PASİFİK SAVAŞI

Çin’in bir kuşak bir yol (yeni ipek yolu) projesine karşı, eski ABD başkanı Donald Trump döneminde başlatılan ticaret savaşıyla pek başarılı olamayan Amerika, yeni bir strateji uygulamaya koyulmuş görünüyor. Bu strateji kapsamında müttefiklik ilişkisi kurduğu ülkelere askeri tatbikatlar yaptırarak, Çin’e bir nevi göz dağı vermeye çalışmaktadır. Hindistan, Asya’da Çin karşıtı bir askeri ittifak için Batı Pasifik’te ABD, Japonya ve Avustralya ile deniz tatbikatlarına katılacak 4 savaş gemisi gönderiyor. Endonezya, Vietnam ve Singapur da tatbikatlara katılıyor.

Resmin askeri boyutu bu şekilde ilerlerken ABD, korona virüs konusunda da Çin’e karşı adımlar atmaya çalışmaktadır. Wuhan viroloji laboratuarına ekip göndererek virüsün kökenini bulma çabasına DSÖ üzerinden girmiş ancak Çin’in endişe veren tutumu ile ABD’nin gerçek verileri sakladığı yönünde haberler yaptırması olası çatışmaları da körüklemektedir. Hakikat nedir tam bilemiyoruz. Emin olduğumuz bir şey var ise o da virüsün doğal yolla ortaya çıkmadığıdır.

Laboratuar ortamında virüs üretildiği kesin olan Wuhan’da Koronavirüs üretim çalışmalarını, ABD Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsünün finanse ettiği ise son dönemde dünya gündeminde çıkan haberlerdendir.

Hem ortak virüs üretilecek hem de bir taraf suçlu muamelesi ile başa çıkmak zorunda kalacak gibi bir tablo ortaya çıkıyor.

Çin’li lider Xi’nin Tayvan’ın bağımsız kalmaması gerektiğini açıklaması üzerine Japonya’nın Tayvan’a tam destek vereceklerini belirtmesi, pasifiğin ısınmasına neden olmaktadır. Tartışma konusu olan Diaoyu/Sankaku adacıklarının bulunduğu Doğu Çin Denizi, hem jeostratejik hem de zengin petrol ve doğal gaz kaynakları açısından büyük önem taşıyor. Bugünkü tartışmalar açısından asıl tayin edici olan da, Çin, Japonya, Güney Kore, Kuzey Kore ve Tayvan’la kıyısı olan, Hint Okyanusu ile Pasifik Okyanusu’nu birbirine bağlayan Doğu Çin Denizi’nin kim tarafından kontrol edileceği. Yani Doğu Çin Denizi üzerinde, ciddi bir egemenlik mücadelesi yürütülüyor.

Gelinen bu noktada aslında mesele ekonomik de olabilir.

Dünyanın ekonomik olarak en büyük devleti küresel rezerv paranın sahibi Amerika’dır. Bu özelliğinin yanında da dünyanın en borçlu ülkesi olma yükünüde taşımaktadır. Borçlu olduğu ülke ise ÇİN’dir. Son 10 yılda ekonomik ve teknolojik olarak büyük adımlar atan ÇİN, artık ABD devlet tahvilleri yerine borcunu nakit olarak istemeye başladığını söyleyebiliriz. Zaten anladığım kadarıyla da ticaret savaşı açılmasının da pasifikte Çin devletinin askeri olarak ablukaya alınmaya çalışılmasının da aynı zamanda Çin’in etrafında yeni mütefikler oluşturulup, eski müttefiklere destek vermesi amacının altında da bu ekonomik mesele yatmaktadır diye düşünmekteyim.

3. Dünya savaşının bu bölgede çıkacağı söyleniyor. Eğer böyle bir savaş çıkarsa sonuçlarının dünya üzerinde görülmüş hiçbir savaşa benzemeyecek biçimde kötü olacağı kesindir. Taraflar birbirini 3 ila 5 yıl içinde bir savaşın ortasında bulabilirler. Umarım böyle bir savaş hiç bir zaman yaşanmaz.