15 TEMMUZ GAZİSİ ANLATTI
15 Temmuz Darbe gecesi gazi olan Bursalı Abdurrahman Kafkas, darbe gecesi yaşadıklarını anlattı.
Sevda YAMAN
Abdurrahman Kafkas darbe gecesi haberi evde aldığını belirterek; “O gece abimin yanına ziyarete Bursa’dan Ankara’ya gitmiştim. Televizyonda ve internette haberleri gördük. O sıra evdeydik. Normal de Bursa’da ikamet ediyorum. O gün tevafuk bir şekilde abimleri ziyarete Ankara’ya gitmiştim. Ailece akşam yemeğimizi yedik ve sonrasında haberleri gördük. Yani o gün orada olmam tevafuktu. O geceyi tanımlamak gerekirse; milletimizin üzerine çok karanlık bir oyun oynandı. Kirli eller bir defa daha milletin üzerine daha önce hiç yapılmamış bir şekilde çok ağır silahlarla kinlerini kustu. Bizler de ekmeğini yediğimiz suyunu içtiğimiz bu vatanın gölgesinde büyüdüğümüz için bir vatandaş olarak elimizden geleni yapmaya çalıştık. Allah o gün bize şehitliği nasip etmedi. Gazi olduk. Bu saatten sonrada elimden geldiğince kim olursa olsun yaşadıklarımızı tam anlamıyla anlatmak bizim bir vazifemiz. Çünkü biz orada olayın en sıcak olduğu yerde olayı görüp, yara alıp bugünlere geldik. Bizim görevimiz bunu insanlara anlatmak” dedi.
EVDE DURMAMAM GEREKTİĞİNİ HİSSETİM
Abdurrahman Kafkas; “İnternette haberi gördükten sonra olay şöyle gerçekleşti; İlk önce darbe girişiminin ihtimali haberini aldık. Daha sonra içimde farklı bir duygu oluştu. Evde durmamam gerektiğini hissettim. Tabii ki o anda daha Cumhurbaşkanı’mız sokağa çıkma çağrısını yapmamıştı. Abimle birlikteydik. Abim Ankara’nın en büyük meydanı olan Kızılay meydanına gidelim dedi. Ancak ben darbenin hükümete yapıldığını düşünerek Ankara AK Parti Genel Merkezi’ne gitmek istedim. Abimde kabul etti. Benim düşüncem darbe hükümete yapılıyor ve önce genel merkeze gidelim orada neler oluyor onu çözelim ve ona göre hareket edelim düşüncesiydi. Sonra genel merkeze doğru yola çıktık. Bu esnada insanların garip bir şekilde atmleri ve benzin istasyonlarına akın ettiğini gördük. Bu beni çok üzdü. Sonuçta vatan elden gittikten sonra 5 yıllık gıdanı stoklasan neye yarar? 5 yıl bitince yine kölesin. Akabinde AK Parti Genel Merkezi’ne vardık. Orada çok güzel bir kalabalık vardı. İnsanlar daha Cumhurbaşkanı’mızın çağrısını duymadan oraya gelmişti. Yaklaşık bir saat orada bekledik. Akabinde Gaziantep AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar genel merkezden çıkıp kalabalığa bir konuşma yaptı ve bunun bir darbe olduğunu imkanı olanın Kızılay Meydanı’na gitmesini, içi rahat etmeyenin genel merkezde kalmasını söyleyerek bizi bilgilendirdi. Biz orada kalmayı tercih ettik. O sıra Cumhurbaşkanı’mız sokağa inme çağrısında hala daha