PARİS İKLİM ANLAŞMASI 2

16.10.2021
A+
A-

Bu konuyla alakalı 1 numaralı makalede, konuyla ilgili gelişmeler geldikçe yazacağım demiştim. Sözümü tutup ‘2’ numaraları makaleyi paylaşıyorum.

Reuters haber ajansının yayınladığı habere göre “Türkiye’ye Paris İklim Anlaşması hükümlerini uygulaması için 3,1 milyar Euro kredi” verilecekmiş. Benzer bir durumu daha önce görmüştük. Hemde yakın bir zamanda iptal edilen ‘İstanbul Sözleşmesi’ konusunda. Bu sözleşme vasıtasıyla ülke olarak Avrupa Birliği ülkelerinden ciddi miktarda fon (para) sağlamış, gelen paralar ile sözleşmeye göre çalışma yapılması istenmişti. Tabi gelen fonların nerelerde değerlendirildiğini tam olarak bilemiyoruz. Devlet sırrı niteliği taşımasa da bence bu fonlar inovasyon yada savunma sanayinde harcandığını tahmin ediyorum. Şimdi de aynı durumu Paris İklim Anlaşmasına taraf olduğumuz için kredi verildiğini görüyoruz. Peki, ülkemiz bu kredi kullanımına onay verir mi? Verebilir de vermeyebilirde. Ancak kredi kullanımı için meclisten onay çıkarsa, kullanım alanının neresi olacağını yine DEVLET bilir.

Ben kredi kısmının değil, bu tip anlaşmaların tahribat kısmını düşünüyorum daha çok. Örneğin; her ne kadar İstanbul Sözleşmesinden çekilsek de, toplum üzerinde bıraktığı tahribatın etkisini atmakta zorlanıyoruz. Geçtiğimiz günlerde bir ödül töreninde, ödül alan bir sanatçı, sözlerini bitirirken ‘İstanbul sözleşmesinden vazgeçmeyelim, İstanbul sözleşmesi yaşatır’ demişti. Aslında bu çıkış da bir tahribattır. Ülkemizde hiç bir kadının, İstanbul sözleşmesi gibi bir dayanağa ihtiyacı yoktur.

Konumuza geri dönelim,

Her nasıl ki İstanbul Sözleşmesi, toplumda tahribata neden olduysa, bir benzeri olarak gördüğüm Paris İklim anlaşması da benzer tahribatlara neden olabilecek kapasitededir. Türkiye’ye Kredi verilecek kararı sadece bir ilk adımdır. Ardından farklı istekler gelebilir, aynı İstanbul Sözleşmesinde olduğu gibi yasaların Paris İklim Anlaşmasına uyumlu şekilde çıkarılması istenebilir. Bu da tahribatı artırabilecek türden sonuçlar verebilecektir. Bu anlaşmanın, tarım ve zirai konularla ilgili kısmında ne gibi kararlar olduğunu ise ilerleyen günlerde öğreneceğiz. Dediğim gibi, detaylar çıktıkça yazacağım. Şimdilik genel hatlarıyla bu konuya ne tam kötü ne de tam iyi diyemiyorum. Temkinli yaklaşmakta fayda var.

Sistem demiştim önceki yazımda. ‘Sistemi ele geçirmek için, sistemin oyuncusu olmak zorundayız’. Ancak, İstanbul Sözleşmesinde en önde sistem oyuncusu olduğumuz halde sistemi ele geçiremedik, istediğimiz gibi yapılandıramadık. En sonunda ise sözleşmeden çekildik. Paris İklim Anlaşmasından da belki bundan 2-3 sene sonra çekiliriz. Ama oluşturabileceği tahribatı kaç senede atarız bilmem. Kredi kullanmak güzel ancak bu kredinin geri ödemesi mevzuu var. Hemde faiziyle. Tabi ki bu ödemeyi, sen, ben, biz yapacağız. Şu deyimi de unutmamak lazım, ‘parayı veren düdüğü çalar’. Umarım Devletimizin bu konuyu lehimize çevirebilir.

Devletimize Güvenin.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.