Mor Karbasi

02.06.2021
A+
A-

Türkiye’de, 25 Mart 2012 tarihinde konser veren Mor Karbasi, Ladino şarkılarını Flamenko lezzetiyle buluşturan şarkıcı olarak kabul edilse de, onun sadece sözü edilen türlerle ilgilenmediğini, aynı zamanda Endülüs kültürünün izini süren bir isim olduğunu da vurgulamak gerekir. Bu cümleden hareketle Karbasi’ye; Manuel de Falla, Enrique Granados ve İsaac Albeniz gibi kompozitörlerin Popüler Müzik’teki karşılığı olduğunu söylemek de mümkündür.

1986 yılında, Faslı Yahudi bir anne ve İranlı Yahudi bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelen, kökleri İsrail’e dayanan Karbasi, repertuarında Ladino şarkıları kadar, sözü edilen ülkelerde kullanılan formlara da yer vermeyi ihmal etmemiştir.

On sekiz yaşından yirmisine kadar İsrail ordusunda zorunlu askerlik görevi üstlense de, müzikte yoğunlaşmasına ses çıkarılmayan Karbasi militarizmin sırtını sıvazlama yolunda ilerlememiştir.

Myspace.com aracılığıyla keşfedilen Karbasi, Mariza ve Yasmin Levy ile kıyaslansa da onlardan olabildiğince farklı bir yerde durmaktadır. Zira Mariza Fado’da kendisini kabul ettirmiş,  Ladino, Flamenko gibi türleri sadece denemiştir. Alıcı kuşluğa özenme perdesini çoktan aralayan “Minik Serçe”nin seslendirdiği Firuze’yi Ladino dilinde yorumlayan Levy de Ladino şarkılarına hayat vermektedir ancak buğulu ses rengiyle ve popülariteye daha sıcak bakmasıyla Karbasi’den ayrılmaktadır. Türkiye dâhil birçok ülkede sahneye çıkmışsa da Karbasi, seslendirdiği ezgilerin çok katmanlı arkeolojisine girişmiş, bu çalışmasını herkes tarafından tanınmaya tercih etmiş bir isimdir.

Seslendirdiği her ezginin birden fazla hikâye anlattığının bilincindeki Karbasi, dinleyicisinin bu hikâyeleri onun gibi yaşaması arzusuyla yanıp tutuştuğu için, mikrofonun karşısına geçtiği andan itibaren stüdyodan çıkan, sesini stüdyoyla sınırlandırmayan bir şarkıcı ve şarkı sözü yazarıdır.

Seslendirmeyle yetinmediği, ezgilere hayat verme yolunda ilerlediği için enstrümanistlerin kendisini yönlendirmesine fırsat vermeyen, duru değil, berrak sesiyle enstrümanistleri yönlendiren Karbasi’nin şarkı sözleri, sözlü kültüre ziyadesiyle vâkıf olduğunu gözler önüne sermektedir. Zaten sözlü kültür, şarkı sözlerinin katalizörüdür.

Geçmişe, sağlıklı bir gelecek tasarımı oluşturmak için yönelen Karbasi, Jacqueline Rose, Hannah Arendt gibi hemcinslerinin teoride dert edindiklerini pratiğe dökmüştür. Bilindiği gibi Arendt ve Rose da Yahudi olmalarına rağmen, nalıncı keseri gibi Yahudiliğe yontmamaları, nalı da mıhı da esirgememeleri, semitizm kadar antisemitizmin de mayınlı araziden farksız olduğunu düşünmeleriyle, diğer Yahudilerden ayrılmışlardır.

Bismillah adlı şarkısıyla Müslüman dinleyicilerine de seslenen Karbasi’yi laf olsun diye dinlemeyenler, Orta Doğu’nun aslında Orta Doğululaştırılmış bir coğrafya olduğunu ve burada her daim sömürgeciliğin kazandığını es geçmeyen bir isimle hasbihâl eylediklerini düşünmekten ve bunu dile getirmekten kendilerini alamamışlardır.

Filistin ve İsrail özelinde Orta Doğulululaştırılmış coğrafyada yaşanan sorunlarda reflekslerine yenilenlerin değil, sosyokültürel ve sosyopolitik realitenin izini soğukkanlılıkla takip edenlerin hislerine tercüman olan Mor Karbasi; Halil Cibran, Mahmud Derviş ve Edward W. Said gibi imzaların da düşüncelerini sesinde somutlaştırmıştır.

Onun gibi isimler çoğalamadığı için Orta Doğululaştırılmış coğrafya  refleksi, kendisinin yazıp yönettiği oyunu sahnelemeyi sürdürmektedir.

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.