bulunmamıştı. Bir müddet daha orada bekledik. Akabinde zaten Külliye ile genel merkezin arası çok yakın. Külliye tarafından beyaz saçlı uzun boylu bir beyefendinin bize doğru geldiğini gördük. Beyefendi bize; “Allah rızası için külliyeye yetişin, zırhlı araçlar külliyeye doğru ilerliyor” dedi. İlk başta emin olamadık. Bu çağıran beyefendinin bir provokatör mü yoksa orayı dağıtmak mı istiyor diye emin olamadık. Eşi de yanında gelmişti kapalı bir hanımefendiydi. Onu görünce içimiz rahatladı. Yaklaşık 30-40nkişi külliyeye doğru koşarak hareket etmeye başladık. Koşarken sağımız solumuz hep insandı. Yaşlısından gencine bir çok insan vardı ve sanki 10 yıldan berabermişiz gibi bir durum söz konusuydu. Külliyeye dönen kavşakta polisler bizi durdurdu. Yolu kapatmışlardı ve bize tehlikeli bölgeye geçiş yaptığımızı ve bundan sonra ilerlemememiz gerektiğini söylediler. Bizler Elhamdülillah dinlemedik ve kavşağı döndüğümüzde karşımızda dört tane zırhlı araç gördük. Zırhlı aracın içindeki hainler bizi görür görmez havaya ateş etmeye başladı. Yani o ana normal bir insanın korkup geri dönmesi lazımdı ama Allah bizlerden o sıra korku duygusunu aldı. Yani karşımızda dört tane tank ve temel de yapabileceğimiz pek de bir şey yok. O sırada elimizde bayrak dilimizde Allahuekber kelimesi dışında hiçbir şey yoktu. Biraz daha yaklaşmaya başlayınca ateşi biraz daha arttırdılar. İyice havaya sıktılar ki geri dönelim diye. Aramızda kadınlar, terliğiyle atleti ile dışarı çıkanlar da vardı. Ancak geri dönmedik. Tamamen farklı normal bir düşünce yapısıyla yapılamayacak bir hareket. Tankların önüne vardık. Hani o geceden sonra izlediğimiz bir video vardır. Yaşlı bir teyze; in oğlum yapma ben sizin annenizim diyen teyze de bizim yanımızdaydı ” ifadelerini kullandı.
İnsanların bir şekilde tankın içerisindeki teröristlerle iletişim kurmaya çalıştığını ama tankın içindekilerin cevap vermediğini belirten Abdurrahman Kafkas; “Hani sarhoş gibilerdi. Ne bir tepki ne bir cevap verdiler. Sadece ateş açıyorlardı. Tankın içindelerdi ve ateş dışında herhangi bir darp almadık. Ben ön taraflardaydım. Durumun ciddiyetini diğer insanların görmesini sağlamak amacıyla bir video çekip sosyal medyaya koymak istedim. Amacım daha fazla insana ses olabilmekti. Video kaydetmeye başladım. 20 saniye sonra anlamadığımız bir gümbürtü koptu. Kafamı sağa sola çevirdiğim de yerde parçalanmış insanlar vardı. Tabii bende bu esnada vurulmuşum ancak hissetmiyorum. Yerde şehitler vardı ve tank o esnada hareket etti ve biri bayan olmak üzere tank 3 kişiyi altına alarak ezdi. İnsanlar elleriyle tanklara vuruyorlardı ancak geri çekilmiyordu tank ”dedi.
