ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU VE KENDİ DEYİMİ İLE USTA GAZETECİ YILMAZ ÖZDİL

08.11.2022
A+
A-

“Öğretmen yoksulsa o ülke zırcahildir..”

 

Yazısını kaleme alan Yılmaz Özdil Bey’den alıntılar yaparak kendisine gerekli cevapları vermeye çalıştım. Umarım verilen cevapları doğru yerden görmeyi bu kez başarır…

 

Ben de çiçeği burnunda yeni bir gazeteci ve Yılmaz Özdil gibi köşe yazarı olarak,

Yılmaz Özdil ile aynı maaşı almak istiyorum…

 

Madem hak, adalet, hukuk, ekonomik ve sosyal eşitlik diyorsunuz; ben neden sizin kadar maaş almıyorum acaba?

 

Hadi bakalım başlayalım yazımıza…

 

“…Benim gibi çömezlerin birinci sayfa haberi yapabilmesi için, hele hele manşet olabilmesi için ağzıyla kuş tutması gerekiyordu…” diyor Sayın Özdil.

 

Her meslek erbabı için değişmez bir kural vardır..

Çırak, kalfa, usta…

 

Yılmaz Özdil’in deyimi ile mesleğe yeni başlayanlara “çömez” denir…

80’li yıllarda çömez olarak başlamış, şimdilerde kendisine usta gazeteci diyor…

 

Peki, sormak gerekir Yılmaz Özdil’e:

Gazeteciliğe yeni başlayan bir çömez ile kendisi aynı maaşı mı alıyor?

 

Çömez bir gazeteci ile usta gazetecinin maaşları bakımından aralarında uçurumlar vardır, eminim…

 

Hal böyle iken;

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptal edilmesini istiyorlar ya…

 

Her meslekte kendini geliştirmiş, mesleğinde deneyim sahibi olmuş, liyakat sahibi olmuş, mesleğinin inceliklerini öğrenmiş, püf noktalarını çözmüş kişilere meslek erbabı denir…

 

Meslek erbabı olmak için dün başladım, bugün meslek erbabı oldum demekle olmuyor…

 

Sabır gerekiyor..

Disiplin gerekiyor…

Azim, kararlılık gerekiyor…

Yılların geçmesi  gerekiyor ki…

Bir meslekte her şeyi görerek, gözlemleyerek, yaşayarak, tüm zorlukları deneyimleyerek, çözüm üreterek o mesleğin erbabı olabilirsin…

 

“Ege bölgesinin çocukları, ustalık dönemlerini Ege bölgesinde taçlandıran, tecrübelerinin zirvesindeki, nispeten ekonomik refaha ulaşmış, mutlu öğretmen kadroları tarafından yetiştiriliyordu.” diyor Sayın Yılmaz Özdil.

 

Kendi deyimiyle usta gazeteci Yılmaz Özdil,

Ustalık dönemini yaşayan öğretmenlerin başarılarının farkını ortaya koymuş…

Çok doğru bir tespit bu tespitine sonuna kadar katılıyorum…

 

Yani;

refah seviyesi yüksek + Ustalık = Başarı

Evet denklem tamamen doğru…

 

Eskilerin bir sözü vardı…

En iyi işi, yine işin erbabı yapar…

Sanırım Yılmaz Özdil’in anlatmaya çalıştığı tam da eskilerin sözü…

 

“Öğretmenler arasındaki ekonomik ve sosyal eşitsizliği daha da derinleştirecek olan, …… tarafından zorla dayatılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptal edilmesini istiyorlar.” diyor Sayın Özdil.

 

Usta gazeteci ile çömez gazeteci arasında demek ki ekonomik ve sosyal eşitliksizlik söz konusu…

 

Eğer değilse, bize sayın Özdil usta gazeteci ile çömez gazetecinin Maaşlarını açıklasın… Acaba ikisi de aynı maaşı mı alıyor?

 

Eminim ki maaş bakımından aralarında uçurumlar vardır…

 

Tüm mesleklerde olduğu gibi…

 

Öğretmenlik mesleğinde de benim gibi

10 yılı Bilsem olmak üzere, 20 yıllık deneyim ve liyakat sahibi, kendini daha iyi yetiştirmek, öğrencilerine daha iyi eğitim vermek ve her soruyu öğrencinin anlayabileceği şekilde cevaplamak için sırası ile yüksek lisans, o da yetmemiş gece gündüz denemeden uğraşmış didinmiş çalışmış, doktora yapmış bir öğretmenin baş öğretmen olmasından sizler niye bu kadar rahatsız olduğunuz bay usta gazeteci Yılmaz Özdil?

