YENİ DÜNYANIN YENİ KUTUPLARI

28.09.2021
A+
A-

2. Dünya savaşı sonrası dünya 2 kutba ayrılmıştı. Bir tarafta Amerika Birleşik Devletleri ile müttefikleri diğer tarafta ise Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (S.S.C.B.) ile müttefik devletleri. Bu iki kutuplu dünya 1991 senesinde SSCB’nin yıkılması ile tek kutuplu yani Amerika güdümlü dünya haline gelmişti. Aradan geçen 30 senede, kendini dünyanın jandarması olarak gören ABD’ye karşı atılan adımlar boşa çıkıyor, dünya güç dengeleri ABD ile Rusya arasında bir nevi ‘it dalaşı’ ile kendini gösteriyordu. Şimdi ise dünya, olası bir Pasifik Savaşına doğru sürüklenirken, yeni ittifaklar ile taraf olmaya zorlanan ülkeler arasındaki krizlerle boğuşuyor. Tarafsız kalmak, neredeyse imkânsız.

Geçen hafta yazdığım makalede AUKUS paktından bahsetmiştim. Çin’e karşı yapıldığını tahmin ettiğim paktın ortakları ABD, İngiltere ve Avusturalya‘ydı. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika ziyaretinde Joe Biden ile görüşmemesi her ne kadar farklı değerlendirilse de, bu pakta ortak ettirmek için naz yaptıkları şeklinde yorumlamaktayım. Daha sonra kesinlikle kapımızı çalacaklarının garantisini de veriyorum buradan. Çünkü dünya üzerinde Türkiyesiz plan yapmak neredeyse imkânsızdır. Aslında kısa vadede Pasifik Savaşının olmayacağını düşünüyordum ancak yapılan hazırlıklar savaşın beklenenden daha yakın bir tarihte olabileceği ihtimalini doğurdu. Örneğin AUKUS paktının liderleri, Joe Biden ev sahipliğinde “QUAD zirvesi” adı ile yeni bir ittifakın önünü açtılar. QUAD zirvesine Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile Japonya Başbakanı Suga Yoşihide katıldı ve 24 Eylül’de yüzyüze bir toplantı gerçekleştirildi. Çin’i çevreleme politikası gereği daha önceleri adı ASYA-PASİFİK STRATEJİSİ olan planın adı HİNT-PASİFİK STRATEJİSİ olarak 2019’da güncellenmişti. QUAD zirvesi ile devletler taraflarını da açık etmiş oldular. ABD, İngiltere’yi de stratejik olarak yanına çekince Hindistan’ı doğal müttefik olarak zaten AUKUS paktında taraf olarak kabul edebiliriz. Çünkü Hindistan demek İngiltere demektir. Daha önce S-400 alımı dolayısıyla ABD’nin yaptırım listesinde alacağı tehdidine maruz kalan Hindistan ise sanırım Rusya-Çin hattından bu sebeple uzaklaşmıştır.

Bu ittifaklara karşın diğer tarafta ise Çin-Rusya ortaklığını görmekteyiz. Olası bir sıcak savaş ihtimalinde organik ABD düşmanı olan Kuzey Kore direkt olarak bu ortaklığa dâhil olacaktır. Çin, Tayvan topraklarının kendisine ait olduğunu yada başka bir deyişle Tayvan’ı kendi başına bırakmayacağını söyleyerek Pasifik Okyanusu’nu yeterince ısıtmaktadır. Hatta bugün (26.09.2021) Tayvan hava sahasını işgal ederek gövde gösterisi yaptığı gelen haberler arasında. Tabi ki Rusya-Çin hattına eklenecek müttefikler olacaktır. Şu an için bile bu ittifakların (kutupların) savaşması dünya için felaket olur.

Avrupa’nın ise şu an için Fransa üzerinden bu kutuplaşmanın dışında tutulduğunu görüyorum. Aslında bu gruplaşma için Trump da Biden da Avrupa’yı defalarca ikna etmeye çalıştı ancak AB bu konuya uzak durdu. Şimdi ise dışında tutulduğu için bir kutba tutunmak zorunda kalacaktır.

Dikkatinizi çekmek istediğim asıl nokta TÜRKİYE’dir. Şimdilik iki kutba da yakın olmayan ülkemiz hangi kutupta yer alacaktır? Rusya’ya yakın görünebiliriz ancak İDLİB yada SURİYE konusunda herhangi bir mutabakata varmış değiliz. Rus yetkililerin KIRIM hakkındaki beyanlarına verdiğimiz cevapların hesabı İDLİB ile AFRİN üzerinde görülmeye çabalanıyor. Ordumuz ile bölgede desteklediğimiz gruplar asla geri adım atmayarak dik duruşunu gösteriyor. Rusya ile Suriye ve Kırım’da yaşadığımız sorunlar bizi bu ittifaka da uzak görüntüsü verdiriyor. Suriye konusu kesinlikle çok önemli. İDLİB şu an ‘Beka Meselemizdir’ diyebilirim. Geçen haftaki yazıma bakarsanız, İdlib konusundaki detayları bulacaksınız.

Ortadoğu ise İSRAİL’e bırakılmış bir görüntü vermektedir. Abraham anlaşmaları ile Arap devletleri bir bir İsrail ile normalleşerek bu tezimi güçlendiriyorlar. Ancak bölgede henüz biz son sözü söylemedik. Bölge bizim, haberimiz olmadan kimse kuş uçuramaz.

Bence biz yani Devletimiz, yeni bir kutbun yegâne gücü olacağız. Bu öyle bir güç olacak ki, yıllardır hasretini çektiğimiz Adil Düzen’ in tesis edilişinin ilanı olacaktır. Bunu ise TURAN ve önce D-8 sonra ise D-60 ile tesis edeceğimizin garantisini verebilirim. İşte o zaman İsrail güdümünde görünen bazı Arap devletlerin, Türkiye safına geçtiğini göreceksiniz. Mesela BAE bunlardan bir tanesidir. İleriyi tahmin etmiş olacaklar ki ülkemize ciddi bir yatırım yapma isteğindeler. Kurduğumuz yeni güç dengesi, dünyayı adil bir şekilde yönetecektir. Siz ister adına Yeni Dünya Düzeni deyin, isterseniz Nizam-ı Âlem.

Devletimize Güvenin.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.