HAYALİN NE KADAR GÜÇLÜ ?

04.10.2022
A+
A-

“Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür.

                                               Hayal gücü ise her yere.”

 

            Bir seyahattesiniz , otobüs geçerken yolun kenarında bulunan sıralı ağaçlar film şeridi gibi geçer gider. Sizler de cama kafanızı dayamış düşünüyorsunuz. Belki de yaşadıklarınızı belki de hayallerinizi. Neleri yaptığınızı neleri yapamadığınızı. 

           Ah şu beynimiz olmasa belki de huzurlu bir insan olabildik. Her an bir ampul yanar beynimizde ve bir anda gözlerimiz parlar. Bir an sıradan yaşamaktansa bir ideal bir hedef uğruna yaşamaya karar verirsiniz bir hevesle. Evet dersiniz , ben bunu yapmak istiyorum ve o an kendinize söz verirsiniz.

           Bu zamana kadar hayatı boşa geçirdiğinizi düşünür ve kendinize hayıflanırsınız. Kendinizi motive etmek için de zamanın neresinden dönersen kardır diyecek ve bir an önce işe koyulmak için can atacaksınız. Kendinle gurur duymanın hazzını yaşayacak ve bütün herkese sizin kim olduğunuzu göstereceksiniz.

            Hayal kurmak bedavadır eğer bunu iyi kullanabilirsen dünyanın en zengin kişisi olursun. Zenginlik konusu size kalmış. Bir buluş yapıp bunu satarak maddiyat anlamında zengin olursunuz ya da bir kitap yazıp gönüllere girerek maneviyat anlamında zengin olursunuz. Ama asıl zenginlik bir amaca hizmet etme hedefini kendinizde bulmanız olacaktır ve varlığınız paha biçilemeyecek.

                   Albert Einstein zekasından dolayı değil hayallerinden dolayı aptal damgası yemiştir. Küçük Albert hayallerinden vazgeçseydi bugün adı hala daha anılır mıydı ? Kesinlikle hayır. İnsanlar birbirlerini aşağılamak için “hayalperest” derler oysa şu küçük dünyada hayalleri büyütür insanı ve büyüyen insanlar da dünyamızı büyütüyorlar her türlü hakarete maruz bırakılsalar da…

 

                    İster bir savaşçı olun canavarlarla dövüşün , ister ölümsüzlüğü bulun ister ışınlamayı çözün ve yaşınız kaç olursa olsun ana kucağı gibi sarılın hayallerinize. Hayal kurmak belki de bir özlemi anlatır. Zira hayaller dedik mi çocukluğumuz gelir aklımıza. Uçurtma uçuran çocuk özürlüğü hayal etmemiş miydi oysa ? Hayalperest olarak kalmalı insan gerçekçiliği dayatan düzene karşı.

                      İki artı iki her zaman dört müdür ? Matematik sınavındaysan eğer evet iki artı iki dörttür. İnsan , hayat matematiğinde kendine denk mi onu arıyor. Bir duygunun ya da bir hayalin peşinden giderken sence mantıklı mı diye kalbimiz beynimize soruyor. Cevabı ise kendine inanıyorsan neden olmasın ?

                       Birisiyle tanışıyorsun ve zaman ilerledikçe acaba doğru insanı buldum mu diyorsun. Gönül seviyor kara karışını kara gözünü peki ya huyunuz , suyunuz birbirine hiç mi hiç benzemiyorsa ? İnsan sadece güzel ya da yakışıklı olduğu için sevilmez. Ortak akılda birleşilir ve beraber bir yaşam alanı inşa edilirse o zaman bir bütün olur. Sırf güzel ya da yakışıklı diye her gün kavgayı göze alamazsın değil mi ? Sonuçta beyin de kalp de yorulur bir zaman sonra. Mantık dediğimiz şey bütün olguların birleşerek seni bir hedefe götürmesinde başvurduğun bir araçtır. Birisiyle sırf para için evlenildiği için mantık evliliği terimine kendisine yakıştırabilmiş insanoğlu bir zamanlar Kaf Dağına çıkma arzusunu kitaplara sığdıramamıştı halbuki.

                          Mantık bir eğitim sürecidir. Mantık doğruyu ve yanlışı ayırt etme sanatıdır. Mantık gerek ailede gerek se bir okuldu almış olduğun eğitimler sonucunda elde edilen bilginin kendi benliğinde doğru ya da kötü olarak süzülmüş halidir. 

                           Zeki veya aptal insan yoktur. Mantığını iyi ya da kötü kullanan insan vardır. Beynini boş bırakmayan , her daim çalıştıran kimse karşısına çıkan zorlukların üstesinden gelerek başarıya mutlaka ulaşır.

                          Gündelik hayatımızda sayısızca bilgi elde ediyoruz. Gerek telefonda gerek bir sohbet esnasında hatta oturduğun yerde bile. Bu kadar bilgi akışının yoğun olduğu çağda bilginin doğru işletilmesi ve kullanılması günümüzde hayatımızı kolaylaştırmıştır. Elde edilen bilginin kullanılma isteği tekerlek olmuş yolumuzu kısaltmıştır. Duygunun aktarılma isteği yazı olmuş kalplere dokunmuştur.

                   Önce bir şeyin hayalini kurarız. Yolun sonunda kendini nerede görmek istediğini düşünür. Sonra devreye duygularımız girer. Bir şeyi başarma heyecanı ya da eline yüzüne bulaştırma korkusu. Bu insanı motivasyon anlamında tetikler. Plan yapıldıktan sonra yola çıkılır. Yollarda sapaklar bulunmaktadır. Sapaklar sizi ya kestirmeden götürür ya da yolunu uzatır. İşte mantığını iyi kullanan insanlar kısa yoldan hedefine ulaşırlar , yanlış yola sapanlar doğruyu yolu bulana kadar dönerler. 

                    Buradaki kilit cümle şudur. Hayalin ne kadar güçlü ? Hayallerine inanıyorsan er ya da geç doğru yolu bulur ve hedefine yürümeye devam edersin. Bir işe gönlünü vermiyorsan mantık da sana yardım etmez.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.