“YAŞADIĞIMIZ PROBLEMLERİN HEPSİ ORTAK”

“YAŞADIĞIMIZ PROBLEMLERİN HEPSİ ORTAK”
21.10.2023
A+
A-

 

Kent Bursa Gazetesi’ne önemli açıklamalar yapan CHP Bursa Gençlik Kolları Başkanı Elifnur Yamak ve CHP Bursa Gençlik Kolları İl Sekreteri Özge Abanoz ile Bursa’yı, Bursa gençliğini, Cumhuriyet Halk Partisi ve gençlik kollarını konuştuk. Gençlerin ortak problemlerinin fazlasıyla olduğu ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin gençler için en uygun parti olduğu vurgulandı.

SAVAŞ ESEN/RÖPORTAJ

Cumhuriyet Halk Partisi İl Gençlik Kolları Başkanı Elifnur Yamak ve CHP Bursa Gençlik Kolları İl Sekreteri Özge Abanoz ile gençlik üzerine konuştuk.

SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Gençlik Kolları Başkanıyım. İsmim Elifnur Yamak. Bursa’da üç senedir avukatlık faaliyeti gösteriyorum. Kendime ait bir ofisim var. Avukat olarak çalışmaktayım. Bursa Barosu’na bağlı. Lise öğrenimimi Bursa’da Ahmet Hamdi Gökbayrak Anadolu Öğretmen Lisesi’nde yatılı olarak okudum. Dört sene devlet okulunda yatılı okudum. Son Anadolu Öğretmen Lisesi mezunlarındanım. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi bölümünü kazandım. İstanbul’daki öğrenimimi bitirmemin ardından da Bursa’ya gelerek stajımı başlattım ve avukatlık mesleğime başladım.

CUMHURİYET HALK PARTİSİ HİKAYENİZ NASIL BAŞLADI?

Daima kendim kimlik olarak hep toplumsal bilinci yüksek, empati, empati duygusu, toplumla empati duygusu yüksek bir birey olmaya çalıştım. Üniversite aslında lise sıralarında başladı. Lise sıralarında daha proje üretmeye, çevremizdeki sosyal projelere katılmaya başladık. Daha sonra üniversiteye gittiğimde de bu daha çok öğrenci komisyonlarıyla oldu, öğrenci kulüpleriyle oldu. Aynı şekilde toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bazı platformlara üyeliklerim oldu. Hukuk derneklerine üyeliklerim oldu. Daha çok sivil toplum bazlı çalışmalar yaptım. Özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinde toplumda dezavantajlı gruplar üzerine çalıştım. Stajımı başlatmak için Bursa’ya geldim. Aslında her şey Bursa’ya gelmemle başladı. Normalde herhangi bir siyasi partiye üye olma fikrim yoktu. Fakat Bursa’da şunu çok eksik gördüm. İstanbul’da çok fazla sivil toplum kuruluşu, çok fazla aktif dernek, örgüt, parti grupları varken Bursa’da bunların hiçbiri yok. Bursa’da bunların olmadığını gördüm. Bursa’da daha çok sivil toplum üzerinden değil de sivil toplum kuruluşları üzerinden değil de partilerin daha etkin gruplar olduğunu gördüm ve ben de toplumsal bilinci yüksek bir insan olarak bulunduğum topluma fayda sağlamayı hedeflediğim ve sevdiğim için bundan keyif aldığım için bir siyasi partiyi kendime de hep yakın hissettiğim Cumhuriyet Halk Partisi’ne örgütsel anlamda da katılmak istedim. Daha yakından tanımak istedim. Bunun için de öncelikle Osmangazi ilçe ve Nilüfer ilçe örgütlerimizle iletişime geçtim. Önce Osmangazi ve Nilüfer İlçe Gençlik Örgütlerimizin faaliyetlerine katılarak başladık. Üyelik sürecinden sonra da genel merkezimize bağlı hukuk komisyonlarında, hukuk ve seçim komisyonlarında yer almaya başladım. 2022-2023 yıllarında anayasa çalıştayı alanında genel merkezimize bağlı komisyonlarda bir çalıştay yaparak anayasa hukuku üzerine genç avukat arkadaşlarımla birlikte çalıştık. Genel merkezde bu şekilde komisyonlarda görevlerim varken Bursa’da da aynı şekilde gençlik örgütlenmemizde kendimde daha fazla görev alma ihtiyacı hissettim ve günün sonunda da 4 Şubat 2023 tarihinde CHP İl Gençlik Kolları Başkanı olarak görevlendirildim.

