PASİFİK’TE SON DURUM

Çin Devletinin Tayvan ve Japonya’ya karşı hamleleri ile Japonya ve Tayvan’ın savunma sanayinde attıkları atılımlar, bölgede tansiyonun uzun bir süre daha düşmeyeceğini gösteriyor. Gerilimde Çin’in Tayvan adasına doğru izlediği yayılmacı politika, Tayvan’ın ise geri adım atmayarak Çin’e meydan okumasıyla ilerleyen bir süreçte devam etmektedir. En son Çin uçaklarının Tayvan hava sahasını ihlal etmesi ve bunun akabinde Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen’in Çin’in baskısına boyun eğmeyeceğini ve demokratik yaşam biçimini savunacağını söylemesinin, bir meydan okuma olarak görülmesi olağandır.

Savunma alanına yatırım yapan Tayvan, Çin’e karşı Patriot hamlesi yapıp, hemen sonra da ‘süratli mayın döşeme botlarını’ hizmete aldı. Japonya ise güneyinde bulunan adaların olası işgaline karşı tatbikat yaptı. Göründüğü üzere tansiyonun neredeyse bir an bile düşmediği bölgede bahsi geçen ülkeler olası bir savaş senaryosuna hazırlık yapmaktadırlar. Hindistan ile Çin arasında 20 aydır süren sınır görüşmelerinin nihayete varamaması da, çıkabilecek bir savaşta Hindistan’ın tarafını doğrudan göstermektedir. 2. dünya savaşından galip çıkan Çin’in o dönem müttefikleri olan ABD ile İngiltere’nin ve yine bu 2 devletin rızasıyla kurulan Tayvan’ın Çin karşıtı politika izlemeleri, dünyadaki güç dengelerinin değiştiğinin doğrudan göstergesi olarak kabul edilebilir. ABD içe kapanmanın eşiğindeyken oluşacak boşluğu Çin doldurmaya çalışmaktadır.

Tabi Pasifik bölgesindeki gelişmeler bu yönde seyrederken Çin’in İran ile 25 yıl sürecek olan anlaşmanın yürürlüğe girdiğini açıklaması, doğrudan bizi ilgilendirmektedir. Hatırlarsanız daha önce Azerbaycan ve Türkiye ile ilgili direkt olarak Türkiye İranlı bürokrat tarafından hedef gösterilmiş hatta amiyane tabirle 2 devlete parmak sallanmıştı. Bu vesile ile İran’ın bu cesareti nereden aldığını da anlamış olduk. Anlaşmayla Çin, İran’a milyarca dolar tutarında yatırım yapacağının sözünü vermişti. Tabiki Çin bu anlaşmayı İran’ın kara kaşına kara gözüne hayran olduğu için yapmıyor. Yeni İpek yolu hattındaki ülkelerden biride İran’dır. Kopacak bir Pasifik savaşında da İran’ın tarafı Çin’den yana olacaktır dersek bizlerde sizlerde şaşırmazsınız. Doğu sınırımızdaki yeni komşumuz ÇİN.

Doğu Akdeniz’de Çin’in bize karşı olan yaklaşımını daha önce yazmıştım. Yeni İpek Yolu deniz hattının Türkiye’nin Libya ile yaptığı kıta sahanlığı (MEB) ile yasal deniz sınırlarımızdan geçtiğini de biliyorsunuz. Türkiye-Çin ticari ilişkilerine baktığımızda da oldukça verimli türden olduğunu söyleyebiliriz. Geçtiğimiz kasım ayında Çin’in  Suriye konusunda Türkiye’yi “insan haklarına ve uluslararası hukuka uygun davranmaya” davet ettiğini hatırlatmak isterim. Aslında Çin’in meselesi Yeni İpek Yolu projesinde olan ülkelere bir nevi gözdağı vermek şeklinde değerlendirebiliriz. Projenin en büyük ortağı ise etki alanlarımızla biziz. Tabi bizde böyle tehditvari konuşmalara verilecek cevapta vardır, ödetilecek bedel de!Herşeyin bir zamanı var.

Devletimize Güvenin.