Enflasyon Düşecek Ancak Kısa Sürede Değil!

Enflasyon Düşecek Ancak Kısa Sürede Değil!
23.05.2024
A+
A-

Türkiye İstatistik Kurumu’na göre enflasyon yüzde 68,50 oranında açıklanırken Merkez Bankası’nın tahminine göre 2026’da yüzde 9’a ineceği vurgulandı. Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, enflasyonun elbette düşeceği ancak kısa sürede bunun mümkün olmayacağını vurguladı.

HIDIRCAN KAYA

Türkiye’de enflasyonla mücadele edilirken alınan önlemlerin ne derecede yararlı olduğu hakkında Kent Bursa Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, sıkı politikalarla normale dönülebileceğini söyledi. Eryılmaz ile birlikte enflasyondan tasarruf tedbirlerine, vatandaşın kredi kartı kullanımından faiz artırımlarına kadar birçok konuyu konuştuk. Türkiye ekonomisinin en temel sorununun enflasyon olduğunu vurgulayan Eryılmaz, “Enflasyonla mücadele aşamasındayız. Para politikası kanadında doğru adımlar atıldı. Faizler yüzde 50’ye kadar geldi. Dolayısıyla eksik taraf, maliye politikası kanadı. Orada da kamu harcamalarının azaltıldığı bir süreci görmemiz lazım. Eğer göremezsek enflasyonda istediğimiz hedeflere ulaşmamız mümkün değil. Dolayısıyla faizde geldiğimiz yerde ek bir faiz artışına şuan gerek yok. Bekleyip görmek gerekiyor. Para politikasının gecikmeli etkilerini görmek lazım, maliye politikası ne kadar destek olacak ona bakmak lazım, enflasyonda katılım ne kadar yüksek olacak onu görmek lazım. Aslında bu cepheden baktığımızda en iyi tahlilde bile faizleri erken indirmek çok doğru olmaz. Benim kanaatime göre en erken 2025’in ilk çeyreğinde başlaması gerekiyor, eğer enflasyonu düşürmek istiyorsak. Ekonomi yönetimi, ekonomide ani duruş riskini ne kadar ister, büyümedeki yavaşlama ne kadar hızlı olur, orayı ne kadar görmezden gelir, o tarafa da bakmak lazım. Dolayısıyla bu noktada beklentim Merkez Bankası’ndan gelen sinyallere de bakıldığında kolay kolay faizlerin indirilmeyeceği, hatta belki bir tur daha faiz artırıldığı süreç de görürsek hiç sürpriz olmaz. Şuan ki duruma baktığımızda da sıkı para politikasının yanında sıkı maliye politikası da gerekiyor. Yeteri kadar halen daha başarılı olabilir miyiz, birtakım yukarı yönlü riskler var. Mesela fiyatlama davranışları bozuk. Bu da demek oluyor ki devlet olarak maliye politikasını, para politikasını sıkılaştırıyorsunuz, belki ücretlere zam yapmayacaksınız ama özel sektörün fahiş fiyat fırsatçılığını ne kadar önleyeceksiniz. Orası da çok ciddi enflasyonu yukarı çekiyor. Denetimle, kanunla, cezayla bu durumu düzeltmek mümkün değil. Onun için halkın enflasyonun düştüğünü görmesi lazım. Yine de çok iyimser değilim” dedi.

“SABIRLI OLALIM, DİŞİMİZİ SIKALIM”

Enflasyonla mücadele ederken sabırlı olunması gerektiğini belirten Filiz Eryılmaz, sıkı politikalarla normale dönülebileceğini vurguladı. Eryılmaz, “Dişimizi sıkmamız gerekiyor. 2028’den önce tek hane çok mümkün değil. Merkez Bankası’nın 2026’da yüzde 9 tahmini çok mümkün görünmüyor. Enflasyon düşecek, bir yol kat edilecek ama birebir noktasal hedef üzerinden konuşacak olursak piyasaya göre 5 yıl sonra tahmin yüzde 12. Daha iyimser beklentilere göre 2028. 2026’da enflasyonun yüzde 9 olacağından emin olamıyorum. Enflasyonu elbette düşüreceğiz. 3 yıl içinde ferahlama elbette görürüz” şeklinde konuştu.

TASARRUF TEDBİRLERİ BEKLENTİYİ KARŞILADI MI?

Tasarruf tedbirlerinin beklentiyi karşılamadığını ifade eden Eryılmaz, “Piyasanın beklentisi büyük çünkü maliye politikası genişlemeci. İki tane seçim atlattık, üstüne bir de depremi yaşadık. Bu gelişmeler, para politikasının etki alanını bile bozuyor. Gelen tedbirlere bakıldığında enflasyon sorunu olan bir ülke için değil, enflasyon sorunu olmayan bir ülke için geçerli önlemler. Bunlar zaten hiç enflasyon sorunu olmayan bir ülkede bile olması gereken şeyler. Vatandaşı ikna etmemiz lazım. Böyle bir paket açıklandı ancak uygulamada bunun yüzde 100’ü ne yazık ki gözükmüyor. Onun bir kısmını göreceğiz. Tasarruf tahminleri 100 milyar TL. Bu rakam da çok az. İçerik olarak da daha ciddi kamu harcaması sağlayacak alanlar olabilir. Taşıt ve bina kira ve alımı yasaklanması tabii ki de kıymetli. Toplumda ön planda olan meseleler. İçerik olarak yeterli değil” açıklamasında bulundu.

“FAİZ ARTIYOR, KREDİ KARTI KULLANIMI DÜŞMÜYOR”

Faiz artırımına karşın kredi kartlarını kullanımda düşüşün olmadığını sözlerine ekleyen Filiz Eryılmaz, dar gelirli vatandaşın ihtiyaçlarını kredi kartıyla karşıladığını söyledi. Eryılmaz, “Kredi kartı tarafı çok konuşuldu. İç talep bir türlü yavaşlamıyor. Kredi kartı harcamaları tam gaz gidiyor. Orada bir paradoks var, o da şu: Faizler çıkmış zirvelere ama kredi kartı harcamaları azalmıyor. Kredi kartı harcamaları ikiye ayrılıyor. Biri yüksek gelir düzey, biri de dar gelirli. Her ikisi de enflasyon karşısında daha fazla harcamak zorunda. Yüksek gelirli için enflasyon, faiz önemli değil. Çünkü gelir yüksek. Yüzde 20’lik kesime bakarsak toplumun 17 milyonunu oluşturuyor. Bu nüfus da otelleri, lokantaları doldurmaya devam ediyor, fahiş fiyatlara rağmen. Bu kesim enflasyondan, faizden etkilenmediği için harcamaya da devam ediyor. Diğer kesim de dar gelirli vatandaşlarımızdan oluşuyor. Enflasyon arttıkça halkın geliri artmadığı için daha çok harcama yapıyor. Aynı sepeti almak için daha fazla gelire ihtiyaç duyuyor. Geliri reel olarak azaldığı için kredi kartıyla kapatmak zorunda. Kendisini kredi kartıyla idame ettirenler de devam etmek zorunda, artan faize rağmen. Onun için de istenilen soğuma olmadı” ifadelerini kullandı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.