FİLM ENDÜSTRİSİ BİLEŞENLERİ: GÖSTERİM SEKTÖRÜ

13.08.2023
A+
A-

Film endüstrisi bileşenleri yapım, dağıtım ve gösterim olmak üzere üç ana ögeden oluşmaktadır. Şimdi bu halkada ki üç bileşeni kısaca tanıyalım ve gösterim sektörünü ayrıntılarıyla inceleyelim.

SEMA NUR AVŞAR

Düşüncelerin filme dönüştürüldüğü alan yapım aşamasıdır. Burada yaratıcı satış yapacağı ürünü ortaya çıkarır ve ekonomik anlamda pazarlar. Dağıtım sektöründe ise temel amaç yapımı bitmiş olan filmi farklı bölgelerdeki sinema salonlarına ulaşımını sağlamaktır. Bunun beraberinde dağıtımcılar filmin konusuna ilişkin hangi ilde ve hangi salonda gösterime girmesinin daha uygun olacağını da düşünmekte ve ona göre hareket etmektedir. Sinema endüstrisinde üretim halkasının sonuncusu gösterim sektörü, sinema filmlerinin izleyiciyle buluştuğu aşamadır. Sinema salonu işletmecileri film gösteriminin yanı sıra sinema severlere salonda yiyecek, içecek vb. satışı da sunmaktadır. Buna ek olarak filmin başlangıcında beyaz perdeyi reklam alanı olarak üreticilere pazarlamaktadır. Reklamlardan elde edilen gelir salon işletmecileri için ciddi anlamda geliri kaynağı sağlamaktadır.

Sinema filmlerinin önceden belirlenmiş gösterim tarihlerinde izleyiciyle buluşması birinci vizyon olarak tanımlanırken, belirlenen tarihten sonra gösterime girmesi de ikinci vizyon olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizde birinci vizyon film gösterimi yapmayan bölgeler genel olarak az gelişmiş ilçe sinema salonlarıdır.  Bunun beraberinde illerde bir açılıp bir kapanan, düzensiz gösterim yapan sinema salonları da bulunmaktadır. Özel işletmeciler sayesinde ülkemizde büyük perdede gösterim yapılmamış il bulunmamaktadır.

GÖSTERİM SEKTÖRÜNÜN YAPISI

Filmlerin izleyiciyle buluştuğu sinema salonlarıyıllar geçtikçe ülkemizde de değişim ve gelişim göstermeye başlamıştır. Türk sinemasının altın çağ yaşadığı Yeşilçam döneminde sinema salonları genellikle aile işletmecileri tarafından tek perdeli ve geniş kapasiteli salonlarda gösterim gerçekleştirmekteydi. 2000’li yıllardaizleyicilerin eğlence anlayışlarının değişmesiylesinema salonların müstakil binalardan alışveriş merkezlerine geçiş yaptığı görülmektedir.

Gösterim pazarı açısından üzerinde durulması gereken bir başka önemli noktaTürkiye’deki sinema salonlarının dijital dönüşümü konusudur. 2011 yılında Avrupa’da sinema salonlarının %52’si dijital dönüşümü tamamlamışken, aynı dönemde Türkiye’deki salonların ancak %13’ü dijitalleşmiştir. 2014 yılında ise bu oran %77’ye yükselmiştir. Büyük sinema zincirlerinin neredeyse tamamı dijitalleşme sürecini tamamlamış, finansal gücü sınırlı, tek salonlu sinemalar %23, iki veya üç salonlu sinemalar ise %44 oranında dijital dönüşümü gerçekleştirmiştir.

Anlaşıldığı üzere yeni iletişim teknolojilerinin geleneksel üretim, dağıtım ve gösterim halkasını etkilediği görülmektedir. Dijital dönüşümün beraberinde film ve televizyon izleme anlayışının birbiriyle iç içe geçmesi sağlanmıştır. Filmler beyaz perdede, DVD olarak ve online olarak izlenebilir duruma getirilmiştir. Makaralı film devrinin son bulmasıyla stüdyo giderleri yüksek oranda azaldı bunun beraberinde filmlerin elektronik ortamda üretilip dağıtıldığı ve saklandığı sisteme geçiş yapıldı.

