Ahmet Yurt Dede (Hozatlı Ahmet Dede)

11.08.2021
A+
A-

Ahmet Yurt Dede olarak tanınan Hozatlı Ahmet Dede, 9 Temmuz 2021 tarihinde sonsuzluğa uğurlandıktan sonra, hayatına odaklı cümlelerde türkülerinin geniş kitlelerce tanındığı yazılmıştı.

Bu vurgu iki yönden sorunludur. Türkiye’de kitleden değil, yığın toplamı olan kütleden söz edilebilir. Hozatlı Ahmet Dede türkü değil, deyiş seslendirmiştir, deyişler de türküleştirilemeyenler hâriç, sanıldığı gibi geniş bir alana yayılamadan bugüne kadar gelebilmişlerdir.

Nezih Ünen’in, Kalan Müzik’ten 2008 yılında çıkan Anadolu’nun Kayıp Şarkıları isimli çalışmasına  Eşrefoğlu Al Haberi isimli ezgiyle katkı sunduğu için görece geniş bir alanda tanınan Hozatlı Ahmet Dede’nin adına, sözü edilen türlerin dinleyicileri, yıllar önce; Selda Bağcan, Arif Sağ, Musa Eroğlu, Yavuz Top gibi isimlerin albümlerinde, Bağcan hâriç, sıralanan virtüözlerin Muhlis Akarsu’yu da unutmadıkları Muhabbet Serisi ana başlıklı albüm serisinde tesadüf edebiliyorlardı.

Çalışmalar ardı ardına vitrinlere çıkarılıyorlardı ama ne haklarında, eli yüzü düzgün yazılar kaleme alınıyordu, ne de albümlerde seslendirilen eserlerin Hozatlı Ahmet Dede dâhil, kaynak kişileri hakkında bilgiler veriliyordu.

Tek kanaldan yavaş yavaş kurtulmaya başlayan, zaten, kurulduğu yıldan itibaren, türküleştirme sorunu yaşayan deyiş ve semahlara mesafeli yaklaşan TRT, sıralanan isimlere, programlarında sınırlı sürede yer veriyor ve bu sınırlı sürede, fazla konuşmadan, konuşunca da ayrıntıya inmeden sadece eser seslendirmelerini istiyordu.

Deyiş ve semahlara, onların kaynak kişilerine mesafeli olan o yılların TRT’sinin türküler ve yine aynı şekilde onların kaynak kişilerine de saygıda kusur ettiği söylenmelidir.

TRT’nin zeminini hazırlayan; Muzaffer Sarısözen, Halil Bediî Yönetken, Sadi Yaver Ataman gibi folklorcuların mesailerine saygı duymak gerekir ama bu mesailerin deyiş ve semah yanında türkülere de zarar verdiği es geçilmemelidir.

Hozatlı Ahmet Dede gibi kaynak kişileri görmezden gelen sadece TRT değildi. Toplumcu- Gerçekçi olduklarını, daha çok kendileri gibi düşünenlerle dolup taşan ortamlarda dile getirmekten bıkmayan şair ve yazarlar, kitaplarında ve kendileriyle gerçekleştirilen söyleşilerde; Pir Sultan Abdal, SeyyidNesimî gibi kıymetlilerden söz ediyorlardı ama söylediklerinin hayatlarında karşılığı yoktu. Sözü edilen imzaların izlerini süren Hozatlı Ahmet Dede gibi kaynak kişiler, işlerine gelince varlardı.

Hozatlı Ahmet Dede’ye Anadolu’nun Kayıp Şarkıları’yla methiyeler dizenlerin, Feyzullah Çınar, Âşık Mihnetî gibi mücevherler son nefeslerini verdiklerinde yanlarında olmamalarını karşılayacak kelime doğal olarak ikiyüzlülüktür.

Ünen’in albümünün adındaki Şarkı vurgusunun da sorunlu olduğu, onun yerini Eserin doldurduğu,  kültürel birikimi gün yüzüne çıkarmaktan çok, oryantalizmin ekmeğine yağ sürmek gibi bir derdinin olduğu ama bu derdin makyajlandığı da ayrıca vurgulanmalıdır.

Eşrefoğlu Al Haberi, Kul Hasan’ın Eşrefoğlu lakaplı bir Ankara paşasına seslendiği şiiridir. Bu şiir; Senlik- Benlik Davası gütmeden, sadece insan oluşu ön plana çıkarmanın erdeminden söz etmekte ve cem’i cümleye insanlıkta buluşmayı önermektedir.

Eleştirisini içeriden getirmeyi ihmal etmeden, dedelik gibi sıfatları ciddiye almadan, insanları, insanlıkta buluşturmanın önemine inanarak bu dünyadan göçen Hozatlı Ahmet Dede, Kul Hasan’ın bu yüzyıldaki sesi ve soluğudur.

Ona laf olsun diye saygı duymak istemeyenlerin, sıfatlarını, etiketlerini tozlu rafta bırakmaları gerekmektedir. Aksi hâlde geride; idrak edilmemiş birikim, sızlayan kemik ve azap çeken ruh kalacaktır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.