Ekonomide sihirbazlık
– Amerika’nın Türkiye Büyükelçisi Thomas J. Barrack’ın Türkiye ve Suriye hakkındaki görüşlerini okuduk. Sadece ekonomik izdüşümüne baktığımızda kısa vadede ve şimdilik kısa vadeli olarak Türkiye’ye para girişi olacağını ve hatta para girişinin başladığını düşünüyorum.
***
– Stopaj oranlarındaki artışın örtülü faiz indirimi olduğu söylemine pek fazla katılmasam da bu daha çok gelir artışına yönelik bir harekettir. Bütçe dengesini yine tutturmaya çalışıyoruz anlaşılan.
***
– Amerika’da tüfe mayıs verisi yıllık %2,4 gelirken faiz ise %4,25-4,50 arasında. Buna karşı Trump ile Fed Başkanı Powell arasındaki söylem krizini izliyoruz. Avrupa’nın eli bir miktar rahatladı. Trump tarifeleri zaman zaman gerilimi arttırsa da faiz indirimlerine açık kapıları hala var.
***
– TÜFE’yi oluşturan ana harcama kalemlerinde yıllık fiyat artışları irdelendiğinde sadece 2 kalemde yıllık artışlar yıllık yüzde 35’lik artışın üzerinde. Bunlar eğitim ve konut. Eğitimin sepet içindeki ağırlığı düşük olduğu için üzerinde durmuyorum. Ancak konuttaki artış özellikle kiralar üzerinde çözümün oluşmadığını ancak durağanlaştığını gösteriyor. Ayrıca dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da lokanta-otel kaleminde azalan talebin fiyat artışlarına engel olmaya başladığı söylenebilir.
***
– Geçen haftaki yazımda aylık enflasyonun %1,5 altında kalmasına ihtiyacımız olduğunu ifade etmiştim. Biraz değiştirelim. Aylık %2’nin altında olan bir enflasyon (örneğin 1,70) bizi 2026 Nisan ayında %25 enflasyona götürür. Ancak dikkatinizi çekeceğim konu da burada. Tüfe verilerinde stabilleşme görürken ÜFE verilerinde yukarı yönlü riskler oluştuğunu da izlemekteyiz.
***
– Merkez Bankası’nın faiz indirimine yönelik tahminler ortada dolaşırken Başkan Karahanlı temkinli faiz indirimi mesajlarını veriyor yurtdışında. Elbette temkinli olmalıyız ancak fahiş faiz vermek bir noktadan sonra enflasyonun sebeplerinden biri olur. Sıkı duruşun sürdüğü bir faiz indirim süreci yaşamamız gerekiyor.
Sağlıcakla kalın!