Bilim dünyası müjdeliyor: Kanser tedavisinde ‘akıllı hücre’ dönemi!

Bilim dünyası müjdeliyor: Kanser tedavisinde ‘akıllı hücre’ dönemi!
05.11.2025
A+
A-

YASEMİN ÖZKEREM / KENT BURSA GAZETESİ

Tarih boyunca insanoğlunu etkilemiş karmaşık bir hastalık olan kanserin tarihçesi, modern bilimden çok daha eskiye, Antik Çağlara kadar uzanır. Kanserin ilk yazılı kaydından bu yana da önemli yollar kat edilmiştir. Kanserle olan savaşta yapılan ve her geçen gün geliştirilen tedaviler, etkili bir noktaya gelmiştir. Erken teşhisin öneminden de yola çıkarak, kanserin her çeşidi için yıllarca çözümler aranmış, önemli araştırmalar yapılmıştır. Günümüzde de oldukça umut verici olarak görülen Kimerik Antijen Reseptörü (CAR)-T hücre terapisi de, yeni nesil teknolojinin mucizevî sonucunu oluşturmaktadır.

KANSER İÇİN UMUT VERİCİ

(CAR)-T hücre terapisi hakkında Kent Bursa Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı ve Translasyonel Tıp Anabilim Dalı kurucu Başkanı Prof. Dr. Şehime Gülsün Temel, kanser tedavi yöntemlerinin erişebilirliğini artırmak için önemli adımlar atıldığını söyledi.

Kimerik antijen reseptörü (CAR)-T hücre terapisi, kanserle mücadelede oldukça umut verici olduğunu belirten Temel, “Bir immünoterapötik yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır. Tasarlanmış bağışıklık hücreleri, tümör hücrelerini tanıyıp ortadan kaldırabilen antijen reseptörlerini ifade eder. Genetiği değiştirilmiş bağışıklık hücreleri, hastanın T hücrelerini kötü huylu neoplaztik büyümeyi etkili bir şekilde ortadan kaldırmak için yeniden programlayan kimerik antijen reseptörleri (CAR’lar) aracılığıyla tümör hücrelerine yönlendirilir” dedi.

İlk nesil CAR’lar 1980’lerin sonunda tasarlandığını söyleyen Temel, o dönemlerde sınırlı kapasiteye sahip olduğunu da belirtti. Temel, konuya ilişkin şunları söyledi: “Sınırlı proliferasyon ve sitotoksik kapasiteye sahipti. 1990’larda Dr. MichelSadelain’inretroviraltransdüksiyon yöntemleri ve Dr. Carl June’un T-hücresi aktivasyonu üzerine yaptığı çalışmalar, CAR T-hücrelerinin kalıcılığını ve etkinliğini artıran CD28 gibi yardımcı uyarıcı alanların eklenmesiyle ikinci nesil CAR’ların doğmasına yol açtı. Bu yenilikler, günümüzde kullanılan güçlü immünoterapötik ürünlerin temelini oluşturdu.1990’larda MemorialSloanKettering Kanser Merkezi’nden Dr. MichelSadelain, retroviral modifikasyon yöntemlerini geliştirerek CAR-T hücrelerinin dayanıklılığını artırmış, CD28 yardımcı uyarıcı alanının eklenmesiyle hücrelerin proliferasyon ve sağ kalımını güçlendirmiştir. Bu gelişmeler, Dr. Carl June’un T hücre aktivasyonunda CD28’in kritik rolünü ortaya koyan çalışmalarıyla desteklenmiştir. 2000’li yılların başında ise Maher ve arkadaşları, birincil insan T hücrelerine ikinci nesil CAR’lar ekleyerek önemli bir atılım yapmıştır. Bu hücreler, prostat spesifik membran antijenini (PSMA) hedef alarak kalıcı proliferasyon ve etkin yanıt sergilemiş, böylece ilk tam etkili CAR-T ürünü geliştirilmiştir. 2003 yılında Sadelain ve ekibi, CAR-T tedavisinde hematolojik malignitelere odaklanmış ve CD19’u umut verici bir hedef olarak önermiştir. Yapay antijen sunan hücreler ve IL-15 kullanarak exvivo genişlettikleri CD19 hedefli CAR-T hücrelerinin farelerde uzun süre kalıcı olduğunu göstermişlerdir. Böylece, 20. yüzyılın sonunda ve 21. yüzyılın başında yapılan bu çığır açıcı çalışmalar, CAR-T hücre tedavisinin günümüzde klinik onkolojiye uygulanmasının temelini oluşturmuştur.”

KANSER TEDAVİSİNDE ÖNEMLİ DÖNÜŞÜM

CAR T-hücre tedavisinin en büyük sınırlılıkları arasında birçok etmek olduğunu da ifade eden Temel sözlerine şöyle devam etti: “Yüksek maliyet, karmaşık üretim süreçleri, toksisite yönetimi ve tedaviye erişimdeki coğrafi dengesizlikler bulunmaktadır. Bu nedenle erişilebilirliği artırmaya yönelik birçok adım atılmaktadır:

Üretim süreçlerinin standardizasyonu: Otomatik biyoreaktör sistemleri ve daha hızlı üretim protokolleri geliştirilerek tedavi süresi kısaltılmakta, maliyetler azaltılmaktadır.

Allojenik CAR T-hücreleri: Sağlıklı donörlerden elde edilen “hazır” CAR T-hücrelerinin kullanılması, kişiye özel üretimin yarattığı zaman ve maliyet sorunlarını ortadan kaldırma potansiyeline sahiptir.

Yeni nesil CAR’lar ve güvenlik sistemleri: Üçüncü ve dördüncü nesil CAR’lar, sadece Yproliferasyonu ve kalıcılığı artırmakla kalmayıp, aynı zamanda toksisiteleri azaltacak intihar genleri, sentetik kontrol devreleri ve anti-tümöral faktörlerle donatılmaktadır.

Küresel klinik araştırmalar: FDA ve EMA onayları sonrası, CAR T tedavilerinin daha fazla hematolojik malignitede ve gelecekte solid tümörlerde uygulanabilmesi için geniş ölçekli uluslararası klinik denemeler yürütülmektedir. Sonuç olarak, CAR T-hücresi tedavisi, kişiselleştirilmiş ve yüksek etkinlikli bir yaklaşım olarak kanser tedavisinin geleceğini dönüştürmektedir. Önümüzdeki yıllarda üretim maliyetlerinin düşmesi, güvenlik profillerinin iyileştirilmesi ve yeni hedeflerin geliştirilmesiyle bu tedavilerin çok daha geniş hasta popülasyonlarına ulaşması beklenmektedir.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.