AĞZIMIN İÇİ BARUT KOKUYORDU
Abdurrahman Kafkas vurulduğu anı anlatarak; “ Ben bir gariplik olduğunu anlayarak biraz geri çekildim birazcık ve birini durdurdum. Çünkü bir gariplik olduğunu anlıyorum ve ağzımın içi barut kokuyordu. Durduğum abiye bende bir şey olup olmadığını sordum. Konuşmaya çalışırken ağzımdan kan döküldü. Tabii bende 22 yaşındayım o zaman. İnsan bir değişik oluyor. Koşmak için hareket ettim ancak koşamadığımı hissettim ve bir kaldırıma oturdum. O sıra abim geldi aklıma. Çünkü abimde oradaydı ve bir tankın yanındaydı. Telefonumu cebimden çıkarıp abimi aramak istedim. Ancak elimi cebime attığımda kaldırıma kanların aktığını gördüm. Vurulduğumu o sıra anladım. Eşofmanı yukarı doğru çektim ve bacaklarımın şişik ve kan içerisinde olduğunu gördüm. O sıra kendimi düşünmedim. Abim evli. Onu düşündüm sadece. Abimi arayabildim ve o sıra o da beni arıyormuş. O kadar kalabalıktı ki ve halen daha etraf taranıyordu. Abime vurulduğumu söyledim ve tişörtümü bacağıma sarmam gerektiğini söyleyen abim gelmekte olduğunu da belirtti. Ben tişörtümü çıkardım ama neremi saracağımı bilmedim. O kadar çok yerimden vurulmuştum ki… 24 tane şarapnel parçası gelmişti vücuduma. 22 tanesi bacaklarıma, 1 tanesi kafama 2 tanesi kolumu ve 2 tane de ğöğsümü sıyırdı. Ben parçaları sayamadım bile. Sonra tişörtümü yırtamadım bile saramadım bacağımı. Abimi bekledim. Bir araç yanaştı önüme. Sürücü kapıyı açtı ve bin dedi. Aracın tavanı ve içi komple kandı. Arka koltukta birisi yatıyordu. Ben araç sürücüsüne yatanın durumu acil siz gidin benim abim gelecek dedim. Abime o sıra telefonda ne tarafa gittiğimi tarif edemediğim için beni bulamıyor tabii. Sonra arkamdan bir abinin koştuğunu fark ettim ve ana yardım etmesini rica ettim. Sağ bacağımın arkası çok büyük bir şekilde yarılmıştı ve oraya tampon yaptı. Beni yüz metre civarında uzaklaştırdı. Bir bölümünde sırtına aldı ve külliyenin duvarına oturtturdu beni ” dedi.
ANNEMİ ARAYIP HELALLİK ALMAK İSTEDİM
Durumunun kritik olduğunu düşünen Kafkas; “ Ben annemi aramak istedim ilk başta. Helallik almak için. Sonra abiye başka birine yardım etmesi gerektiğini benim için bittiğini söyledim. Telefonumun ekranının her yeri kandı ve dokunamıyordum. Sonrasında bana yardımcı olan abi annemi arattırmadı ve bir tane araç bulup geleceğini söyledi. Yolun karşısına geçip bir araba durdurdu ve 3 kişi gelip beni alıp araca bindirdiler. Ama ben aracın koltuklarının kirleneceğini düşünerek araç sahibine iletişim bilgilerimi vermeye çalıştım. Sonrasında arabanın temizliğini yaptırabilmek adına. Beni araca bindirdikten sonra en yakın hastaneye götürdüler. Hastanede tedavi altına alındım. Yaralarımı kapattılar ameliyata girdim. Saat 03.00 sularında meclis bombalandı. Meclisin bombalanmasını hastanede tedavi altındayken çok yakın bir şekilde hissettik. Ben tedavi altında olduğum hastanenin büyüklüğünü bilmediğim için alanın yıkılacağını düşündüm. Çünkü o derece bir ses ve sarsıntı hissettik. Tablolar ve dolaplar sallandı. Hastanede yüksek dereceden bir doktor geldi ve durumumun iyi olduğunu söyleyerek telefonumu istedi. Bir an şaşırdım ama telefonumu verdim. Abime haber vermişlerdi. Abim geldi ve ona bir şey olmadığını görünce içim rahatladı. O anda insan kendini düşünmekten geçiyor. İlk başta parçalar belden aşağı geldiği için ortopedi doktorunun görmesi gerekiyordu. Uzun bir süre hemşire hanım ortopedi doktorunu getirmek için uğraştı. Birkaç doktor gelmedi. Sonra bir doktor geldi. Önce damarlarımda bir yırtılma var m diye tespit ettiler çok şükür öyle bir sorun yoktu. Sonra sabah 06:00 civarında tekrardan külliyeye bir tekrar bir bomba atıldı ve ona uyandım. Yani tarif edilemeyecek bir his. Tepemizden helikopterler geçiyor ama insan düşünüyor bu helikopter bizim mi diye Haber geliyor ele geçirildi diye ama bakıyorum olan olaylara o sıra mümkün değil diyorum yani. Bizim kendi askerimize zarar vermemiz mümkün değil yani. Kaldı ki o niyetle çıkmadık. Sadece o sıra olan şeyi durdurmak istedik. Ben içimden çok zor dedim ancak Cumhurbaşkanı’mızın sağ olduğunu duyunca rahatladım. 2 gün hastane de kaldım yaklaşık 4 ayda evde tedavi gördüm. Çok zordu” ifadelerini kullandı.
