UZMAN PSİKOLOG BENGİSU BİNAY AKARSU: “SOSYAL ÇÜRÜME VAR”

YASEMİN ÖZKEREM/ ÖZEL HABER
Son zamanlarda insanların neden bu kadar mutsuz ve sabırsız olduğuyla ilgili merak edilenleri konuştuğumuz Uzman Psikolog Bengisu Binay Akarsu, Kent Bursa Gazetesi’ne ‘suç işlemenin psikolojisi’ hakkında da önemli açıklamalarda bulundu.
Yaşanan herhangi bir ufak olumsuz olaya bile tahammülsüz davranıldığını belirten Uzman Psikolog Bengisu Binay Akarsu, insanların artık kendi hayatlarındaki mutsuzluğunun sebebi olarak başkalarının mutluluğunu gördüklerini söyledi. İnsanların başkalarının mutluluğuna tahammül edemediklerini de vurgulayan Akarsu, “ Sebeplerden biri de şu, insanlar artık kendi hayatlarında yaşadıkları mutsuzluğu, başkalarında mutluluk olarak görmeye başladıklarında o insanların da artık mutlu olmalarına tahammül edemiyorlar. Çünkü insanlar eskiden birbirlerini mutlu etmek için çabalarken şu an ‘ben mutsuzsam karşı tarafta daha mutlu olmamalı’ gibi bir ruh hâline büründüler. Bunun da sebebi ulaşılabilirlikle alakalı. Yani karşı tarafın ulaşabildiği şeye eğer ben ulaşamıyorsam bu bir süre sonra artık ben de bir özgüven eksikliği, depresif ruh hali yaratmaya başlıyor” diye konuştu.
SOSYAL MEDYA KULLANIMI
Sosyal medya takibi sırasında insanların hayatlarını izlerken bizlerde meydana gelen hisler hakkında da konuşan Uzman Psikolog Akarsu, “Sosyal medya çok önemli bir faktör. Nefretin ve bir takım olumsuz duyguların oluşması açısından. Çünkü orada insanlar kendilerini farklı hayat tarzlarında gösterdikleri için otomatik olarak kişiler de kendini sorgulamaya, belki yakın çevresini, ailesini, eşini ya da belki de kendi maddi durumunu sorgulamaya başlıyor. Bununla beraber gelişen bir gerginlik zaten var. Bir de tabii duyguyu kontrol etmek de o kadar kolay bir durum olmadığı için duygularımızın yoğun yaşanması ile birlikte bu olumsuz düşünce ve eylemlerin devam edeceğini söyleyebilirim” dedi.
SOSYAL ÇÜRÜMENİN BELİRTİLERİ
İzlediği suç haberleri üzerine de konuşan Psikolog Akarsu, “Bir de haberleri izlediğimde insanların bu suçları işlediklerinde çok da pişman olmadıklarını görüyorum. Bu korkutucu elbette. Eskiden pişmanlık, utanç ya da kafasını öne eğme gibi bir durum vardı. Artık bunların hiçbiri yok. İşte bu sosyal çürümenin en önemli belirtilerinden biridir. Tahammülsüzlüğümüz de buradan geliyor ve insanların birbirine olan tutumları da otomatikman değişmiş oluyor” diye konuştu.
Ailelerin artık daha bilinçli olduğunu da söyleyen Akarsu, “Temennimiz yeni yetiştirdiğimiz neslin aslında bunları Çok geride bırakarak daha iyi bir nesil olarak devam edebilmesi. Onun için de çabalamaya çalışıyoruz. Çok şükür ki artık aileler daha bilinçliler ve daha farkındalıkları yüksek. Ona göre çocuk yetiştirmeye çalışıyorlar. Peki, hala doğru ve yanlışı ayırmak da başaralı mı insanlar? Değil elbette. Aileler ülkeye yararlı olmayacak insanları yetiştirmeye devam ediyor. Bu dediğim bile çok etkili aslında. Yani çocuğun karakteri daha küçüklükten oluşmaya ve bazı sinyalleri vermeye başlar. Mesela: Kedilere zarar veren çocuk ya da böyle insan canına kıymet bilmeden bazı durumlarda zarar vermeye eğilimli olan çocuk. İşte bunlar ufak belirtilerdir. Fakat dikkate alınması gereken şeylerdir. Bunlardan yola çıkarak böylesi tepkiler veren çocukların ileride nasıl yetişkinler olacağını bazen tahmin edebiliriz” dedi.