BİR GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI OLARAK GENÇLER NEDEN CHP’Yİ TERCİH ETMELİ?

Çünkü aslında her şey şuradan başlıyor. Gençlerin bir sürü ortak problemi var. Gençler olarak biz yaşadığımız problemlerin hepsini ortak görüyoruz. Bizim işsizlik problemimiz ortak. Bugün hayat standartlarımızın yüksek olmama problemleri ortak. Bugün yaşam tarzımıza müdahalelerin kaynağı ortak. Eğer biz gençler olarak bunların hepsini çözmek ve toplumsal alanda bir çözüm üretme gayretinde bulunmak istiyorsak bunları yapabileceğimiz en uygun ortamlar aslında siyasi partiler. Çünkü siyasi partiler siyaset üretirler. Üretilen bu siyasi düşünceler mecliste temsil edilir. Mecliste temsil edilen bu düşünceler bir şekilde yasaya yansır, anayasaya yansır. Gençlerin mutlaka siyasetin içerisinde yer alması görüşündeyim. Bunu yapabilecekleri en iyi partilerden biri de Cumhuriyet Halk Partisi. Çünkü bizim partimiz, gençleri kucaklayan, gençlere değer veren, gençliğin fikirlerini duyan bir partidir. O yüzden isterim ki genç arkadaşlarımız Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelerek hepimizin yaşadığı bu ortak sorunlara çözüm arayışı içerisinde olsunlar. Biz bu sorunları hep birlikte çözelim. Mecliste düşüncelerimizi hep beraber temsil edelim. Siyasi partiler arasından neden CHP diye indirgersek sonunda o da şu şekilde Cumhuriyet Halk Partisi şu an Cumhuriyet’in değerlerini savunan bana göre parlamentodaki tek partidir. Bugün milliyetçiliği tam anlamıyla savunan tek parti Cumhuriyet Halk Partisi. Devrimciliği savunan tek parti, yenilik getirilmesi anlamındaki devrimciliği savunan Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetçiliği savunan Cumhuriyet Halk Partisi. O yüzden bizim cumhuriyetimizin gereklerini savunduğu için, özgür yaşamın gereklerini, insan haklarını savunduğu için ve bunların hepsini de insani ve evrensel platformda savunabilecek bir örgüt yapısına sahip olduğu için Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelerek bütün gençlerimizin siyaset yapmasını tavsiye ederim.

BİR HUKUKÇU OLARAK TÜRKİYE’DEKİ ADALETTEKİ İŞLEYİŞ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİZ NASIL?

Türkiye’deki adaleti tanımlamam gerekirse tek bir kelimeyle tanımlayabilirim. Bizim adalet sistemimiz çok hantal. Bizim kanunumuza baktığımızda örnek verelim işçi kanunu. Her zaman işçiyi koruyan işinin yanında olan bir kanundur. İş davaları da genelde işçinin lehine sonuçlanır. Ama burada işçi lehine sonuçlanmaya biz baktığımızda bir davanın süresi üç yıl, dört yıl hatta artık beş yıla kadar çıkabiliyor. Şimdi bir işçi özelinden gideceğim. Bir işçi hakkını aramak için dava açıyor. Kanun onun yanında işverene karşı onu koruyor. Bu konuda hiçbir problem yok. Ama mahkeme aşamasına gittiği zaman süreç üç yıla, dört yıla, hatta beş yıla kadar yayılabiliyor. İnsanlar adalet sistemine başvurduklarında illallah edip yeter, ben daha dosyamı takip etmek istemiyorum diyorlar. Yani avukat tutsa dosyayı avukatla bile takip ediyor olsa dosyanın maddi yükünden dosyanın manevi yükünden sıkılarak dosyasını zamanla takip etmemeye başlıyor. Bizim adalet sistemimizdeki en büyük problem adaletin işlevsiz, hantal ve tamamen vakit kaybı olacak bir mekanizmaya dönüşmesidir.

KADIN HAKLARI, KADINA ŞİDDET, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ NELER?

