bu vesile ile hem askeri hem toplumsal isyan çıkarma çalışmalarına kapılarını kapatmış görünüyorlar. Çünkü  Halk, devletini ite köpeğe yem etmeyeceğini defalarca göstermiştir. Şu an bulunduğumuz durumda iç savaş çıkmıyorsa milletimizin sahibi olduğu ferasettendir.

Hâl böyleyken, görünen o ki bu ekoller, artık farklı yöntemler kullanıyorlar. Türkiye’den vazgeçemedikleri için, ekonomik baskılarla gelmeye başladılar. Döviz kurundaki dalgalanmalar ile enerji ve gıda fiyatlarındaki orantısız artışlar, bu baskıların bir sonucudur. Bu baskıyı sadece biz değil, dışa bağımlılığını azaltamayan tüm devletler hissetmektedir. Ancak, dünyanın herhangi bir ülkesi veya halkı bizim yaşadıklarımızı yaşasaydı, şu an o devleti bağımsız kabul edemezdik. Zira bizdeki aidiyet başka milletlerde yoktur.

 

Hani dedik ya karmaşa karışık diye. Şimdi burayı açalım biraz.

Ülkede siyaseten hakim iki kanat bulunmaktadır. İktidar kanadı ile muhalefet kanadı. Sanmayın ki devlet, iktidarı kontrol altında tutarken muhalefeti boş bırakmaktadır. Aksine muhalefeti dizayn eden de Kadim Türk Devlet Aklı‘dır.

Aslında son bir kaç seçimdir bu durumun emarelerini görmekteyiz. Mesela ilk cumhurbaşkanlığı seçimi ile yaklaşan yeni seçim sürecinde kimin aday olacağı konusu, kimin devlet adamı yetiştirdiği meselesine dayanmaktadır. Örneğin Ekmeleddin İhsanoğlu, yıllarca Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan ile yakın ilişkiler içerisinde bulunmuş hatta İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekreterliği görevini 4 yıl yapmış biridir. Baktığınız zaman böyle birinin sol tandanslı muhalefet kanadından aday olması tam bir handikaptır. Ki o dönem muhalif MHP’de görev alan İhsanoğlu, sonradan ittifak ortağı olarak rakip değildir destekçi konumundadır. Keza sanki seçim, Erdoğan kazansın diye yapılmıştır. Veya Muharrem İnce örneğini ele aldığımızda aralarındaki oy oranı farkı, muhalefeti devletin dizayn ettiğini göstermektedir. Önümüzdeki seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhtemel adaylığı ise aday olduğu takdirde Sayın Erdoğan’ın ipi rahatlıkla göğüslemesini sağlayacaktır. Hiç bir seçim kazanamamış Kılıçdaroğlu’nun ancak partisinin aldığı oy oranı kadar oy alacağını söylemek yanlış olmaz. Ve yine bir seçim Erdoğan kazansın diye yapılıyor hissi ağır basıyor bende. Düşünün CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı dahi ülkücü kökenli ve eski bir MHP’li. Tamda devlet aklının işi. Tabi tüm bunlar birer fikir ve siyasetin yarın ne getireceği belli olmaz.

 

Toplum ekonomik zorluklar ile mücadele ederken, diğer yandan iktidar partisi kanadının bu sebeple kan kaybettiği aşikardır. Eğer muhalif kanat sağlam bir aday bulamaz ise bir seçim daha aynı sonuçla bitebilir. Süreç devam ededursun, 2023 senesinin yeni ittifak modelinin genişletilmiş bir ittifak modeli olacağını düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha öncede Türkiye İttifakı çağrısı yaptığını biliyoruz. Bu yönde gelişmeleri bu yıl sonu veya 2023 başlarında göreceğiz. Milli duygular içerisinde olan toplum ise iyice belirginleşecek olan bu ittifak modeline hayır diyemeyecektir. Eğer bu ittifak sağlanırsa halk devleti ile ortak noktayı bulmuş olacaktır. Tabi siyasi temizlik ve “Adil bir Ekonomik Düzen” şart. Millet artık başka devletlerin/ odakların güdümünde olan siyasilerden ve ekonomik modellerden bıktı. Şurası da bir gerçek ki, bu iki şart olmadan bu ittifakın bile tutması zor.

 

Dünyada her geçen gün yıldızı yükselen Türkiye, yeni ittifak modeli ile içeride de yükselecek ancak bu ittifaka kim liderlik eder? Kim bilir? Devlet bilir! Bizim de aklımızda bazı isimler var ancak şimdilik bizde kalsın. Vakti geldiği zaman onu da yazarız İnşaAllah.

 

            Devletimize Güvenin!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.