ANALİZ: KAZAKİSTAN

08.01.2022
A+
A-

Kazakistan’da lpg fiyatına %100 zam yapılması nedeniyle başlayan sokak olayları, mevcut hükümetin istifa etmesiyle de yatışmadı. Hükümetin istifasını kabul eden Cumhurbaşkanı Tokayev, son çare olarak KGAÖ yani Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü‘ne çağrı yaparak yardım istedi. Bir çok eleştiriye maruz kalan bu örgüt (KGÖA) daha çok Rusya’nın güvenliğini ön plana aldığı yönünde değerlendirilmektedir. Genel merkezi Moskova’da bulunan örgütün taraf ülkeleri ise Kazakistan, Rusya, Ermenistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’dır.

Nilüfer Belediyesi

Halk ayaklanmasının detaylarına baktığımızda her yönüyle ülkemizde daha önce yaşanmış gezi parkı olaylarına benzemektedir. Önce doğa hassasiyeti ile başlayan olaylar, marjinal örgütlerin kontrolüne girerek çığrından çıkmıştı. Bir benzeri de bu sıralar Kazakistan’da yaşanmaktadır. Zamlara tepki olarak başlayan toplumsal protestolar, benzer olaylar ile ülke kaosa sürüklenmektedir. Görülen o ki yine aynı senaryoyu uygulamaya koyan odaklar toplumu galeyana getirmeyi başarmışlardır. Öyle ki halk, kendi belediye binasını basacak kadar çığrından çıkmış hale dönüşmüştür. Eğer bu protestolar başka örgütlerinin kontrolü altına girmeseydi, halk kendine ait olan binalara baskın yapmaz, Nursultan Nazarbayev’in heykelini yıkacak kadar tahrip edici davranmazdı. Hatta cumhurbaşkanlığı konutunu basacak kadar ileri gittiler. Bu durum bize protestoların başka odaklar tarafından yönlendirildiğini göstermektedir. Ayrıca ülke nüfusunun yaklaşık olarak %20’sini Ruslar oluşturmaktadır.

Kazakistan, bölge ülkeleri içerisinde, tarım arazileri, doğal kaynakları ile Yeni İpek Yolu Ticaret Hattı’nın ortasında ve en önemli hattını oluşturan stratejik bir konumdadır. Dünya’nın en büyük 12. petrol üreticisi konumunda olan ülke, dünya uranyum rezervinin de %40’ını karşılamaktadır. Bu veriler ışığında bazı devletlerin iştahını kabartması olağan görülmektedir.

Vladimir Putin “Şu an bağımsız olan devletler, eski Sovyet cumhuriyetleri, Rus toprağıdır” beyanını vereli henüz 6 ay oldu. Ardından Tacikistan-Kırgızistan restleşmesi ile geçtimiz ay 1990 yılında bağımsızlığını ilan eden Tataristan’ın özerkliğinin Rusya tarafından iptal edilmesi… Bölgedeki Türki devletlere ise yok pahasına Rusya pasaportu verilmesi de ayrı bir handikaptır. Hangi devlet hangi devlete ön koşulsuz pasaport vermektedir? Durum böyle olunca aklıma hiç hayırlı cümleler kurmak gelmiyor. Rusya yeniden Sovyet dönemini özlüyormudur? Bilinmez. Belki eski sovyet rusyası olamaz ancak hegemonya anlamında bunu sağlamaya çalıştığını söyleyebilirim.

