“Kürtlerle sorunumuz yok, sorunumuz terörle”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye ile ilgili mesajları konusunda ilk kez konuştu. Erdoğan, “Üzerindeki siyasi baskıları hafifletmek için bu mesajları veriyor” dedi. Cumhurbaşkanı, Barış Pınarı Harekatı’nın amacının terör örgütüyle mücadele olduğuna dikkat çekerek Kürtlerle sorunumuz yok dedi. Türkiye’nin Suriye’deki tutuklu DAEŞ’ilerin durumuyla ilgili ABD ile çalışmaya başladığını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sırbistan dönüşünde Star Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik’in de aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi toplantısının ikincisi için geldiğimiz Sırbistan’da Sayın Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç ve ekibiyle çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Bu sene aynı zamanda diplomatik ilişkilerimizin 140’ncı yıl dönümü. Sayın Vuçiç ile gerek ikili gerek heyetler arası görüşmelerimiz oldu. Aynı zamanda üçlü mekanizmaları nasıl güçlendirebileceğimizi ele aldık.
Ayrıca Türk firmalarının yaptığı 6 fabrikanın açılış ve bir fabrikanın da temel atma törenine katıldık. 6 yıl aradan sonra Türkiye-Sırbistan-Bosna Hersek üçlü zirvesini yaptık. Mayıs’ta ikincisini Saraybosna’da yapacağız. Üçüncüsünü de Türkiye’de gerçekleştireceğiz. Bunun dışında TİKA’nın restore ettiği eserlerin açılışlarını yaptık. Balkanlarda gönül köprüleri de inşa edeceğimiz Belgrad-Saraybosna Otoyolunun temelini attık.
Amacımız Balkanların siyasi istikrarına ve toplumsal katılımına katkı vermek. Ziyaretimiz Boşnak, Türk ve Arnavut kardeşlerimiz için de bir değerdir. Boşnak kardeşlerimiz “Siz buraya geldikçe bizi güçlendiriyorsunuz” diyorlar.
Bizim bölgede gizli bir ajandamız yok. Böyle bir hesabın içinde de değiliz.
GÜVENLİ BÖLGE
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bu, Suriye için de böyledir. Burada da biz gizli bir ajandayla çalışmıyoruz. El Bab’da, Cerablus’ta, Afrin’de bunu ortaya koyduk. Tam aksine oraları sahiplerine teslim ettik. Altyapı ve üst yapıda birçok yatırım yaptık. Cerablus’ta hastanelerden okullara birçok inşa faaliyetinde bulunduk. Afrin’de de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Güvenli bölgenin amacı da sınır güvenliğimizi sağlamak ve mültecilerin kendi topraklarına dönmesidir. Eğer uluslararası bağışçılar toplantısı gerçekleştirebilirsek veya da mali noktada destekler verilebilirse buralarda konutlar yaparak bu insanların oralara yerleşmesine imkan oluşur.
Bu adımları atmak için planlarımızı yaptık, projelerimizi hazırladık. Hazırladığımız kitapçıkları BM’de görüştüğüm liderlere takdim ettim. Barış koridorunda, güvenli bölgede bunları nasıl yapacağımızı anlattım. “Biz dersimizi çalıştık. Hazırlıklarımız ortada. Siz de bize destek verin, bu adımları süratle atalım” dedik. “Güzel” dediler ama hiçbir yerden bir ses yok. Biz de artık oyalamayla gidecek değiliz.
Bir de sınırlarımızda bir tehdit altındayız. Sınır bölgelerinde yaşayan halkımızı huzura, refaha, güvene kavuşturmamız bizim görevimizdir. Adımımız bunun için.
Bu konuda ciddi manada dezenformasyon var. “Türkiye demografik yapıyı değiştirmek istiyor” diyorlar. Türkiye’nin böyle bir derdi yok. Böyle bir derdi olsaydı, biz El Bab’da, Cerablus’ta, Afrin’de bunu yapardık. Demografik yapıyı değiştiren PKK’dır, PYD’dir, DEAŞ’tır. Mesele DEAŞ’a karşı mücadele ise Suriye’de Türkiye’den başka ciddi manada mücadele veren bir ülke yok. Bunu da El Bab’da net olarak gösterdik.