KANIMIZ HELAL OLSUN
Abdurrahman Kafkas, tekrar böyle bir girişimin olma düşüncesine karşılık; “Eve geldiğimden bu yana sürekli düşünüyorum ve diyorum ki ben ne yaptım? Gördüm ki bu mücadelenin ufak bir yerinde de olsa çorbada tuzum olduysa ne mutlu bana. Sonuçta kanım al bayrağın içine girdi. Kanımız helal olsun. Zannetmiyorum bir daha böyle bir darbe girişiminde bulunulsun, Allah da korusun. Ancak biz o işi o gece bitirdik. Bir daha buna kalkışırlarsa bu sefer bizim de elimiz boş çıkmayız. Çok ağır sonuçlar yaşanır. Allah’dan dileğim inşallah bir daha bu şekilde ağır kayıplar vererek böyle bir süreçten geçmeyiz inşallah. Darbe gecesi alana giderken aklımdan geçen tek şey; olayın temeli şu FETÖ kırk yıl bu girişim için plan yapmış sonuçta 10-15 yıllık bir örgüt değil. Onlar 40 yıl boyunca bu ülkeye tuzak kurdular. Ancak unuttukları bir şey vardı, Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır” dedi.
TSK BİZİM ŞEREFİMİZDİR
O sıra polis ve jandarmayı ilk defa karşı karşıya gördüğünü vurgulayan Kafkas; “Olayları ayırt etme dibine indiğimiz zaman orada olan sıkıntıyı fark edebiliyoruz. Bir defa Türk Silahlı Kuvvetleri bizim şanımız ve şerefimizdir. Hainler TSK’nın içine sızmış bir terör örgütü. Bunu tabii o gün o gece bizim helikopterlerimizle bize ateş edildiğinde kaldırılmaz bir durum olduğunda daha iyi anladık. Benim silahımla vuruldum diyebiliriz. Bu sızıntılar bir terör örgütüydü. Tabii polisimiz o gece çok zahmet çektiler. Karşılarına çok ağır silahlarla çıktılar. Ağır silahlarla karşı karşıya kaldılar ve bizde emniyet gücümüzün yanında yer aldık. Olayın içyüzü; TSK’nın özüne söylenecek hiç bir söz yoktur. Teröristler bizim içimize sızmış” ifadelerinde bulundu.
ÇOK GENÇ BİR GAZİYİM
Kafkas; “Darbenin yaşandığı sene 22 yaşındaydım. Toplumumuza göre çok genç bir gaziyim. Ancak insan öğreniyor ki Kıbrıs Harekatı’nda gazi olanlar da aslında bizlerin yaşındaydı. Çok yakın tarihte bir gazi olmadığı için gaziler hep 80-90 yaşında biliniyor” dedi.
DEVLETİMİZ BİZE SAHİP ÇIKTI
Gazi Abdurrahman Kafkas; “ Ancak her şeyin başında şunu belirtmek isterim ki, biz hiçbir beklenti olmadan dışarı çıktık. Devletimizden Allah razı olsun bize sahip çıktılar. Biz bu şekilde haklardan yararlanacağımızı bilmiyorduk. Devletimiz bize her anlamda her sahada sahip çıktı. 15 Temmuz’dan sonra evim hiç boş kalmadı. Devletin her kademesinden insanlar evimize ziyarete geldi. Bu insana tabii çok onur veriyor. Hayatım bir anda 360 derece değişti. Bizleri asla yalnız bırakmıyorlar. Bugün bir kızım doğdu ve halen daha sağ olsunlar bizi yalnız bırakmıyorlar. Çeşitli programlara katılıyorum. Okullara gidip yaşadığımız süreçleri anlatıyorum. Gençlerle buluşuyorum. Bu benim artık bir misyonum. Bir genç o gece hakkında bir şey öğrenince mutlu oluyorum. Artık bir Gazi’yim. Yeri gelince devletimi temsil ediyorum. Bu da bir olgunluk katıyor” dedi.