Kadın hakları konusunda şimdi maalesef öyle bir konumdayız ki ve ben şundan utanıyorum. Hala 2023 yılında oturup konuştuğumuzda maalesef oturup konuşmamıza bile gerek olmadan sabah haberleri takip ettiğimizde mutlaka bir kadına cinayet haberi, mutlaka aile içi şiddet olaylarıyla karşı karşıya geliyoruz. Ben isterdim ki 2023 yılının Türkiye’sinde bizim hiç böyle bir gündemimiz olmasın. Ama maalesef bizim böyle bir gündemimiz var ve biz her sabah kalktığımızda haberlerde bir kadın cinayetiyle, bir aile içi şiddet olayıyla bir çocuk istismarıyla karşı karşıya kalıyorsa o zaman demek ki devletin buna koruma önlemlerini alması gerekiyor. Bu koruma önlemlerinin en başında ne geliyor? Aile içi şiddetin önlenmesine yönelik bir yasamız var. Bu yasanın içerisinde koruyucu önlem maddeleri var ama bunlar bir noktada yetersiz kalıyor maalesef. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına kesinlikle uygun bulmayan bir hukukçuyum. Hukukçu gözüyle baktığımda zaten sözleşmeyi hazırlayan ülke Türkiye. Sözleşmeyi ilk imzayı açan ülke Türkiye. Biz sanki bu sözleşmeyi hiç imzaya açıp oylamamışız ve dünya kamuoyuna duyurmamışız gibi davranıyoruz. Biz sanki hiç bu sözleşmeyi hazırlayıp dünya kamuoyuna duyurmamışız ve onların imzalarını istememişiz gibi birden İstanbul Sözleşmesi dünyanın en kötü sonuç ve sonuçlarına yol açacak sözleşmeymiş gibi kamuoyunda böyle bir algı oyunu oluşturuldu diyebiliriz. Esasen bunun hiç böyle bir tarafı yok. İstanbul Sözleşmesi’ndeki koruyucu önlemleri bizim ülkemizin ihtiyacı vardı. Şu anda da olan kanunumuzdaki koruyucu maddeler evet kadınları bir noktaya kadar koruyabiliyor ama şöyle bir durum var. İtiraz mekanizmaları var. İtiraz edip kaldırılan koruma kararları var. Maalesef mahkemeleri oyalayan çok fazla olay oluyor ve biz asıl korunması gereken kadınlarımızı maalesef koruyamıyoruz.

MALUM KURULTAYA AZ KALDI. BİR GENÇ OLARAK VE GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI OLARAK BU KONUDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ NELER? KURULTAY HAKKINDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

Cumhuriyet Halk Partisi şu an tam olarak bir kurultay sürecinde. Bu kurultay sürecinde parti meclisi üyelerimiz tekrar belirlenecek. Genel başkanımız tekrar belirlenecek. Bu bir parti içerisinde olması gereken bir süreç. Bu demokratik bir süreç. Cumhuriyet Halk Partisi bir lider partisi değildir. Bir ideoloji partisi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin temelinde bazı fikirler ve idealler yatar. Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri de bu fikirleri ve idealleri aslında benimsemiş üyelerdir, partililerdir. Burada tek bir liderin arkasından siyaset yapan bir parti mekanizması biz görmüyoruz aslında. O yüzden bizim parti kurultaylarımız tamamen demokratik usullerle gerçekleşmesi gereken kurultay süreçleridir. Biz de gençler olarak tabii ki bu kurultay sürecinde partimizin birbirinden ayrışmadan tekrardan kenetlenerek ve kurultay sonunda yenilenerek ve birbirinden güç alarak tekrardan sahaya çıkabilecek, yerel seçimler için hem önce partimiz için büyük, genelde baktığımızda da esasen ülkemiz için iyi olacak sonucu ortaya çıkartmak da bizim bir partili olarak ve aynı zamanda kendim de kurultay delegesi olarak bizim asli görevimizdir. Kurultay delegeliği noktasında da şu şekildedir. Kendi kurultay delegeliğin benim şahsım adına verilmiş bir kurultay delegeliği de değildir. Gençlik kolları başkanı olmam sebebiyle tüm gençleri temsilen olan bir kurultay delegeliği olduğundan kendim de bu kurultayda bir oy hakkım varsa oyumu kullanırken, tamamen genç arkadaşlarıma danışarak, genç arkadaşlarımın fikirleri doğrultusunda hazırlayacağımız listeyle partimizin değişimi, dönüşümü, yenilenmesi ve yerel seçimlere hazır hale gelmesi için elimizden geleni yapacağız.

