İspanya’nın parlayan incisi: Valencia

İspanya gezi yazımda sıra Valensiya’ya geldi… Harika bir orta çağ esintilerini, deniz kokusunu, İspanya’nın Akdeniz yüzünü yansıtan şehir Valensiya’dan sizlere söz etmek istiyorum… Bir gün yolunuz İsyanya’ya düşerse Valencia, gezinizin en parlak incisi olacaktır.
YASEMİN ÖZKEREM / GEZİ YAZISI
İspanya’nın Akdeniz kıyısında, modern mimarinin ve tarihi dokunun mükemmel bir uyum içinde dans ettiği bir şehir var: Valencia. Barcelona ve Madrid’in gölgesinde kalsa da, kendi özgün kimliğiyle sizi büyüleyecek, unutulmaz bir gezi deneyimi sunacak bir yer. Portakal ağaçlarının mis kokusu, daracık sokaklardan süzülen güneş ışığı ve capcanlı atmosferiyle Valencia, tam bir Akdeniz rüyası.
HER YERİ FARKLI BİR GÜZELLİK
Valencia’da gezinize nereden başlayacağınız konusunda kafanız karışabilir, çünkü şehir her köşesinde farklı bir güzelliği saklıyor. İlk durağınız kesinlikle Sanat ve Bilim Şehri (Ciudad de las Artes y las Ciencias) olmalı. Mimar Santiago Calatrava’nın fütüristik tasarımları, devasa bir bilim müzesi, opera binası ve planetaryumla birleşince kendinizi sanki başka bir gezegende hissedeceksiniz. Özellikle L’Oceanogràfic, Avrupa’nın en büyük akvaryumu olarak deniz yaşamının büyüleyici dünyasını gözler önüne seriyor. Köpek balıklarından penguenlere, binlerce türü bir arada görmek gerçekten nefes kesici.
Ancak Valencia sadece modern yüzünden ibaret değil. Şehrin tarihi kalbi olan Eski Şehir (Ciutat Vella), sizi labirent gibi dar sokaklara, tarihi meydanlara ve görkemli katedrallere davet ediyor. Burada kaybolmak, aslında en güzel deneyimlerden biri. Yürüyerek Valencia Katedrali’ne ulaşabilir, içindeki Kutsal Kâse’yi (Holy Grail) görme şansını yakalayabilirsiniz. Katedralin hemen yanında yer alan Miguelete Kulesi’ne çıkmak, tüm şehri kuşbakışı izlemek için harika bir fırsat sunuyor. Manzarası gerçekten eşsiz.
GOTİK ETKİLER
Eski Şehir’in bir diğer incisi ise La Lonja de la Seda (İpek Borsası). Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olan bu yapı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Bir zamanlar ipek ticaretinin merkezi olan bu bina, zengin süslemeleri ve etkileyici tavanıyla sizi zamanda geriye götürecek.
Valencia’ya gelmişken, yerel lezzetleri tatmadan dönmek olmaz. Şehrin en ünlü yemeği elbette ki paella. Orijinal paellanın doğduğu yer olan Valencia’da, bu lezzeti doğru bir restoranda deneyimlemek şart. Genellikle deniz ürünlü veya tavuklu-tavşanlı olarak hazırlanan bu pirinç yemeği, zeytinyağı, safran ve taze malzemelerle birleşince damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor.
BİLİM ŞEHRİ VALENSİYA
İspanya’nın en önemli kültür merkezlerinden biri olan bu güzel şehirde aynı zamanda kocaman bir bilim kompleksi de yer alıyor… Mimarisiyle ziyaretçileri büyüleyen merkez, aynı zamanda dünyadaki birçok gelişmeye de ev sahipliği yapıyor… Tiyatrolar, sempozyumlar, fotoğraf sergileri ve uzayla ilgili birçok çalışmasıyla dikkat çeken merkez; her yıl binlerce ziyaretçi alıyor…
Ayrıca, sıcak havalarda serinlemek için ideal bir içecek olan horchata’yı mutlaka denemelisiniz. Horchata, özel bir bitki olan chufa’dan yapılan, hafif tatlı ve ferahlatıcı bir içecek. Özellikle şehrin geleneksel horchateria’larında taze olarak servis ediliyor.
MODERN ŞEHİRLE UYUM
Eğer biraz dinlenmek ve doğayla iç içe olmak isterseniz, Turia Bahçeleri doğru adres. Eskiden nehir yatağı olan bu devasa park, şehrin tam ortasında uzanıyor. Yürüyüş ve bisiklet yolları, çeşitli bahçeleri ve spor alanlarıyla burası, hem yerel halkın hem de turistlerin vazgeçilmezi.
Valencia, tarihi ve modernliği, lezzet ve kültürü bir arada sunan, ziyaretçisine her an yeni bir sürpriz vadeden bir şehir. Eğer rotanız İspanya’yı gösteriyorsa, Valencia’ya mutlaka bir şans verin. Bu şehrin sıcaklığı ve enerjisi sizi de etkisi altına alacak.
TARİHİ, MİMARİSİ EŞSİZ
Kaç asırdır yükselen binalarıyla, modern dünyanın yüzünü yansıtan yeni şehirle çevrelenen Valensiya, birçok ihtiyaca cevap verecek kadar kültürel ve etnik kökene sahip… Binalarındaki işçilik ve eşsiz detaylar görenler kendisine hayran bırakıyor…
Tarih binlerce yıllık yorgunluğa rağmen büyüleyen dokusuyla, sanki insanları adeta zaman yolculuğuna çıkartıyor…