ANALİZ: ÇİN’İN SURİYE HAMLESİ

02.11.2021
A+
A-

Geçtiğimiz günlerde ÇİN suriye konusunda Türkiye’ye karşı ilk defa bir beyanda bulunmuştu. Açıklamada Türkiye’yi Suriye’de “insan haklarına ve uluslararası hukuka uygun davranmaya” davet ederek oyunda bende varım demeye getiriyor sanırım. Ancak beklenmedik bir anda gelen bu çıkış, bizleri de konu üzerinde düşüncelere sevk ediyor.

Bu çıkışın bir kaç koldan izahı olabilir.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de bu kadar güçlenmesini beklemeyen ÇİN;

  1. a) Bölgede yalnız kalmış Türkiye’ye bende burdayım mesajı veriyor olabilir.
  2. b) Suriye’den çekilen ABD’nin etkisi ve YPG ile Çin’in iş yapmasının ABD’nin işine gelmesi
  3. c) Misakı Milli’den doğan haklarımızı deklare etmeye hazırlandığımız son senelerde, bölgeden pay kapmaya çalışması
  4. d) Olası bir Pasifik Savaşı ihtimalinde Çin-Rusya ortaklığına müttefik çekmeye çalışması
  5. e) ilk 4 maddenin hepsinin çöpe çıkarak Türkiye-Çin ekseninde danışıklı bir dövüş sergileniyor olması

Ben meseleyi Doğu Akdeniz üzerinden okumayı doğru buluyorum. Aslında Doğu Akdeniz demek, yukarıda saydığım tüm maddeleri kapsıyor demektir. Kadrajı biraz yükseltmeye çalışalım.

Dünya enerji krizi ve enerji hatlarındaki ticari sorunlardan kaynaklanan, büyük bir ekonomik buhranın eşiğinde bulunmaktadır. Tüm devletler enerji ve ticaret hatların üzerinde hegemonya kurmaya çalışmaktalar. Bu devletler arasına Türkiye’de dahildir. Pek yakında kopması beklenen gıda arz ve tedarik zincirinin kırılması fırtınası ile birlikte, dünyanın üretim üssü haline gelecek Afrika ile lojistik üssü haline gelecek Türkiye daha büyük önem arz etmeye başladılar. Aynı zamanda Türkiye’nin Afrika’da kurduğu ticari, siyasi ve idari bağlarıda göz önüne aldığımızda tüm kaosun başlıca sebebi Doğu Akdeniz’de egemen olma çabasından kaynakladığı gün gibi ortadadır. Geçen hafta detayları ile yazdığım İsrail’in hava ve denizde yaptığı dev tatbikatın deniz kısmı Doğu Akdeniz bölgesinde geçmektedir. Bildiğim kadarıyla tatbikat halen devam etmekte olup yeni bir oyuncu daha tatbikata katılmıştır. Bu oyuncu ise normalleşme anlaşmaları ile İsrail’in eyaleti haline gelen BAE’den başkası değildir. BAE ise İsrail ile tatbikat yapan ilk Arap Devleti oldu ve hemen ardından Ürdün’de tatbikata katıldı. Bu tatbikata katılan en ilginç ülke ise Hindistan’dır. Bölgeye kıyısı olmadığı halde İsrail ile tatbikata katılması, meselenin pasifikten okunması gerektiğini gösteriyor bizlere. Eğer blok halinde okuma yaparsak olası pasifik savaşında ki ittifaklara İsrail’i de eklememiz gerekiyor. Tabi bu sadece bir tahmin. Siyonist sermayenin Çin’e kaydığını ancak Hindistan’a da göz kıptığını biliyoruz. Bu minvalde bakınca Çin, Türkiye’yi kendi safına çekmek için böyle bir açıklamaya imza atmıştır demek garip olmaz.

Suriye’deki karmaşanın toplum tarafından tam anlaşılmadığını düşünüyorum. Zannediliyor ki Suriye’de karşımızda sadece Esad var. Böyle düşünen kişi konu hakkında hiçbir şey bilmiyor demektir. Açmak zorunda olduğumuz Suriye Cephesinde karşımızda olan devletler; Abd Rusya, Esad, Pkk, YPG, PYD (ve bunlara bağlı irili ufaklı terör örgütleri), Fransa, Çin (bölgede paralı askerleri var. yeni girmedi), Almanya aklıma ilk gelenler. Bölgeyi güneyden İsrail zaten kuşatma altında tutuyor. Birde Kuzey doğu tarafından İran milisleride cabası. Yani 7 düvel karşılarında bir Türkiye bulunuyor.

Sözlerimi destekleyen açıklamayı ise İç İşleri Bakanlığı şu şekilde yaptı;

“2011 yılında başlayan Suriye iç savaşından günümüze kadar 102 farklı uyruktan toplamda 8.585 yabancı terörist savaşçı sınır dışı edildi”. Sanırım daha fazla söze gerek yoktur.

Devletimize Güvenin

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.