SİZCE BURSA’DA BİR GENÇ VE SİYASETÇİ GÖZÜYLE BAKTIĞINIZ ZAMAN ŞEHRİN EN BÜYÜK SORUNLARI NELER VE NASIL ÇÖZÜMLERİ OLMALI?

Bursa’nın iki üç yıl önce bu kadar aşırı derecede olmayan bir mülteci sorunu o zamanlar da hep vardı aslında ama şu an oldukça çok yoğun görülen bir mülteci problemi var Bursa’nın. Evet. Öncelikle Bursa’nın Sosyo-Demokratik Fikri yapısını bozmayacak şekilde bu göç dalgası bir noktada engellenmesi lazım. İstanbul’da mahalle mahalle yasaklar getirildi. İkametgâh yasakları getirildi. Sonra bunlar ilçelere yayıldı. Bugün İstanbul’da Fatih ilçesinde ikamet alamaz hiçbir göçmen. Başka göçmenlerin yoğunlukta olduğu ilçeleri alamaz. Ama bugün biz Bursa’ya baktığımızda isteyen Yıldırım’dan, isteyen Kestel’de, isteyen Osmangazi’de elini kolunu sallaya sallaya ikametgahını alıp burada dükkanını açabiliyor mu? Açabiliyor. Her gün yeni bir dükkânın açıldığı ve o dükkanlara Arapça tabelaların asıldığını görüyoruz. Bir genç olarak ben kendim işimi kuramıyorken, benim onlarca arkadaşım, yüzlerce arkadaşım kendi işini kurup bu kadar rahat ticaret yapamıyorken, maalesef ülkemize gelen göç dalgasıyla gelen yabancılar diyeyim. İstedikleri gibi ülke kanununa münezzeh bir şekilde, vergilerden münezzeh bir şekilde yaşayabiliyorlar. Tabii ki de bu beni öncelikle Bursalı bir genç olarak rahatsız ediyor. Bursa’nın böyle bir problemi var. Bunun acilen önlenmesi nasıl olur? İkamet yasakları. İstanbul’da şu an bunu uyguluyorlar. Bursa’nın artık daha fazla göç kaldıracak hali kalmamış durumda. Mülteci sorunu dışında Bursa’nın temelde şehir olarak problemlerine bakarsak ciddi bir ulaşım problemi var. Ulaşım kanalları yetersiz. Metro tek hat üzerinde gidip geliyor. Yine karşılaştıracak olursak İstanbul’da metronun birçok yere girip çıktığını raylı sistemin çok çeşitli olduğunu görüyoruz. Bursa’da bu yok. İpek böceği dediğimiz raylı sistem çok yavaş. Ulaşımda ciddi anlamda bir problemi var Bursa’nın. Daha sonra Bursa’nın yeşil alan problemi baş göstermeye başladı. Yeşil Bursa diyoruz. Bursa’nın Tophane’den kentin merkezine doğru baktığımızda görebileceğimiz bir yeşil alan artık kalmamış durumda. Bu gayet gözlemlenebilir bir durum. Herkes gidip tophaneden o meşhur manzaraya baktığında önce o TOKİ’leri görerek bizim aslında şehirleşmemizin ne kadar hatalı olduğunu, şehir planlamacılığının Bursa’da ne kadar hatalı olduğunu görebilirler. Bursa’da şehir planlamacılığı kalmamış durumda. Bu da tamamen belediyeler yüzünden. Bugün bir Nilüfer Belediyesi’ne baktığımızda şehir planlamacılığının olduğu bir belediye görüyoruz. Ama Bursa merkezden dediğim gibi otopark cephesinden bir baktığımızda Bursa merkez, Osmangazi, Yıldırım, Kestel hattına doğru şehir planlamacılarının kesinlikle olmadığını görüyoruz.

BELEDİYELER DEMİŞKEN YEREL SEÇİMLER DE YAKLAŞIYOR. MART’TAKİ YEREL SEÇİMLERİ KAZANACAĞINIZI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? FİKİRLERİNİZ NELER BU KONUDA?

