Didem Madak-2

16.08.2021
A+
A-

Madak; yararlandıracağı bu teknikle insanların, ruhlarına iliştirilen bir etiket, bir yaldız olmaktan öteye gidemeyen; kurgusal dünyaları normalleştirilerek ite kaka realize edilmiş, nesnelleştirilmiş; onlara senaryo hayatlar yazdıran Çalıkuşlarından ve Polyannalardan kurtulacaklarını, kendi senaryolarını yazarak, kendi oyunlarını oynayarak, kendi Çalıkuşlarını ve Polyannalarını yaratacaklarını ve böylece zorunluluk zincirinden kurtulacaklarını düşünmüştür.

İki sene sonra Everest Yayınları’ndan yayımladığı “Ah’lar Ağacı” ile okur, sorgulama ve hesaplaşma çıtasını yükseltmediği gibi düşürmeyen bir şair ile karşılaşmıştır.

“GraponKâğıtları”nın devamı ancak surat astırmayan bir devamı niteliğindeki “Ah’larAğacı”ndan dört sene gibi uzun sayılabilecek bir süreden sonra, Metis Yayınları’ndan çıkan “Pulbiber Mahallesi” ile Didem Madak okurunu hayrete düşürmüştür.

Albenili bir isimle vitrinlerdeki yerini alan kitap; zorunlu, zorunlu olduğu kadar da sorunlu zincirle didişmeyi rafa kaldırarak, normalleşmeyi payına düşüren bir şairle okurunu buluşturmuştur.

Okurun sadece; atipik, asimetrik dolayısıyla anormalin yörüngesini turlayan müziğin imzaları “Baba Zula” ile JanisJoplin’in ve onların şiirdeki karşılığı olan, bipoların kanatları üzerinde yükselen salkım saçak azize EmilyDickinson’ın normalleştirilmesi karşısında gözleri fal taşı gibi açılmamıştır. Dizeleri çıkmaz sokaklarda karbondioksit alarak gırtlak temizleyen şairin Çingene atmosferine Roman kara bulutu taşıması da ilk iki kitabında dörtyol ağızlarının ışıltılarına, çıkmaz sokaklara sabitlenerek sert tavrını takınan şairin söylemini önemseyenlerin belleklerinde tutulma yaşatmıştır.

Lirizmi, romantizm kulvarında santimantal reflekse ve paradoksal duyarlılığa el açmaması için ilerleten, okurun kendisinden devrimci romantik şiirler de beklediği şair son kitabında, bu türlerde yazılan şiirlerin kaldıramayacağı bir kanal açarak deneysellikle, söz oyunlarıyla yüzgöz olunca, Didem Madak şiiri Didem Madak’ın şiirine dönüşmeye başlamıştır. Şiirinin gidişatına önceden karışmayan şair, şiirini mülk edinme yoluna sapmıştır. Bu yaklaşımıyla sadece el attığı konuları değil kendisinin de normalleştirme sürecine girdiğinin haberini vermiştir.

Verdiği bu haberi göz ardı eden, bellek tutulması nöbetine giren, manzara karşısında gözleri fal taşı gibi açılan okur, şairinin bu kitabını ruhsal gelgitlerinin doruğunda yazdığını, santimantal refleksine kapılarak kavrayamamıştır.

Ruhsal gelgitler, doruk taarruzuna kalkıştıklarında gelgitleri sarıp sarmalama mecburiyetinde kalan insanlar, normalliğin dairesine kendi iradelerine danışamayarak girerler. Bu insanlar, anormalliğin güzergâhında iradelerine danışamayarak konaklarlar. Anormallik güzergâhında iradesini devre dışı bırakarak dizginsiz, soluksuz bir yolculuğa çıkan Madak, bu yolculukta mola verme hakkını kullanarak “PulbiberMahallesi”ndeki şiirlerini bir araya getirmiştir.

Mola verme hakkını kullandığı “PulbiberMahallesi”ni yayımladıktan beş sene sonra Didem Madak; doksanlı yıllarda şiirlerini yayımlayan bir şair olarak, bu dönem şairleri sokakla söyleşmekte karar kıldıkları halde, hızını, evlerden, çekirdek cehennemlerin işgal ettiği evlerden alarak, evlerde bir hesaplaşma ortamı kurarak, ortamı dörtyol ağızlarına ve oradan çıkmaz sokaklara taşıyarak,  erkekegemen düşünce sistemini, bu sistemin konumlarını, konformizmi, oryantalist perspektifi umursamayarak patolojilerini gizlemeyen İzmirlilerin kenar süsü olmayı onaylamayan Çalıkuşlarının ve Polyannaların çoğalmalarını umduğu dizelerini ardında bırakarak bu dünyadan ayrılmıştır.

Bu dünyada kalanların; erkekegemen düşünce sistemi, bu sistemin konumları, konformizm, oryantalizm gibi ana başlıklar karşısında süngüleri yerle yeksan olduğu; şairlik konumla eşleştiği, konum kayıtsız şartsız kazandığı; şiir yarıştırıldığı müddetçe Didem Madak’ı sonsuz uykusundan karabasanlar uyandıracaktır.

Sonsuz uykunun öncelikle saygı istediği unutulmayarak, şairlik oynayan güruha mola süresinin geldiği hatta geçtiği hatırlatılmalıdır.

 

YORUMLAR

  1. Turan Atılgan dedi ki:

    Bu güzel kız şiirleriyle ölümsüzleşti.Kalbimizde yaşíyor.