VERDİĞİMİZ RAHATSIZLIKTAN DOLAYI GURUR DUYARIZ

Türkiye’nin Ukrayna’ya sattığı Siha’lar ilk defa Donbass üzerinde kullanıldı ve Rus yanlısı ayrılıkçılara ait hedefleri vurarak, alanında rakipsiz olduğunu bir daha ispatlamış oldu. Bu operasyonun hemen ardından Kremlin’den açıklamalar peşpeşe gelmeye başladı. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov’un geçtiğimiz gün yaptığı “Korktuğumuz Şey Başımıza Geldi” açıklaması ile Türkiye-Rusya ilişkilerine atıfta bulundu. Peskov, Bayraktar TB2 SİHA gibi silahların Ukrayna’nın bu bölgesinde kullanılabileceğini ve bunun sadece istikrarsızlığa yol açacağını vurguladı. Bu gelişmelerin Ukrayna’daki sorunun çözümüne katkıda bulunmaz diyen Peskov’un bu açıklamaları ile krizin derinleşeceği anlayabiliriz. Ancak SİHA’lara karşı geliştirilmiş herhangi bir teknoloji şu an için yoktur.

Türkiye ile Rusya arasında SOÇİ’de düzenlenen zirve sonuçsuz kalmıştı. Zirve’nin kazananı İDLİP’ deki gelişmelerde belli olacak demiştik. Henüz Türkiye’yi doğrudan hedef alan bir saldırı olmadı ancak fırtınanın kopması an meselesi. Aslında Ukrayna hamlesi ile SOÇİ’de kazanan taraf olduk diyebilirim. Rus uçakları ise bir kaç gündür İDLİP’te sivilleri hedef alan saldırılar düzenliyorlar. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ise askeri konvoylarla bölgeye intikal ederek hem olası saldırılara cevap vermek üzere hazır bekliyor hemde ‘biz buradayız’ mesajını açıkça Rusya’ya ve sivil halka vermektedir. İdlip’deki konvoylarımıza EYP (el yapımı patlayıcı) ve roketli saldırılar olduğu bilgileri gelmektedir. Kaynaksız ve zayıf ihtimal dâhilinde olan bu bilgilerin amacı ise ordumuzun ve toplumumuzun moralini bozmaya çalışmaktan başka bir amaç gütmemektedir. Rusya, İdlip saldırılarını durdurmayacaktır. Bir şekilde Ukrayna konusunun intikamını İdlip’te görmeye çalışacaktır. Bu yüzden Türk Silahlı Kuvvetlerimiz kırmızı alarm durumunda, eller tetikte beklemek zorundadır. Çünkü her an ordumuza bir saldırı haberi duyabiliriz. ALLAH Ordumuzu Muhafaza Eylesin!

Bu gelişmeler yaşanırken Rusya ile İsrail Soçi’de bir görüşme yaparak, İsrail’in Suriye’de girişeceği operasyonlara Rusya’nın karışmaması yani cevap vermemesi konusunda anlaşma sağladırlar. Çünkü İsrail bölgedeki İran milislerini bahane ederek Şam ve civarına hava saldırıları düzenlemektedir. Burada ilginç olan kısım ise Rus hava savunma sistemlerinin Suriye konuşlu olduğu yerlerde İsrail saldırılar düzenlerken herhangi bir İsrail uçağını hedef almaması, İsrail ile Rusya’nın iyi ilişkiler içerisinde olduğunun bir göstergesidir. Yani bu gelişme İsrail Başbakanı Naftali Benet iktidarında değil çok önce (Netenyahu döneminde) yaşanmıştır. Gördüğünüz üzere Rusya ile iyi ilişkiler içinde olsak da asla dost olamayız.

Suriye ile ilgili ilginç bir çıkışta Çin’den geldi. Çin, Türkiye’yi Suriye’de “insan haklarına ve uluslararası hukuka uygun davranmaya” davet ederek ilk defa bu konuda Türkiye karşıtı bir tutum içerisine girmiş oldu. Bölgede diğer ülkelerin menfaatleri bitmek bilmiyor. Eğer devletimiz Suriye konusunda bir nefeslik boşluk verirse, güneydoğu sınırımızdan Çin’e bile komşu olacağız. Bu konunun/açıklamanın analizini önümüzdeki hafta yapacağım. Şimdilik burada bir es verelim.

            NOT: On büyükelçi krizi ile ilgili not düşmek isterim. Biz yazamadan geri adımlar geldi. Hükümeti sevmeyebilirsiniz, muhalif olabilirsiniz, saygı duyarım, Cumhurbaşkanını istemeyebilirsiniz saygı duyarım, belki haklı/haksız nedenleriniz vardır saygı duyarım ancak dışarıdan kimseye devletimize parmak sallatmayın. Büyükelçi meselesindeki duruşum budur.

Devletimize Güvenin