Hem ilçe bazında hem Mart’taki yerel seçimlere kesinlikle kazanacağımızı düşünüyoruz. Mart’taki yerel seçimlerde büyükşehir belediye başkan adayımız, genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da açıkladığı üzere Mustafa Bozbey’dir. Mustafa Bozbey’in 20 senelik başarılı bir Nilüfer belediyeciliği geçmişi var. Ben önce bir Bursalı genç olarak, sonra partili bir genç olarak temenni ediyorum ki Mustafa Bozbey Nilüfer’e tekrar yoktan nasıl var edebildiyse, şu an bildiğimiz Nilüfer’in temelleri, hatta büyük bir çoğunluğu meydana geldiyse Bursa’da da bu planlı belirleyicilik, hesap verilebilirlik. Bu şeffaf belediye olgusu anlamında şeffaf belediyecilik anlayışı Bütün Bursa’ya yayıldı. Bir belediyecilik anlayışının sosyal demokrat belediyecilik anlayışının Bursa’ya egemen olacağına inanıyorum. Bursalı vatandaşlar arasında da birazcık kamuoyu yoklaması yaptığımız zaman Mustafa Bozbey’in gerçekten isminin halkın nezdinde bir kıymete ve halkın ona olan inancının olduğunu görüyoruz. O yüzden bu seçimde partimize ve büyükşehir belediye başkan adayımız Mustafa Bozbey’e güvenimiz tam seçimde alacağımızı kesinlikle düşünüyorum.

ÖZGE ABANOZ’DAN GENÇLERE ÇAĞRI

CHP Gençlik Kolları İl Başkanı Elifnur Yamak ile yaptığımız röportajın ardından Gençlik Kolları Bursa İl Sekreteri Özge Abanoz ile de konuştuk. Abanoz şunları söyledi: “Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları Bursa il sekreteriyim. 2019’dan beri aktif görev alıyorum. Öncesinde Nilüfer Gençlik Kolları’nda yönetim kurulunda bulundum. Eylem etkinlikten sorumlu ve eğitim sekreterlik görevlerini yaptım. Genel merkezimizin toplumsal cinsiyet eşitliği komisyonunun yürütme kurulundayım. Kadın meclisleri ve kadın cinayetlerini durduracağız platformlarında da aktif görev alıyorum. Onun öncesinde de komisyon başkanlıkları yaptım ve ocak ayından itibaren de il sekreterliği görevi yapıyorum. Kısaca kendimi bu şekilde tanımlayabilirim. Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden Halkla ilişkiler bölümü mezunuyum. Ailecek de emlakçılık ve araç kiralama işi yapıyoruz.  Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları şöyle bir yapı. Her şeyden önce kendi içinde bir ailedir. Bizim aramıza katılan herkes ailenin bir bireyidir. Herkes sahiplenir. Bir gün bir şeye ihtiyacı olduğunda bir eksik olduğunda ya da bir özelliği olduğunda biz bunu komisyonlarda değerlendiriyoruz. Üniversiteli arkadaşlar gitti. Gittiği şehirlerden mezun olup geldiklerinde genelde bir boşluğa düşüyor. Mevcut düzenden de memnun olmadıkları için bir arayışa giriyorlar ve bu genelde Cumhuriyet Halk Partisi oluyor. Çünkü gençlerin özgürce fikirlerinin belirtebildiği, aklındaki projeleri hayata geçirebildiği tek siyasi parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu yüzden de gençleri biz çok çeşitli çalışma alanları kuruyoruz. Komisyonlar oluyor, projeler oluyor. Her alanda yeteneklerine göre değerlendirilebiliyor. Yönetim kurullarına giriyor. Siyasi olarak söz hakkı sahibi oluyorlar. Parti içindeki seçimlere katılıyorlar. Yani bir nevi Atatürk’ün dediği gibi kadınların, gençlerin bu partiye sahip çıkması lazım. Gelecekte bir şeyleri değiştirmek istiyorsak gençlerin, kadınların taşın altına elini koyması gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi de bu olanağı sağlıyor. Herkese yerel seçim öncesinde de, Bursa olarak yerel seçimi kazanacağımızdan biz eminiz. Mustafa Bozbey’le de çok çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Hızla sürece başlayacağız. Şimdi önümüzde de bir kurultay süreci var. Onu da sağlıklı bir şekilde Demokrasi şöleni halinde sonlandıracağız ve partimizi iktidara taşıyacağız. Partimize, gençleri de buradan aramıza katılmaya davet ediyoruz.”

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.