BOYUNDURUK

24.01.2023
A+
A-

Allah (C.C.) insanı, fıtratı gereği hür şekilde yaratmıştır…

Yani tüm kararlarını hür iradesi ile kendisinin alması gerekir.

İnsanın hayatta başına gelecek en kötü işlerden biri de başkasının boyunduruğuna girmektir.

İnsan kendi kendini de boyunduruk altına alabilir.

Kendi kendinin esiri de olabilir…

Korkak, pısırık ve beceriksiz insan hem kendini boyunduruk altında tutar, hem kendini engeller, hem de kendini aciz ve zavallı durumuna düşürür.

Toplum içinde hiçbir hikayesi, hiçbir saygınlığı, hiçbir başarısı söz konusu olmaz.

Kısacası toplumda adam yerine konulmaz.

Hasbelkader konuşma arasında adı geçtiğinde, “Bırak şunu yaa, kalıbının adamı değil” derler.

Başkaları tarafından boyunduruk altına alınan insanlar da var ki, onların hayatları daha feci…

Sürekli olarak birilerine bağlı ve bağlantılı olarak hareket etmek zorunda…
O kişilerden emir almak zorunda…
O kişilerin fikirlerine göre hayatına yön vermek zorunda kalır…

Kendi fikrinin, düşüncesinin hiçbir önemi yoktur.

Kafasının içindeki beynini kullanamadığı veya kullanması engellendiği için deyim yerindeyse, kafasını saksı olarak taşır…

MESLEK SAHİBİ OLAMAMIŞ İNSANLAR

Eğitim öğretim hayatında başarılı olamamış, tahsil hayatını yarıda bırakmış, bu yüzden elle tutulur, gözle görülür bir meslek sahibi olamamış, kısacası ortada kalmış kişiler başkalarının boyunduruğu altına kolayca girer…

Sistem başarısız bireyleri dışarı atmak yerine, sistemin içinde bir şekilde tutmayı başarmak zorundadır.

Aksi halde, sistem dışında kalan insanlar sudan çıkmış balığa döner.

Elinde hiçbir imkan ve kabiliyet olmadığından dolayı birilerinin boyunduruğu altına girmeye ve orada bir zavallı gibi hayatını idame ettirmeye razı olur…

Çünkü başka hiçbir çaresi kalmamıştır.

Çaresiz insanlar boyunduruk altına girer…

Çünkü günlük hayatını idame ettirmekten aciz duruma düşmüştür.

Onu boyunduruk altında tutan kişiler de o kişiyi sürekli aşağılar, hor ve hakir görür.

Kişi hiçbir zaman kişisel kimliğine kavuşamaz.

Boyunduruk altından kurtulmaya çabalasa bile, yapacak bir işi, elinde bir mesleği olmadığı için mecburen boyun eğmek zorunda kalır.

KOCALARININ BOYUNDURUĞU ALTINA GİREN KADINLAR

Hayat müşterek olarak karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü ve karışıklı fikir alışverişi yani istişare ile, evlilik çatısı altında, birlikte, beraber, el ele bir ortak yaşam kurulması gerekirken…

Günümüzde komple kocası tarafından boyunduruk altına alınan evli kadınların sayısı oldukça fazla…

Bu kadınların aile içinde hiçbir söz hakkı yoktur.

Bir fikrini söyleyecek olsa bile “Sen sus, akıl verme, koş çay getir” denilip kahve mantığı ile evin hizmetçisi olarak görülüp aşağılamaya tabi tutulurlar…

Hatta kocalarından izinsiz dışarı dahi çıkamazlar.

Öyleleri var ki kocaları izin vermiyor diye anne ve babalarını ziyaret etmez, hatta bir telefon dahi açamaz korkudan…

ŞANTAJ YÖNTEMİ İLE BOYUNDURUK ALTINDA TUTULAN İNSANLAR

Çok çeşitli şantaj yöntemleri ile, karşı tarafın acımasız şekilde boyunduruğu altına girmiş insanların da sayısı maalesef bir hayli çok…

Hayatları tamamen zehir olmuş,
Tehdit ve şantajlara boyun eğmek zorunda kalmış,
Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık anlayışı ile hiçbir hakkını, hukukunu ve insani değerlerini savunamaz, hakkını arayamaz hale gelmişlerdir…

ÇIKAR AMAÇLI BOYUNDURUK ALTINA GİREN İNSANLAR

Makam ve mevki uğruna, torpil ile işe alınma adına başkalarının boyunduruğu altına girmiş insanlar da elbette var.

Bu kişiler de, görünürde bir iş, güç sahibi olmuş, maddi menfaat elde etmiş olsalar bile…
Onlara bu imkanları sağlayan kişilere borçlu oldukları için bu kişilerden sürekli olarak emir alırlar, sürekli olarak bu kişilere bağlı ve bağımlı kalırlar, onlardan bağımsız karar alıp hareket edemezler…

Senkronize çalışmak başka, boyunduruk altında çalışmak başka…

Karşınızdaki kişi anne babanız olsa dahi, reşit bir yaştan veya eliniz ekmek tutmaya başladıktan sonra ya da evlendikten sonra aile baskısından sıyrılmayı bilmek gerekir.

Kendi hayatını kurmalı, kendi ekonomik özgürlüğünü eline almalı, hayatta doğru ya da yanlış seçimler yapsa da, kendi kararlarını kendi vermelidir.

Kısacası birey yaratılış fıtratı gereği hür olmalıdır.

İnsanların boyunduruk altına girmemesi için;

Okuyabiliyorsa, tahsil hayatını akademik olarak tamamlamalı ve kendi meslek seçimini kendi yapmalıdır.

Tahsil hayatını tamamlayamıyorsa da, elle tutulur, gözle görülür bir meslekte hiç olmazsa kalfalık derecesine kadar kendini yetiştirmelidir.

Hayatta kimseye muhtaç olmadan, kendi ayaklarının üstünde durmayı öğrenmelidir.

Havadan kolay para kazanma heveslerine kapılmamalı, kolaycılığa kaçmamalıdır.

Zararlı madde bağımlılığından kendini korumalı,
Kumar ve benzeri işlere tenezzül dahi etmemelidir.

Ekonomik olarak özgür olan, elinde mesleği olan kişiler yürümeyen evliliklerinde net ve kararlı bir duruş sergilemeli, yürütemedikleri bu birliktelikten ayrılıp kendilerini içine attıkları bu boyunduruktan kurtarıp hayatına yeni bir yön verme noktasında kendini özgür bırakmalıdır.

İnsanları başka insanların tuzaklarından ve boyunduruğundan kurtaracak tek çözüm,
yaratılış fıtratına uygun yaşamalarını sağlayan, temeli çok sağlam, bağımsız şekilde bilimsel, dini ve ahlaki eğitim verilmesidir.

Gençlerin ilim ve bilim tahsili yapmalarını sağlamak ve kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamak adına, meslek sahibi olmaları yönünde yetiştirilmeleri gerekir.

Okumayı yarıda bırakan, okulu yarıda kesen insanlar yine başı boş şekilde bırakılmamalıdır.
Mesleki eğitim atölyelerine devamları sağlanarak bir meslek sahibi olmalarının önü açılmalıdır.

Herkesin yaratılış fıtratına uygun olarak hür ve bağımsız şekilde, kimsenin, hatta kendilerinin dahi boyunduruğu altına girmeden yaşaması dileği ile…

Dr. Meryem ÇILDIR

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.