Odunpazarı’nın kalbinde çağdaş bir soluk

Odunpazarı’nın kalbinde çağdaş bir soluk
19.10.2025
A+
A-

Eskişehir’in tarihi dokusuna çağdaş bir soluk getiren Odunpazarı Modern Müze (OMM), farklı coğrafyalardan sanatçıların doğayla, malzemeyle ve insanla kurduğu bağın yeniden keşfedildiği, sıra dışı anlatımlarla ziyaretçilerini sanatın dönüştürücü gücüyle buluşturduğu bir kültür durağı.

İREM ERBAŞ / GEZİ

Tarihi Odunpazarı evlerinin arasında yükselen Odunpazarı Modern Müze (OMM), çağdaş sanatın sınırlarını zorlayan eserleriyle ziyaretçilerini düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor.

Müzenin dikkat çeken bölümlerinden biri, bambu ustalığını heykelsi bir forma dönüştüren Tanabe Chikuunsai IV’ün eseri. Chikuunsai IV, eserlerinde günümüz insanının doğayla ilgisini sorguluyor. Japon zanaat geleneğini çağdaş bir anlatımla harmanlayan sanatçı, bambuyu sadece bir malzeme değil, yaşayan bir organizma olarak ele alıyor. Chikuunsai’nin devasa örgü formu, hem kırılgan hem de dayanıklı yapısıyla doğanın döngüsünü hatırlatıyor. Sanatçı, OMM’de sergilenen eserinde doğada bulunan beş ana unsuru teme olarak kullanmıştır; Su, ateş, hava, toprak ve insan.

Amerikalı sanatçı Misha Kahn’ın “Yok Olmadan Önce” adlı çalışması nesnelerin dünyanın mevcut durumuna göre evrim geçirmesi gerektiği fikrinden ilham alınarak hayata geçirilmiştir. Eserde yer alan soyut hayvan ve meyve figürleri ise yaşamın kökenini ve sonsuz döngüsünü anlatıyor.

Kahn’ın geleneksek yöntemlerin teknoloji ile kesişiminden doğan güncel bir yorum olan “Birkaç Sökük uç” olarak tanımladığı bir diğer eseri ise omurgasız yaratıkları düşündüren karmaşık görselleri sunuyor.

Chris Wolston’un “Nalgona Sandalye 07” ve “Nalgona Sandalye 08” adlı eserleri, işlev ile sanat arasındaki çizgiyi belirsizleştiriyor. Wolston’un bu eserinde hasır sandalyeler, bir oturma nesnesi olmanın ötesinde, heykelsi varlıklar hâline geliyor. Wolston’un hareketli sandalyeleri adeta dans ederken donmuş figürleri anımsatıyor.

Hannah Levy’nin deri benzeri narin bir silikonla yarattığı kadın korsesi benzeri form, bedensel bir gerilim hissi uyandırıyor. Uzuv ve pençeleri andıran metal parçalar ise yırtıcı bir kuşun fizyonomisini andırıyor. Eser, ziyaretçide hem tedirginlik hem merak uyandıran bir etki bırakıyor.

İlgi çeken bir diğer çalışma ise Faye Hadfield’ın “Korkunç Vazo, Tropikal’de” adlı eseri. Hadfield’ın bu eseri geleneksel seramik formunu renk, ironi ve grotesk bir mizahla birleştirerek ziyaretçileri kendisine çekmeyi başarıyor. Renkleri ve tasarımı ile merak uyandırırken gotik yapısı ile huzursuzluk hissi uyandırıyor.

Odunpazarı Modern Müze, yalnızca eserleriyle değil, mimarisiyle de çağdaş sanatın doğayla kurduğu uyumu somutlaştırıyor. Müzenin tasarımı, Japon mimar Kengo Kuma ve ekibinin Eskişehir’e gelerek şehrin dokusunu yerinde incelemesiyle şekillendi. Kuma, Odunpazarı’nın tarih boyunca odun ticaretinin merkezi olduğunu öğrenince, müzenin formunda Odunpazarı sivil mimarisi, Osmanlı kubbe mimarisi ve geleneksel Japon mimarisi öğelerini harmanladı. OMM’un yapımında kullanılan çam ağaçları, Rusya’daki sürdürülebilir endüstriyel ormanlardan ömrünü tamamlamış çamlardan seçilerek çevreye duyarlı bir anlayışla değerlendirildi. Böylece yapı, hem yerel kimliğe hem ekolojik sürdürülebilirliğe vurgu yapan çağdaş bir anıta dönüştü.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.