Tepsideki altın: Baklava!

Arda EKİNER

Merkezlerinin İstanbul olduğunu aktaran Şube Müdürü Buldular, “İstanbul Karaköy’de başlayan bir macera bu, yıllar sonra tüm dünyaya yayılacak ve tam bir başarı hikayesi olarak taraflı tarafsız herkesçe kabul görüp tescillenecek. Ülke çapında 23 mağaza dünyada ise Avrupa’dan Amerika Birleşik Devletleri New York’a kadar bizim mirasımız baklavanın bayrak taşıyıcılığını yapıyoruz’ ifadelerini kullandı.

YÜZEDE YÜZ TÜRK MİRASI

Marka Kurucusu Mehmet Necat Güllü’nün dünyaya açılma konusunda idealist davrandığını belirten mağaza Müdürü Buldular, “Hiçbir zaman tamam yeter dememek gerek ne iş yapıyorsak yapalım bugün eğer Manhattan’da Queens’te tüm dünya insanları Türk baklavası yiyorlarsa burada marka kurucusu Mehmet Necat Bey’in çok payı var. Tartışmaya bile gerek duymam baklavanın bizim olduğu konusunda, baklava çok değerlidir emek ve sabır vardır bu kadar ince işin başka bir mutfakta, kültürde olması imkan dışı baklava yüzde yüz Türk mirası” şeklinde konuştu.  Baklava yapımını da anlatan Tolga Buldular, “Baklavacılık emek ister, güç ister, dikkat ister. Önce ham maddeyi almaları lazım. Ham maddeyi alırken, kaliteli un alacaklar. Sert buğdaydan yapılmış un alacaklar. Bir kilo un, 12 gram tuz, 3 yumurta, 2 su bardağı su, iki ya da 3 damla limon, 1 yemek kaşığı tereyağ kurumasın diye. İyice yoğursunlar. 1 saatte yakın bekletsinler. Üstünü kapatsınlar ıslak bezle. Sonra beze yapıp açmaya başlasınlar. Açarken unla açarlarsa incelmez. Buğday nişastası ile açarlarsa daha çok incelir. Onu açmakta kolay değil. Nişastayı yapışmaması için tozutarak atacaklar. Top atmayacaklar” ifadelerini kullandı. 

DİYABET İÇİN LİGHT BAKLAVA

Şeker hastaları için light baklava üretimlerinin de olduğunu aktaran Buldular, “Normal baklavada yağ olarak sade yağ kullanırız, diet yani light baklamızda baklava içinde kullandığımız zeytinyağıdır. Şeker yok vatandaşımız nefsini köreltsin ve bu tattan mahrum kalmasın diye light baklavamızda mevcut” diye konuştu.  Şanslı olduğumuzu Türk mutfağının çok seçenekli olduğunu belirten Buldular, “Köklü geçmişimiz bize yemek anlamında da sayısız olasılık sunuyor, fakat bunların içinde biri var ki tepsideki altın’ dedi.