BÜYÜK SUÇLAR, KÜÇÜK BOŞLUKLAR
Büyük suçlar işleyen yetişkinlerin, çocukluklarında mutlaka bir trajediye de rastlamanın mümkün olacağını belirten Psikolog Akarsu, “ Suçlu yetişkinlerin çocuklukları incelendiğinde mutlaka geçmişinde bir trajedi var. Ya annesi tarafından taciz uğramış, suiistimale uğramış, yalnız bırakılmış, itilmiş, ötekileştirilmiş, hep kenara itilmiş, ihmal edilmiş bir çocukluk var. Bu çocuğun yaşadığı olayda eksik kalan bir duygu var ya!!! Orada bir şey eksik kalıyor ve bununla büyümek zorunda kalıyor. O eksikliği bir şeyin tatminiyle gidermek lazım. İşte bazen insanlar bu boşlukları işledikleri suçlarla doldurabiliyorlar” diye konuştu.
‘ÜTOPİK MUTLULUK FORMÜLÜ’
Ütopik bir mutluluk formülü hakkında da konuşan Akarsu şunları dile getirdi: “Mesela ütopik bile olsa ‘bir mutluluk formülü’ çizmek istedim. Ülkemizdeki bu sıkıntıların azalmasına yönelik bir şey de olabilir. Şöyle bir şey diyebilirim. Bu arada bunu da çok sık dile getiririm: Ben şimdi ben duyguları ikiye ayırmıyorum. Yani olumlu ve olumsuz tabii ki ayrılması gereken zamanlar var ama şöyle düşün. Çok sevdiğin bir arabayı aldığında bu durum senin için bir süre sonra normalleşiyor. Bir kayıp yaşadığında da onunla beraber yaşamayı öğreniyorsun. Aslında mutluluk olarak gördüğün şey senin günlük yaşamda hissettiğin ufacık bir an bile olsa, o hisse tutunmak farklı bir durum. Bazen bu uzun sürmediği için ya da zaman zaman eski bizle kendimizi çok kıyasladığımız için şimdiki hissettiğimiz o sevinç ve mutluluğun tadını alamıyoruz. O yüzden önce kendimizi geçmişle kıyaslamamak yani geçmişteki bizle kıyaslamamak. Çünkü biz artık çok daha başka, daha tecrübeli ve farklı bir hayatı sürdüren insanlar olarak devam ediyoruz. Aylar önce düşündüğümüzü şimdi düşünmüyor olabiliriz, yani değişebilir ve farklı noktalara gelebiliriz. Bu konuyla ilgili ABD’de yapılan bir araştırma var. Diyor ki bu araştırma: ‘Bir sene içinde insanın sürekli değişim ve dönüşümü devam ettiği için bir özelliğine yenisini ekleyebilir. Yani hayatı boyunca brokoli yemeyen biri yemeğe başlayabilir. Hayatın boyunca öfkeli olan biri sakinleyebilir. Aslında burada mutluluğun formülünü açıklamaktan ziyade insanlar sevdiği ya da sevmediği şeyler ile ilgili bir takım değişim ve dönüşümlere gidebilir. Ve bu bizim motivasyonumuzu ve mutluluğumuzu etkileyebilir. Mutluluk peşinden koşmamızı gerektiren bir duygu değil olgunluk, ortamda ve anlarda yarattığımız bir duygu bütünüdür.”