Türk Devletleri Teşkilatının manifestosunu verdiğimizden beri bölgede hareketlenmelerin yaşandığı haberlerini okuyorduk. Kazakistan’ın teşkilatın kurucuları arasında olması ve Türkiye ile yakın ilişkiler içinde bulunması hatta kurulacak lojistik akıllı şehirlerin bir tanesinin de Kazakistan’da bulunacak olmasının, birilerinin rahatını bozacak türden adımlar olduğunu değerlendirmekteyim. Hâlen sürüncemede kalan ZENGEZUR KORİDORU ile Türkiye’nin teşkilat üye ülkelerine ticari ulaşımının engellenmesinin arkasında da Rusya olduğu kanaatindeyim. Karabağ Zaferi sonrası Ermenistan 2. Cumhurbaşkanının “Eğer Rusya olmasaydı, Azerbaycan Karabağın tamamını alacaktı” çıkışı bize bir çok mesajlar vermektedir. Eğer randımanlı şekilde bu koridoru açabilirsek, Türkiye ile Türki devletler arasında yapılacak ticaret hacminin karşılığı, trilyonlarca dolar cinsinden olacaktır. Ve bu hacmin en büyük iki potansiyel devletinden birincisi Türkiye ise ikincisi de Kazakistan’dır. Asya’nın her geçen gün parlayan yıldızı konumundaki Kazakistan, gerçekten büyük öneme sahiptir.

Doğrudan Rusya’yı suçladığımı düşünebilirsiniz. Verilere bakarak yorum yapmaya çalışıyorum. Dost diyebileceğimiz bir ülke var ise bu kesinlikle Rusya değildir.

Öte yandan Rusya’nın Çin ile olan ilişkilerine baktığımızda resmin daha da netleştiğini görebiliriz. Bugün Rusya ile Çin olası pasifik savaşında müttefiktir. Ortak askeri tatbikatları bunu açıkça göstermektedir. Kimbilir belki kendilerince Kazakistan’ı kuzey-güney olarak ikiye bile bölmüşlerdir.

Buradan Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev’e bazı eleştiriler getireceğim. Rusya devlet başkanı Putin Rus ordusuna hazır olun emri verdikten sonra Tokayev’in KGAÖ’yu davet etmesi enteresandır. Burada Cumhurbaşkanı’nın kendi ordusunu devreye sokması gerekirken neden dışarıdan destek istemiştir? Birçok ölü ve yaralının olduğu söylenmektedir. Kendi halkına kurşun sıkacak kadar gözü dönmüşmüdür? Bu tutumu zaten öfkeli olan halkı daha fazla isyan etmeye teşvik etmezmi? Tokayev’in istediği, ülkede kalıcı bir kaos mudur? Barış gücü sıfatıyla ülkeye giren Rusya ülkeden çıkacakmıdır? yoksa yukarıda da belirttiğim gibi hâlâ kendilerini eski sovyet bakiyesi olarak mı görmektedirler? Doğal kaynak zengini bir ülkede neden ekonomik sebeplerle halk ayaklanmıştır? Bölge habercilerinden aldığımız bilgiler doğrultusunda yöneticilerin neden halka karşı tutumları dikta türündendir? Nazarbayev’in tasfiyesinde Tokayev nasıl bir rol almıştır? Neden istifa etmeyi düşünmemektedir? Kazakistan Cumhurbaşkanı kendi güvenlik güçlerinin müdürünü ve Milli Güvenlik Teşkilatının başkanını neden görevden aldı? soruları ilk aklıma gelenlerdir.

Türk Devletleri Teşkilatı henüz yeni kurulmuştur. Teşkilatın güçlenmesi için zamana ihtiyaç vardır. Ve tabiki muhatap ülkelerin desteğine… Sadece Türkiye’nin çabalaması yetersiz kalacaktır. Yine de Teşkilat, Kazakistan’daki olaylarda her türlü desteğe hazır olduğunu beyan etmiştir.

Bazı gerçekleri uzun vadede analiz etmek gerekir. Bu yaptığım analiz, ilk izlenimlerden arta kalan analizdir. Bu süreçte ayrıca belirtmek istediğim bir mevzu daha var. Kaos ortamları sapı samandan ayırmanın en kolay olduğu zamanlardır. Devlet Aklı kesinlikle ajandasına “kim Çin’den kim Rusya’dan taraf” şeklinde notlar alıyordur. Bu da bizim uzun vadede yapacağımız analizi doğrudan etkilemektedir.   (Biraz uzun oldu. Hakkınızı helal edin.)

Devletimize Güvenin.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.