Darbe girişiminin olayından 2 yıl sonra Devlet Övünç madalyası aldıklarını belirten Kafkas; “ Cumhurbaşkanı’mızın tebliği ile bizlere Devlet övünç madalyası takdim edildi. Baktığım zaman normal şartlarda bir insanın ulaşamayacağı bir durum. Yani bir savaşa katılıp üstün başarı gösterme sonucunda bu madalya takdim edilir. Bu durum yaşanabilme ihtimali çok düşük. Bu durum bana nasip oldu. Hayır duası aldığımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
DEVLETİMİZ İMKAN SAĞLADI
15 Temmuz darbe girişiminin ardından devletin sağladığı imkanlardan bahseden Abdurrahman Kafkas; “ Öncelikle devletimiz bizlere kişisel kendimizi tanımlayıcı gazi kartı verdi. Şehirlerarası ulaşımdan ücretsiz yararlanıyoruz. Şehit ailelerine 2,gazilere 1 kontenjan ile devlet memuru olma hakkı tanındı. Eşim ve ben sağlıktan ücretsiz yararlanıyoruz. Terör tazminatı ödendi. Daha sayamayacağım bir çok artısı var bu durumun” dedi.
PSİKOLOJİK DESTEK
Birkaç defa Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı’ndan psikolojik destek almaları hakkında tavsiyede bulunulduğunu belirten Abdurrahman Kafkas;. Gelen ziyaretçilerin çok olması sebebiyle benim için artı bir durumdu. Olayı kendi içimde çözümlemeye çalışıyorum. İlk zamanlar ilk 6 ay özellikle uykumdan sıçrayarak uyanıyordum. Çalışırken zor durumlar yaşadım. Daha büyük kayıp yaşayan abi ve ablalarımız var onların yaşadığının yanında bizimkisi hiçbir şey. Zaman zaman sıkıntılarımız oluyor ama buna da şükür. Ayağımdan 2 parça alındı ancak hala 20 tane şarapnel parçası bulunmakta. Bu konuda Cumhurbaşkanı’mız Bursa mitinginde talimat verdi. Parçaların hepsinin farklı alanlarda olması sebebiyle farklı ameliyatların yapılması gerekiyor. Bu durumda ameliyatın olacağı yerlerde his kaybına neden olacağı için ameliyat olmadım. İler de çok daha büyük sorun yaratırsa o zaman gerekli ameliyatlar yapılacak” dedi.
GENÇLERE SESLENDİ
Abdurrahman Kafkas açıklamalarının devamında; “Tüm vatandaşlarımızdan FETÖ terör örgütü ve takiciye oldukları için kendilerini acındırabilirler. Bu yaptıklarını daha farklı şekilde yorumlayabilirler. Benim gözümde vatanımızı ve milletimize kendi silahlarıyla, kendi araç gereçleriyle zarar vermenin herhangi bir açıklaması yoktur. Bu duruma kalkışanların hepsi terörist ve vatan hainidir. Bir çoğunun yargılanması bitiyor. Takip ediyoruz davaları. Burada alabilecekleri cezanın bir karşılığı yok biz ahirette onlarla hesaplaşacağız. Benim yanımda 5 vatandaşımız şehit oldu. Ben bu durumu hiçbir şekilde unutamayacağım. Allah’dan dileğim vatanımıza bunu yapanlar cezasını alır. Beni duyan, bu yazımızı okuyan genç arkadaşlarımız varsa eğitimlerini en üst seviyede tamamlamalarını rica ediyorum. Çünkü ülkemizin başına bir daha böyle bir durum gelmemesi adına hepimizin eğitimleri üst seviyede olmalı” şeklinde konuştu.