KDV (B)İNDİRİMİ

19.02.2022
A+
A-

Doğalgaz, elektrik, akaryakıt fiyatlarındaki hızlı artış devam ederken, gıda fiyatlarının da son derece yüksek bir hızla arttığı zûl bir dönemden geçmekteyiz. Bu gidişatın zaten alım gücü düşük olan ülkemizde sadece işçi kesimini değil, (kaymak tabakayı saymazsak) tüm kesimleri oldukça sert etkilediğinin farkındayız sanırım.

Nilüfer Belediyesi

Market alışverişlerinin aylık ortalama 1000-1300 TL civarında seyrettiği bu dönemin üstüne birde mevsimin kış olması sebebiyle elektrik ve doğalgaz kullanımının artması ile faturaların yüksek gelmesi, ödemelerini yapmakta zorlanan kesimlerin seslerini yüksek perdeden çıkarmalarına sebep oldu.

Global anlamda yaygınlaşan kriz ile birlikte, korona virüsün pandemisinin dünyadaki büyük ekonomilerin üstündeki etkisini de eklediğimiz zaman, karşımıza bu tablo çıkıyor. Tabi Türkiye olarak etkilenmediğimizi söylemek saçma olurdu. Artışların hepsini tek tek bir küresel krize bağlayabiliriz. Ancak bir fark var. Alt tabaka ve daha çok işçi grubu bu krizlerden önce de faturalarını ödemekte zaten zorlanıyordu. Şimdi bu tabakaya, etkinliği her geçen gün azalan ORTA tabakada eklendi. Sanırım ülkede 2 tabaka kaldı. Kaymak tabaka ile alt tabaka gelir grubu.

Hükümetin sürekli olarak devletin aldığı vergilerden indirime gitmesi, vatandaşı beklenti içerisine soktu. Ancak marketlerdeki raf fiyatları konusunda diktaya/ etkiye sahip olan bir grup, vergi indirimlerinden her nasıl oluyorsa önceden haber alıp, zammı önceden yapıp, vergi indirimini kendilerine artı kâr olarak geri çevirmeyi başardılar. Mesela indirimden önce 30-35 TL civarı olan yumurtanın kolisi, vergi indiriminden hemen önce 42-45 TL civarını görmüş, indirimden sonrada 40-42 arası yeniden satışa indirim yapılmış gibi satılmaya başlandı. Bariz olan bir şey varsa, birileri artık ne millet ne de devlet dinlemez hale gelmiştir.

Biraz daha detaylandırmak gerekirse bir el, küresel krizleri bahane ederek, ülkede kaos ortamının yaygınlaşmasını sağlıyor. Kriz fırsatçılarını da yanına alan bu el, işte o seslerini yüksek perdeden çıkarmaya başlayanları da kurgu içerisine dahil ediyor. Bu konuda suçlu yok gibi. Vatandaş aç kalmaz ancak standart geçiminden de fedakarlık etmek zorunda bırakılamaz!

Hükümetin aldığı önlemlerin sürekli patron kesiminin menfaatlerine uygun olması da büyük bir handikap oluşturuyor. Vergi indirimlerinden faydalanan zaten patron kesimi, bize ise KDV’nin BİNDİRİMİ kalıyor. Bu konu KDV özelinden çıkmıştır artık. Henüz gıda da yapılan KDV bindirimini konuşurken, şimdide KONUTTA KDV indirimine sıranın gelmesi, eski BETON EKONOMİSİ sistemine dönüşün sinyallerini vermektedir. Çünkü denedikleri; Tanzim satış olmadı, Tarım kredi marketleri olmadı, Kur korumalı TL sistemi de zengine yaradı, Cezalar kestiler faturayı yine halk ödedi. Serbest piyasa ekonomisine müdahale edilmediği müddetçe, böyle gidecektir. Bu arada konutta KDV indirimi kimin işine yarar? Tabi ki müteahhitin. Sayın bakan Nureddin Nebati hazır faizi de sabit tutmuşken birde…

Çözüm Önerisi

Devletin piyasa dengesini sağlaması için fiyatlara müdahale etmesi zorunlu hale gelmiştir.

Taban-Tavan fiyat uygulamasına geçiş yapılmalı.

Gerekirse tüm fiyatları ve karlılık oranları dahil devlet belirlemeli.

Arz talep şartlarını değiştirmeden fiyat seviyesini belirlemelidir.

Bu sayede tüketici  ve üreticiyi koruma altına alır, fiyatlarda istikrarı sağlar. Ayrıca tekelleşmiş (hani meşhur 3 harfliler ve türevleri) olanlarla da etkin mücadeleyi edebilir.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan 1-2 ay daha sabredin dedi. Zaten başkada seçeneğimiz yok. Görelim Mevlam Neyler! …

Selam ve Dua ile…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.