DEVLETİMİZE GÜVENİN

Toplumumuzun gündemi maalesef günlük siyasi çekişmelerle fazlasıyla meşgul. Devletimiz ulaşmaya çalıştığı nihai hedefimiz ile dünya üzerinde benzeri görülmemiş bir büyüklüktedir. Ancak toplumsal gündem güncel iç meselelerle o kadar meşgul edilmektedir ki, bu gerceğin farkında olamamaktadır. Geriye doğru gittiğimizde tarihin hiçbir sayfasında Türk devletlerinden bahsetmeden geçen bir tarihçi göremez, Türk devletlerinin kurduğu merhamet ağının büyüklüğüne değinmeyen kimseyi bulamazsınız.

16 devlet kurduğumuz ve her kurduğumuz devlet ile tarihin akışına yön verdiğimiz gerçeği ile dünya yüzleşirken, maalesef insanlarımız şanlı tarihimizden gelen bu gururu hakkıyla yaşayamamaktadır. İçimiz dışımız iktidar-muhalefet kavgasının sanal gündemleri ile meşgulken, geriye doğru bakıp ileriye nasıl gideceğimize yön veremez hale gelmişiz. Allah’tan birileri geçmişimizi unutmadığı için bugün gelecek hedeflerimizden bahsedebiliyoruz.

Tarih okurken ve araştırırken doğru sorular sorarak ile ilerlemek gerekir. Mesela kurduğumuz 16 devlet ile övünürken bu 16 devletin neden ve nasıl yıkıldığını sorgulamalıyız. Tarihte bu kadar fazla devlet kuran başka bir millette yoktur haliyle. 16 devlet kurabilme kabiliyetine de biz “Kadim Devlet Aklı” diyoruz. Tarih sahnesi, bu sürekliliği sağlayamamış devlet ve milletlerle doludur. Buradan çıkaracağımız sonuç ise Kadim bir Devlet Aklının daimi varlığıdır.

Kimdir bu akıl?

Bazen yokmuş gibi gelir ancak hep vardır ve her vatan evladının iman dolu göğsündedir de dışarıya çıkacağı zamanı bekler. Vaktiyle Papa’nın yanına kardinal yerleştiren akıldır. Abdülhamid Han’a darbe yapılırken, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atandır o akıl.  Ve nice isimsiz kahramanın mimarıdır. Bir gün Menderestir, diğer gün Erbakan, sonraki gün Özal..

Halkımızın, yaşadığı ekonomik zorluklar sebebi ile devletimize küsme aşamasına geldiğini gözlemlemekteyim. Evet hepimiz zorlanıyoruz, yıpranıyoruz. Dolar baskısı bir yandan, enerji krizi öte yandan… Baskıyı kaldırmaya çalışsalarda, sistemin işe yaradığının farkına varılması bile 1 yıl sürecek. Yani faydasının (varsa tabi) bize yansımasını kastediyorum.

Rahmetli babam derdi ki; “Oğlum! en ümitsiz an da bile, küçük bir ümit ışığı vardır. Yeter ki o ışığı bulmaya odaklan” (Allah CC ondan razı olsun) Belki bizler devletimizin misyonlarını, icraatlerini, faaliyetlerini göğsümüz kabara kabara bu satırlara dökerken, işte o ümit ışığına tutunduk. Bunu da Devletimize Güvendiğimiz için yaptık/yapıyoruz. Çünkü bunları yapabilecek;

– Başka Türkiye yok!

– Başka 17 devlet kuran millet yok!

– Başka hakkı, adaleti tesis edecek Devlet yok!

– Başka İslam’ın Sancaktarı yok!

            Varsa BİZ varız!

Yazılarımın sonunda hep aynı metaforu kullanırım. Devletimize Güvenin! Bu devlet çökerse tüm dünya mazlumları çöker. Siyasi parti fanatikliği sizi bir yere götürmez. Sizi/bizi devletimiz bir yere götürür.

Devletimiz küllerinden yeniden doğmuştur ve takdir edersiniz ki, her doğum sancılı olur. Yeniden yükselme dönemi hayırlı olsun. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kan’da mevcuttur. Sadece sabırlı olun.

Selam ve dua ile…