Ubuntu

Günümüzde hemen hemen her evde bir bilgisayar var. Bilgisayarların çalışması için bir işletim sistemi gereklidir. Dünya da en yaygın olarak kullanılan işletim sistemi de Windows işletim sistemidir. Buna alternatif olarak da açık kaynak kodlu Linux tabanlı işletim sistemleri mevcuttur.  Ubuntu ise geliştirmek için kullandığı işletim sistemidir.

Güney Afrika dilinde “Başkalarına karşı insanlık” anlamına gelen Ubuntu, Linux tabanlı bir işletim sistemidir. Tamamen özgür ve ücretsiz olarak geliştirilen bu sistem, bilgisayar kullanıcısının günlük yaşamını kolaylaştırmak için geliştirilmiş olup, ilk kez kararlı sürüm olarak Linux tarafından 2004 yılının Ekim ayında internet dünyasına tanıtılmıştır.

Bir de yerli olarak dağıtılan yine Linux tabanlı pardüs var. Bunlar teknik konu tabi ama benim değinmek istediğim konu ubuntu ismi verilen Linux tabanlı işletim sistemi. Bu işletim sistemi diğer Linux tabanlı sistemler gibi açık kaynak kodlu.

Peki. Ne demek açık kaynak kod? Açık kaynak kod, sistemin gelişiminin devam etmek için gönüllüler tarafından hatalarının bulunarak kapatılması ve kendisini yenilemesi. Yani sürekli güncelleşmeye devam edilmesi. Bir birliktelik hareketi.

Afrika’da çalışan bir Antropolog, bir kabilenin çocuklarına oyun oynamayı önerir ve ağacın altına koyduğu meyvelere ilk ulaşanın ödülünün o meyveleri yemek olacağını söyler.
Onlara “Hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak” der.
O anda bütün çocuklar el ele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlarlar.
Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu “Ubuntu” dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki?

Desmond Tutu, Ubuntu felsefesini şu şekilde açıklar:

“Ubuntu’ya inanan bir insan diğerlerine açıktır, diğerlerine olumludur, diğerleri iyi ve yetenekli olduğunda tehdit altında hissetmez, onun daha büyük bir bütünün parçası olduğunu bilmekten gelen bir özgüveni vardır ve diğerleri aşağılandığında, küçük düştüğünde, kendisi de aynı şekilde hisseder.”

“Ben, biz olduğumuz zaman benim.” ve biz olabildiğimiz sürece her şeyin anlamı var.