Derviş Zaim filmi “Flash bellek”

Bu hayatta herkesin bir hikayesi vardır. Önemli olan o hikayeyi anlamak ve anlatmaktır,  anlamak  derken yaşadığımız/yaşamadığımız  olayı  ya da durumu iyi analiz edebilirsek  kararlarımızı daha çok mantık çerçevesinde vermiş oluruz.  Bu yaşadığımız ya da öğrendiğimiz hikayeye tecrübe de diyebiliriz. Birileri ile paylaşmak ise daha da güzel olur. Paylaşılan tecrübe ya da bilgiler diğer insanların hayata bakış açısını değiştirir ve renk katar.

Derviş Zaim, her filminde önemli bir konuya değinen ve söylemek istediğini gerek film gerek kitapları ile anlatmayı başaran bir sanatçıdır.

Derviş hocanın son “Flashbelek” adlı filmini izledim. Sinema’ya gittiğimde gişe görevlisi arkadaşa flashbelek’e bilet istediğimde”aaa ne güzel bilim kurgu” film galiba dedi. Sonra da aramızda uzun bir diyalag geçti, ona film ve yönetmen ile alakalı bilgilendirme yaptım.

Filmde başrollerde Filistin doğumlu  oyuncu Salah Bakri, The Kingdom filminde Sergeant Haytham karakterini canlandıran Ali Süleyman, Hussam Chadat, Sara El Debuch  ve Türk oyuncu Nadi Güler oynuyor. Film Suriye deki savaşı konu alıyor. Filmde ülkemizde ya da dünya da Suriye hakkındaki soruların cevabını arıyor. Yönetmen Derviş Zaim filmin hikayesini  realist bir dille kurgulamış. Filmde savaşın acımazsızlığı ve neden bu kadar uzun sürdüğünün cevabını arıyor. Filmde iç içe geçmiş acıların ve çaresizliğin ne demek olduğunu anlatıyor.

Şimdi ye kadar gördüğün filmlerin arasında en başarılı savaş filmi diyebiliriz.  Savaşı bir tragedya içinde ve savaşın hiçbir zaman kazananı olmadığını Süriye savaşının içinde anlatan bir film.

Biraz da konusundan bahsedeyim.  Ahmet  Suriye’de Esad rejinin askeri olarak görev yapmaktadır. Savaş esnasında boğazından yaralanır konuşma yetisini bir süreliğine kaybeder ve geri hizmet bir göreve verilir. Yeni görevinde rejim tarafından öldürülen muhaliflerin cesetlerini fotoğraflama görevi verilir.  Gördükleri karşısında vicdan azabı duyar ve bunu tüm dünya ya anlatmak için  Türkiye’ye kaçma planları yapar ve macera başlar. Bu zorlu yolda resmen yönetmen savaşın bir portresini çizmiş ve savaşın içinde  haklı ya da haksızın birbirine geçtiğini anlatmaya çalışmış. Ahmet ve leyla kaçmaya çalışırken bir cepheden öbür cepheye geçerek kaçmaya çalışmışlar.

Derviş Zaim yapılan diğer Suriye filmlerden farkını şöyle dile getirmiştir. “Film zavallı, çaresiz, başkalarına muhtaç, ilkel, arkaik, geri kalmış Ortadoğu  halkları klişesine katkıda bulanan oryantalist bir film değildir. Aksine zengin bölge kültürünü temel alarak , oryantalist klişeleri kırmaya yöneliktir. ”

Filmin görüntü yönetmeni Yunanistan doğumlu Türkiye de bir çok başarılı filme imza atmış Andreas Sinanos ‘dur. Filmde gerek geniş açı, gerek dar açı görüntülerin anlaşılırlığı açısından kadrajları başarılıdır. Dilsiz filminden sonra Flashbelek filmini çekmiştir.  Altın portakal uluslararası film festivalinde en iyi görüntü yönetmeni ödülü, Dilsiz  filmi ile de 9.Malatya film festivalinde en iyi görüntü yönetmeni ödülünü almıştır.

Flashbelek filmi kısaca; Suriye’den Türkiye’ye uzanan Ahmet ile Leyla’nın yolculuğunu bize bir binbirgece masalı gibi şiirsel bir dille kurgulayan, savaşın acılarını ve kazananın olmadığını ve bu savaşın neden ve niçinler ini görsel bir dille anlatan bir film.Tavsiye ederim. İyi Seyirler…