YENİ BİR SOLUK

Dağıtım sektörüne dönüm noktası yaşatan çeşitli uygulamalar söz konusudur. Netflix, Hulu, Amazon gibi şirketler izleyenlerin yapılan içerikleri istediği zaman dilediği mekânda ulaşabilmesini sağlayarak film sektörünün geleneksel işleyiş biçimini yeni bir soluk getirmiştir. Dolayısıyla geleneksel düzende ki bazı çalışma alanlarının kalkabileceği ve endüstri bileşenlerinin üretim, dağıtım, gösterim şirketleri bakımından adeta bir özgürleşme yaşanacağının yorumlarını beraberinde getirmektedir. İnternet platformlarında ki dijital kanalların yaygınlaşması durumu sinema salonu geleneğini tamamen öldürdüğü söylenemez.Günümüzde geleneksel sinema salonu gösterimleri hala devam etmektedir. İnternet ortamındaki filmlerin çoğalması ile geleneksel dağıtım modeli karma bir yapıya dönüşmüştür. Büyük dağıtım şirketlerinin bu tip platformlarda ciddi yatırım hisseleri bulunmaktadır. Sinema salonlarında gösterimi biten filmin birkaç gün sonra dijital platformlarda gösterime girmesi olağandır. Bu açıdan sinema salonlarına giden izleyici sayısında bir düşüş yaşandığı gözlemlenmektedir. Beraberinde film sahipleri tarafından da değişim yaşanmaktadır. Birçok sinemacı filmini tanıtmak ve yaymak için ilk olarak alternatif kanalları tercih etmektedir.

Sinema başlı başına bir sanat alanı olduğu kadar bir endüstridir. Bir filmin başarı durumunu genellikle gösterime girdiği salon sayısı, izlenme oranı ya da kazandırdığı hasılat değerlendirilmektedir. Bunun beraberinde gişe beklentisi bulunmayan sanat filmleri düşük bütçeli filmlerveya bağımsız filmler de bulunmaktadır. Bu filmler çok az sayıda sinema salonlarında gösterilir ve genellikle film festivalleri vasıtasıyla seyirciye ulaşır. Bu sayede film festivallerinde ilgi odağı olan filmler dağıtım şansı elde ederek çok daha geniş kitlelere ulaşım sağlayabilmektedir. Aynı zamanda filmin yönetmeni de bir sonraki filmi için bu sayede bütçe desteğini sağlamış olur.

Bir film stüdyosunun kar oranını büyük ölçüde doğru projeleri seçmesi ve yeniliğe açık ekiplerle ilerlemesine bağlıdır. Bu ekibin içerisinde yönetmen, senarist, oyuncu kadrosu, görsel tasarım, set tasarımı, kostüm, müzik, kurgu ve birçok ek uzmanlık gerektiren branşlar girmektedir. Film endüstrisi kontrolsüzce dalgalanan, oldukça rekabetli bir sürecin tek kazananı olduğu bir pazardır. Bu pazar piyasası son derece değişken bir yapıya sahiptir. Kimin bu rekabetin kazananı olacağı, beğenilen filmin zirvedeki yerini ne kadar koruyacağını tahmin etmek oldukça güçtür.

Dağıtımda olduğu gibi gösterim pazarında da benzer bir yoğunlaşma söz konusudur. Gişe gelirlerinin %52’sini, reklam gelirlerinin %85’ini ve sinema işletmeciliğinin %26’sını elinde bulunduran Mars Entertainment (Cinemaximum), Avrupa gösterim pazarındaki en yüksek yoğunlaşma oranına sahiptir. Dağıtım ve gösterim pazarını etkileyecek olan ve Nisan 2016’da gerçekleşen önemli bir gelişme Mars Grubu’nun Güney Kore’li CJ GGV adlı bir şirket tarafından satın alınması olmuştur. Dağıtım pazarının %30’unun, gösterim pazarının %50’den fazlasının Güney Kore’li bir sinema zincirinin kontrolünde olması ve bu konuda herhangi bir düzenleme yapılmaması rekabeti bozan bir durum olarak nitelendirilmekte, sektörün krize girmesine neden olabilecek bir gelişme olarak yorumlanmakta ve yoğunlaşmanın önlenmesi için korumacı sinema politikalarının gerekliliği vurgulanmaktadır.

ETİKETLER: , , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.