TÜRKİYE’DE AŞI KARŞITLIĞI YOKTUR

Kesinlikle iddiamın arkasındayım. Aşı karşıtlığı meselesi küresel medyanın pompaladığı, olmasını istediği bir kavramdır. Dikkatinizi çektimi bilmiyorum. Ülkemizdeki nerdeyse tüm yayın organları, aşı olmayan kesimin aşı karşıtı olduğu yönünde bir ‘algı’ oluşturuyor. Gazeteleri elime aldığımda neredeyse tüm gazetelerin ilk sayfalarında aşı olmayanları kışkırtacak türden yazılar, hemde büyük ve kalın puntolarla yazılıyor. İşte bu bir “ALGI”dır.

Aşı olmak bir tercih ise olmamak da bir tercihdir. Bu konuda herkesin birbirine saygılı olması, hakarete varacak söylemlerden kaçınmaması gerekir. Bir el, bir medya gücü, bir grup elit yada artık adı herneyse, AŞI KARŞITLIĞI propagandasını bilerek yapıyor. İnsanları farklı bir mekanizma ile bu sefer aşı üzerinden dünyayı ciddi bir KUTUPLAŞMA evresine sokuyor. Amaç aşı üzerinden SİVİL İTAASİZLİK eylemleri.

Konuştuğum tüm aşı olmayan dostlarım AŞI KARŞITI değiller. Eğer aşı karşıtı olsalardı, tüm aşı camiasına (Grip, tetanoz, su çiçeği vb.) karşı bir duruş sergilemeleri gerekirdi. Tam olarak kabul etmek istemedikleri aşı Covid19 aşısı adıyla üretilen, bilhassa MRNA tekniği ile üretilmiş aşılar. MRNA aşılarının mucidi Prof. Dr. Robert Malone bile ‘kullanmayın’ diye bas bas bağırdığı için, aşı olmayanlar seslerini yükseltiyor.

Aşı olanlar cahil olmadıkları gibi, aşı olmayanlar da cahil değiller. Aralarında bir fark olabilir. Aşılıların komplo dedikleri teorilere, aşı olmak istemeyenler inanıyor. Gerçeği iki tarafında tam olarak bildiğinden emin değilim. Ancak aşı olmak istemeyen kitle ciddi anlamda bu konuyu araştırıyor. Burada aşılılar yapmıyor etmiyor demiyorum. Cevabı tam olarak belli olmayan bir konuda iki tarafın çatışması var. Tam bir Paradoks yaşanıyor ve kimse farkında değil.

Herkes bilim insanı kesilmiş tabi o da ayrı bir mesele. Aşı olanda olmayanda bilimsel veri istiyor karşıdaki arkadaşından. Tabi kimse bilim insanı olmadığı için hep bir başka bilim insanının tezleri çıkıyor ortaya. Herkeste bir suçlama hali herkeste bir ben biliyorum havası. Böyle devam ederse ilk aşı cinayetinin işlenmesi kaçınılmaz olacak Allah muhafaza!

Ülkemizde aşı olanların sayısı gittikçe artıyor ve diğer kesimi ciddi şekilde suçlayıcı tavırlar içerisine giriyorlar. Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA bile aşıların tam bir koruma sağlamadığını, maske-mesafe kurallarının devam edeceğini açıklarken, (yani aşı olsanda olmasanda bu virüsü bulaştırma olasılığın var demek ki), insanların birbirini suçlamasının mantığı yoktur. Maske takmaya devam ettiğimiz sürece risk eşittir. Eğer eşit değilse, aşı olanlara maske zorunluluğu kaldırılsın, görelim.

Aşı olmak istemeyen tarafın bir talebi daha var. Aşı dayatması yapılmasın. Anlatmaya çalıştığımız şeyde bu. Tam olarak aşı seviyesine gelmemiş sıvıların, aşı adıyla yapılması üstüne birde zorlayıcı tedbirler alınması karşıtlık olarak değil, ‘dayatmacılığa tepki’ olarak okunmalı. Burası demoratik bir hukuk devleti olduğuna göre, kimse kimseye zorla birşey yaptıramaz. Konu sağlık olsa bile1