Bütün bunlarla birlikte Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları Gözetleme Komitesi de yayınladıkları raporlarda terör örgütü PYD/YPG’nin savaş suçu işlediğini ortaya koymuştur.
Bizim planlanımıza göre mültecilerin geldikleri yere dönmeleri şart. Buna inanıyoruz ama kimseyi de istemediği yere zorla gönderecek değiliz.
“KÜRTLERLE SORUNUMUZ YOK SORUNUMUZ TERÖR ÖRGÜTÜYLE”
Bizim Kürtlerle herhangi bir sorunumuz yok. Sorunumuz terör örgütleridir. Şu anda güvenli bölge ile ilgili atacağımız adımlarda hedef kesinlikle terör örgütleridir, terör örgütünün buradan çıkmasıdır.
Sayın Trump Fırat’ın doğusundan çekilmeyi söylemişti. Fakat söylediğinden bu ana kadar çekilme olmamıştı. Ama şu anda yaptığı açıklamalara ve telefon görüşmesindeki yaklaşımına bakınca artık buradan çekilme noktasındaki kararını verdiğini gördük. Şu an itibarıyla da bizim askerlerimizle muhatap olan onların askerleri buna yönelik mesajlar veriyorlar. Şu andaki çekilme bunun işaretidir. Bunları da gördük. İstiyoruz ki daha yüksek oranda olsun. Ve bizim işimiz de kolay olsun. Çünkü biz asla ABD askeriyle ya da koalisyon güçleriyle karşı karşıya gelmek istemiyoruz.
Bir diğer adım da Kürtleri de katleden ve onlara zulmeden bir terör örgütüne karşı mücadele ediyoruz. Burası çok çok önemli. Kürtlere karşı mücadele veren ve onları katleden biz değiliz. Bunu yapan PYD/YPG. Onlara karşı da mücadele vereceğiz. DEAŞ’a karşı da mücadele vereceğiz.
DEAŞ ile kararlılıkla mücadeleye devam eden Türkiye’yi DEAŞ ile mücadele etmiyormuş gibi gösterenlerin iyi niyetlerinden şüphe ediyorum.
Güvenli bölgenin kurulmasıyla DEAŞ ile mücadeleyi kesinlikle zaafa uğratmayacağız. Bilakis DEAŞ ile mücadele devam edecek. Fakat bu bahanenin arkasına sığınarak güney sınırlarımızda bir terör devleti kurma gayretine girenlere de müsaade etmeyeceğiz. Niyetleri Fırat’ın doğusunda bir terör devleti kurmaktır. Bunu artık gizleme gayreti içine girmesinler. Bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle bertaraf edemezsiniz.
Bazıları PYD-YPG’nin Amerika’nın müttefiki olduğunu söylüyor. Marksist-Leninist bir örgüt nasıl oluyor da Amerika’nın dostu oluyor anlamak mümkün değil. Çocukluğumuzdan bu yana ABD’nin her zaman komünizmin karşısında olduğunu biliyoruz. Şimdi nasıl oluyor da dostluk kurduğunu anlamak mümkün değil.
“TRUMP ÜZERİNDEKİ BASKIYI HAFİFLETMEK İÇİN MESAJ VERİYOR”
Tutuklu DEAŞ’lılar konusunda arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Bu, Trump’la görüşmemizde de gündeme gelen bir konu. Hem Sayın Trump hem biz arkadaşlarımıza talimatlarımızı verdik. Birlikte neler yapabileceğimizi arkadaşlarımız çalışıyorlar.
Sayın Trump güvenli bölge konusunda doğru bir karar verdi. Pazar akşamı yaptığımız telefon görüşmesinde kendisiyle karara bağladık. Fakat ABD askeri ve güvenlik bürokrasisi Başkanlarının talimatlarını yerine getirmiyor. Siyasiler ve medya Trump üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyor. O da bu baskıları hafifletmek için mecburen tweet üzerinden bazı mesajlarını veriyor.
Biz yapıcı yaklaşım içinde olmaya ve adımlarımızı kararlılıkla atmaya devam edeceğiz. Beklemeden, bekletmeden devam edeceğiz.”