ASGARİ ÜCRET SÜRPRİZİ

Yaklaşık 7 milyon çalışanın heyecanla beklediği, 2022 yılı asgari ücret tutarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla net 4250 TL olarak açıklandı. %50 gibi bir artışın yaşandığı ve hükümet yetkililerinin alışıla gelmişin dışında bir oranda artış yaptığı asgari ücretin, tüm çalışan kesimlere hayırlı olmasını temenni ederim. %50 artışın yanında gelir vergisi ile damga vergisininde alınmayacak olmasını da olumlu bir gelişme olarak görmekteyim. Umarım gelir vergisinin yerini başka bir vergi ile doldurmazsınız.

Mesele sadece asgari ücrete %50 artış ile vergilerin kaldırılması ile bitmiyor tabiki…

Piyasa koşulları malumunuz. Bilhassa gıda fiyatları almış başını gidiyor ve gittikçe ulaşılmaz hale geliyor. Ulaşılmaz derken, bulunulurluk açısından değil, tercih edilebilirlik açısından demek istiyorum. Yani alışveriş yaparken yüksek fiyatlardan dolayı 1 kilo alacağı peyniri yarım kilo, 30 adet alacağınız yumurtayı 15 adet almak zorunda kalabiliyor insanlar. Çok şükür tam olarak açlık çekmiyor kimse ancak gıda pahalılığından dolayı ulaşılmaz hale getirildi temel gıda ürünleri. Belki de cebinizdeki para, gıda almaya yetmedi. Maalesef bu gibi durumlar, ülkemizin normali haline dönüştü.

Sadece asgari ücrete %50 artış ile vergilerin kaldırılması ile bitmiyor tabiki…

Sayın Cumhurbaşkanı konuşurken “bizim dolar diye bir paramız yok, bizim paramız Türk Lirası” dedi ancak, tüm otoyol ve köprü geçişleri nedense dolar üzerinden belirlendi. Hatta yolcu garantili havaalanları dahil da bu konuya. Birde yeni yapılan Çanakkale 1915 köprümüz var. Burada bir farklılık var. Bu sefer geçiş ücreti AVRO üzerinden belirlendi. Tabi bizim avro diye bir paramız da yok. Bilmiyorsam cahilliğime verin. Uluslararası standartlarda yapılan yolların, köprülerin (tapusu bizde olduğu halde) döviz üzerinden ücretlendiriliyor olması normalmi? Yada yüklenici firma bugünleri gördüğü için mi dövizle anlaşma yaptı? Neresinden bakarsınız gariplik var gibi. Eleştiriyorum diye kızmayın lütfen. Ben henüz o yapılan yolları, köprüleri kullanabilme bütçesini oluşturamadım.

Sadece asgari ücrete %50  artış ile vergilerin kaldırılması ile bitmiyor tabiki…

Maaş meselesi sadece işçinin derdi değil. Emekli büyüklerimiz, sağlık çalışanlarımız ile bilhassa doktorlarımız, devletin herhangi bir kademesinde can hıraş memurlarımızın da maaşlarında bu artışın olması gerekiyor zannımca. Yok pandemiydi, yok tedarik zinciriydi, yok dalgalı döviz kuruydu, dolar 8-10-11-12-15 derken bu kargaşadan işçi kadar emeklimiz de memurumuz da öğretmenlerimiz de etkilendi. Umarım sesleriniz duyarsınız.

Sadece asgari ücrete %50  artış ile vergilerin kaldırılması ile bitmiyor tabi ki…

Eğer pahalılık böyle gitmeye devam ederse, yapılan %50’lik zam, kendi kendini imha edecek, yok hükmünde olacaktır. Acilen bu artışın durdurulması lazım.

Son 50 yılın en yüksek artışı dendi ancak bu beyan kocaman bir hatadır. 54. hükümet zamanında Rahmetli Hocamız Necmettin Erbakan işçiye %100 zam yaparak kırılması güç bir rekora imza atmıştı. Sanırım tarih boyunca bu rekoru kırmak neredeyse imkansız olacak.

Unutmadan;

Benim asgari ücret beklentim “4500 tl’den aşağıda kalan her rakam azdır” şeklindeydi. 4250 oldu, hayırlı olsun. Bu süreçte bir çok rakam tahmini yapıldı. Ancak bir kişi hedefi tam on ikiden vurarak, siyaseti ne kadar ustaca yaptığını göstermiş oldu. O kişi Milli Görüş Lideri Dr. Fatih Erbakan’dır. Henüz Aralık ayının başında verdiği beyanda “İktidarın asgari ücrete en az yüzde 50 maaş zam yaparak asgari ücreti 4235 TL seviyesine getirmesi lazım. İş verenin yükünü de hafifletmesi lazım” demişti.