 

Aradaki 2 bin lira fark mı sizi rahatsız etti?

 

Yani doktora ve 20 yıllık emek, deneyim, tecrübe ve liyakat 2 bin lira farkı haketmez mi?

 

Eğer etmez diyorsanız, sizin çömez gazeteciler ile usta gazeteciliğiniz arasında neden maaş farkı var?

 

Sizin farkınız nedir?

 

Her meslek kendi içinde çırak, kalfa, usta diye ayrılmışken…

 

Sıra tam öğretmene gelince akıllara sosyal ve ekonomik ayrımcılık neden geliyor?

 

Öğretmenlik mesleğinin çaya çorbaya hepsini doldur bir torbaya olmayacak kadar önemli bir meslek olduğunu düşünüyorum…

 

Öğretmen arkadaşlar sosyal ve ekonomik ayrımcılık olmasın diyorlarsa, onlar da yüksek lisans ve doktora yapabilirler…

Hazır paralı yüksek lisans yapma imkanları bile çıktı…

İsteyen öğretmen arkadaşlar benim gibi parasız bir şekilde, tamamen hak ederek hem yüksek lisans hem doktorasını tamamen devlet bursu ile parasız şekilde de yapabilir.. Yol açık, kimseye engel olan yok.

 

23 yaşında matematik öğretmeni olmuş biri olarak ben de; avm avm, sinema, tiyatro, tatil beldelerinde gezip yiyip içip eğlenmeyi de bilirdim…

 

Neden yüksek lisans ve doktora yapmak için yıllar yıllı uğraştım, siz hepsini aynı kategoride görün diye mi?

 

O zaman ben de sizi çömez gazeteci ile aynı kategoride görsem, bu hoşunuza gidecek mi Sayın Yılmaz Özdil?

 

11 yıl oldu doktorayı bitireli…

Aradan geçen zamanda birçok kişi baş öğretmen, uzman öğretmen

ünvanı aldı, 11 yıldır zaten farklı maaş alıyorlar…

Sizin gibi “istemezükçüler” yüzünden ben 11 yıldır ne hakettiğim ünvanları alabildim, ne de farklı maaş…

Lise yıllarımdan bu yana sizin kalıplaşmış duvarlaşmış zihniyetiniz yüzünden ne okuldan atılmadığım kaldı.. Ne  üniversitesilerden kovulmadığım kaldı… Ne hakettiğim ünvanları alabildim…

 

Önümde hep engel sizin zihniyetiniz oldu…

 

Ama kendiniz yükseldikçe yükseldiniz, çömez iken usta oldunuz,

ödüllere boğuldunuz…

Hep sizin kitaplarınız,

Hep sizin başarılarınız,

Her konuda siz söz sahibi oldunuz…

Hep siz beyaz Türk oldunuz…

 

Bize gelince hep susup oturmak kaldı, konuşma yasağı getirildi…

Okullardan kovulmak, atılmak kaldı…

Parya olduk..

İstenmeyen olduk…

Her yerden kovulan olduk..

Yöneticilik sınavına girip kazandık, makamda gözü olan olduk…

 

Bana kalırsa, asıl sosyal ayrımcılık tam da bu…

 

Birileri sürekli yükselirken,

Birilerinin sürekli aşağıya çekilmeye çalışılması…

 

Bırakın da, 20 yıllık tecrübeye sahip doktora yapmış bir öğretmen olarak;

Öğretmenlik Meslek Kanunu hakkında biz karar verelim, usta öğretmen olan benim, siz değilsiniz… Bu karar da biz eğitimcilere ait olsun…

 

Bize gelince, gözünüze battı 2 bin lira maaş farkı…

 

Merak etmeyin, fazla üzülmeyin. Zaten pat diye başöğretmenlik alamıyoruz, daha uzmanlığı bile alamadık, sizin gibi istemezükçüler yüzünden..

 

Siz mutlu olun yeter…

Diğer öğretmen arkadaşlar ile 20 sene aynı idik, aynı maaşı aldık, yine gerekirse aynı kalırız. Yine aynı maaşı alırım, bundan zerre kadar gocunmam.

 

Siz usta gazeteci olun yeter…

Siz farklı maaşlar alın yeter…

 

Dr. Meryem ÇILDIR (usta olmayan gazeteci) liyakat ve tecrübe sahibi doktoralı matematik öğretmeni…

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.