Ruhun yitik pusulası: Anlamın yeniden inşası

12.09.2025
A+
A-

“Modern insanın yüzeysellik, sahte ilahlar ve onay ihtiyacı arasında kaybolan anlam arayışı…”

İnsanın en büyük derdi ne yoksulluk ne de yalnızlıktır. Asıl dert, bütün bu karmaşanın ortasında “neden” sorusunu yitirmektir. Anlam kaybolduğunda, hayat devam etse bile yönünü yitirir. Göz, hakikati seçemez; söz, ruhu titretemez; kalp, atışını sürdürür ama içi boş bir yankıya dönüşür. Yaşamanın gerekçesini unutarak yaşamak, çağın en yakıcı krizidir.

Ve insan, bu boşluğu doldurmak için yeni tanrılar yaratır. Artık göğe değil, birbirine ve sahte ilahlara secde eder. Şöhret, para, unvan, beğeni… Elalemin bakışı, Allah’ın nazarından daha güçlü hükmeder hayata. Tapınaklarımız ekranlara dikilir, dualarımız algoritmalara yazılır. Anlam, yerini onaya bırakır ve onay en açgözlü tanrıya dönüşür: doymaz, büyür, tüketir. İnsan neye tapındığını bilmeden sürüklenir.

Zemin kaydıkça zorbalık çoğalır. Artık yumruklarda değil, sessizlikte, kayıtsızlıkta, küçümsemede gizlidir. Güvenin olmadığı hiçbir bağ yeşermez. İlişkiler, dostluklar, kurumlar hep aynı çürümeyi taşır: güven yoksa anlam da yoktur. Böylece insan köksüz bir ağaca döner; dik durur gibi görünür ama ilk fırtınada devrilir.

Lacan, bu çürüyen zeminin kökünde kavuşamama gerçeğini işaret eder. Arzu, ulaşılandan değil, ulaşılamayandan beslenir. İnsan, hep elindekini tüketir; daima başka bir yere göz diker. Kavuşma  anı, arzunun ölümü demektir; bu yüzden özlem, mutsuzluğun görünmeyen köküdür. Jung ise bu eksikliğin aslında tekâmülün çağrısı olduğunu söyler. Gölgeyle yüzleşmek, insanı bütünlüğe zorlar. Kavuşamamak, insanın büyüme yolculuğudur; çünkü eksiklik, içsel pusuladır.

Ama anlam kendi kendine geri dönmez. Anlamı yeniden inşa etmek için insanın, tüketmenin aslında tükenmek olduğunu fark etmesi gerekir. Hiçbir şey çabasız yeşermez. Sevgi de, güven de, dostluk da ancak emekle büyür. Güvenmek istiyorsak önce güvenilir olmayı öğrenmeliyiz; sevilmek istiyorsak sevmeyi göze almalıyız. Çünkü güvenilir olmamak yalnızca bireysel bir zaaf değildir; aynı zamanda adalet gibi kavramları da sessizce aşındırır. Adaletin olmadığı bir yerde hak da, hukuk da, anlam da çürür. Adaletsizlik ise merhametsizliğin yüzeye çıkmış hâlidir; kalbin katılığı, topluma sirayet eden bir körlük gibi herkesi yaralar. Hayatı anlamlı kılma çabası, köklü bir iradeyle mümkündür. İnsanı diri tutan şey kavuşmak değil, çaba göstermektir. Bu hakikat, yalnızca modern psikolojinin değil, kadim öğretilerin de ortak bilgisidir. Kur’an’da “Elbette zorlukla beraber bir kolaylık vardır” denirken, aslında insana bilimsel bir inşirah işaret edilir: her sıkışmanın içinde bir genişleme potansiyeli vardır. Tıpkı kimyada olduğu gibi: Gazlar basınçla sıkıştırıldığında enerji depolar ve ilk fırsatta genleşerek yayılır. İnsan da böyledir; daraldığında içsel potansiyelini biriktirir, sabırla beklediğinde o sıkışma bir gün genişleme ve ferahlık olarak geri döner. Tasavvufta çile, Budizm’de “dukkha”,  yogada disiplin, hepsi aynı gerçeği söyler: olgunlaşma eksiklikten geçer. Mevlânâ’nın “hamdım, piştim, yandım” sözü, Jung’un gölgeyle yüzleşme öğretisiyle aynı damardan akar. Lacan’ın kavuşamamanın eksiklik bilinci, tasavvuftaki vuslat arayışıyla kesişir.

Aslında her şeyin özü, kuralı ve öğretisi aynıdır: içsel ahlakla var olmak. İnsanın görevi en azından çabalamaktır; kavramların içini boşaltmak değil, doldurmaktır. Eğer insansam en iyisi, anneysem en iyisi, ablaysam en iyisi, kardeşsem en iyisi, dostsam en iyisi… Ne yapıyorsam en iyisini yapmak. Ve bütün bunlarla var olarak, büyük bir bilinçle kolektifin, koşulsuz iyiliğin ve beklentisizliğin yoluna ram olmak; yaşam amacına hizmet etmektir. Demek ki anlamı yeniden bulmak için yalnızca bilime değil, dinlerin ve ekollerin de ortak çağrısına kulak vermek gerekir: emek vermek, sabretmek, güvenmek ve iyi olana yönelmek. Çünkü bütün sahte ilahların, bütün zorbalıkların, bütün güven yoksunluklarının ötesinde bizi bekleyen tek hakikat vardır: insan, emeğini nereye koyarsa, anlamı orada filizlenir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.